bugün

istatistik değil "insan"ım! Benim de bir hikayem var...

Ben Aslan Encü'yüm,

Babamın üçüncü oğlu, anamın sakin yavrusu...

Keklik avlarken bir yandan da ''Dağ bizim maral bizim. Avcı burda ne gezer'' türküsünü mırıldanırdım.

Bilemezdim, keklik avladığım dağların başka avcıları da varmış.

Çok sevmezdim insan muhabbetlerini hatta sorsanız anam, sessiz sakin der benim için. Lakin bende de vardı bir deli sevda.

Abim, 10 kardeşe bakmak için gittiği kaçakta bacağını bırakmıştı şimdi bana mezar olan bu toprağa.

Bir mayın da onun payına düşmüştü.

Sıra bana gelmiş abimin yerine ben düşmüştüm bu yola. Hem eve bakmak hem de abimin eskimiş protezini değiştirmek için.

Çıkmadan anama tembih ettim ''Kekliklerimi susuz bırakma'' diye...

Keklikleri sahipsiz, anamı da Aslan'sız bıraktı o koca bombalar.

Bir kayanın dibinde sessiz bir uykuya daldım bir gece; bir gece bu beyaz karın koynuna bir Aslan düştü ve düştüğü yerden bir daha kalkamadı. işte böyle bilinsin hikâyem. Aynen böyle...

Azı çoğu yok. Hikayem; bir ailenin çıldırtan yası, bir köyün gençsiz bırakılışıdır. 34'den biri bu dağlarda bombalandı. Bu dağlarda tarih bir acıyı daha yazdı. işte böyle bilinsin. Aynen böyle...

Hikâyeler hep mutlu sonla bitmez; anamın ''Oğlumdan geriye bir pincik et koydum tabuta'' feryadı çınlasın kulaklarınızda...

Belki kızacaksınız ama bir çift sözüm var;

Eğer beni öldüren bombalar adalet'i de öldürmediyse,

Adalet talep ediyorum...

Herkesin hakkı değil mi adalet?

Yoksa

O kocaman, pahalı bombalarını beni öldürmekte harcadığı için devletten özür dilemeli,

Hedefi şaşırmayıp beni öldürdüğü için Genelkurmay'a teşekkür mü etmeliyim!?
görsel