bugün

eleştirel bakış açışı ve bunu dile getirme şekli ancak buna yeten zavallıdır aynı zamanda espri kabızıdır. birbirinden çok farklı yayın politikalarına sahip 20'den fazla ulusal gazete var bu ülkede ve hiçbirini hiç kimse "tuvalet kağıdı" olarak niteleyemez. bu nitelemeyi yapan zavallı, ya tipik bir posta seyircisidir (okuyucusu diyemiyorum), ya da gazeteleri bulmacaları için takip eden bir sivri zekadır. ülke gündeminden haberdar olmak ve siyasi gelişmeler karşısında fikir edinmek için yalnızca bir kaynaktan beslenmemek gerekir, her gazete okunmalıdır, her bir köşe yazarı kâle alınmalıdır (ahc-ayşe arman ve türevleri değil elbette).

birileri elbette farklı düşünecek bunu o kalın kafanıza sokun ulan. tsk diyince el pençe divan durmamız gerekmiyor, askeri vesayeti kabul etmek demektir bu. cumhurbaşkanı'nın annesinin etnik kimliği sorgulandı (evet bak o atatürk'ün makamı var ya o işte) gocunmadınız, ordunun içindeki çetecileri de mi sorgulayamayacağız. dursun çiçek'e iftira atmışlar, atsınlar amına koyayım, o imza onun değilse geçen yıl ortaya çıkan belgedeki imza benim mi? neden güveneyim ki askerin sözüne, en yetkili kişi genelkurmay başkanı'nı mke yalanlamış neyine güveneyim daha? bunları sorgulayan akredite olmayan cesur 2-3 gazeteden biri taraf sen kalkıp ağzından salyalar saçarak tuvalet kağıdı diyorsun. okumuşluğun var mı hiç aldın mı eline? ne tür köşe yazıları yayınlanıyor gördün mü? hürriyet'in posta'nın arka sayfa güzeline öylesine alışmışsınız ki gerçek bir gazeteyi bile ayırt edemiyorsunuz.