bugün

her ne kadar biraz terbiyesizce olsa da, kesinlikle işe yarar bi adres tarif etme tekniğidir.

- abi merkez işhanına nasıl gidebilirim?
+ hmmm.. şimdi, cengiz topel caddesi'ni biliyor musun?
- hayır
+ yeni postaneyi?
- hayır
+ işçi bulma kurumu?
- hayır
+ çarşı karakolu?
- abi bu şehirde hiçbir yeri bilmiyorum, yeni geldim.
+ vay mına koyiim.. şimdi, şurdan dümdüz git, sokağın bitiminde sola dön, sonra sağa, düz git, hastane çıkacak karşına; ordan sağa dön
- abi baştan alabilir miyiz? karıştırdım ben
+ fiyuuu! nasıl anlatsam ki... aha, ahmetlerin sekreteri değil mi şu? valla o. işe gidiyor kesin.. bak hemşerim, şu kalçaları takip et, seni merkez işhanına götürür. peşinden ayrılma
- şu kırmızı pantolonlu olan kalçalar mı abi
+ he he, koş yetiş çabuk.
- eyvallah abi
+ fazla yaklaşma ama haa. ehe ehe...

bu örneğimizde tekniğin işe yaradığını gördük. açıkçası, şansımız da bize yardım etti. sekreter işe gidiyor olmasa, bu teknik de ortaya çıkmayacaktı zaten. örnek çok mu spesifik geldi? (bu arada hayatımda ilk kez spesifik kelimesini kullanıyorum ve çok heyecanlıyım) şöyle düşünelim o zaman:

- abi delişmen pavyon'a nasıl gidebilirim?
+ vaay, alem var diyorsun.
- ehe ehe
+ şu kalçaları takip et. esmer mualla o, işe gidiyor.

bu daha iyi oldu gibi. veya şöyle:

- abi sarı altın plajına nasıl gidebilirim?
+ şu kalçaları takip et koçum.
- fiyuuu!

ama her adres sorana böyle tarif etmek de tehlikeli olabilir:

- abi merkez işhanına nasıl gidebilirim?
+ şu kalçaları takip et, ahmet'in sekreteri o.
- ulan şerefsiz totoş! bacım lan o benim! işyerinde sarkan markan var mı diye kontrole gidiyordum.. utanmıyon mu lan elalemin kalçasından adres tarif etmeye?
+ abi sakin ol, abi bokunu yiyim, abi.. vurma abi...
(bkz: i see you baby shankin that ass)
(bkz: don t stop me now)
(bkz: it is a good time)