bugün

belki de saçma sapan oldukları için unutulamadığını düşündüğüm anılardır. hani birşey ezberlerken, ezberlediğimiz o şeyi saçma sapan bir şeyle özdeşleştirerek ezberlemeye çalışırız bazen ya, işte bu anılar da o şekilde akılda kalıyor. hele de o anıyı hiç hatırlamak istemediğiniz bir insanla yaşadıysanız işte tadından yenmez, ayvayı yediğinizin resmidir, zamanı her geldiğinde zihninizde canlanıverir. neden bahsettiğimi bir örnekle açıklayayım:
mutfakta temizlik için tezgahta iki şey vardır, birincisi sıvı sabun, ikincisi sıvı bulaşık deterjanı ve bunlar yan yana dururlar. işte o gün de bu ikisi yan yana duruyorlardı, eski kız arkadaşım - beni aldatan o kalleş - akşam yemeğini hazırladıktan sonra mutfakta ellerini yıkamaya koyulmuştu ve aramıza şuna yakın bir diyalog geçti;

- hayatım, ellerini onunla yıkama, o bulaşık deterjanı, sabun onun yanındaki.
- ay olsun canım, ellerim yağlı zaten ancak deterjanla çıkar.
- peki (go on).

ne zaman mutfakta ellerimi yıkamaya kalksam işte bu anı canlanır gözümde, sonra aldatıldığımı hatırlarım, gözlerim dolar, ellerime tam deterjan dökecekken sıvı sabuna yönelirim, gözlerimden bir yaş da elimdeki sabuna karışır, vs vs.

işte, unutulamayan anıyı, yıkanan elle birlikte bir an olsun unutmanın dayanılmaz hafifliği gelir peşi sıra.
(bkz: saçma sapan ve üzücü anılar)