bugün

ben de hayretler içerisindeyim fakat tecrübe ettiğim hadise.

Nişantaşı'nda bir gösteri öncesi tıraş olmam gerekiyordu fakat bizim mahallenin aksine etrafta hiç erkek kuaförü kasap hayri'lerden yoktu ve ben de mecburen bir bayan kuaförüne kafamı uzatıp "ee pardon, sakal kessek?" dedim. Gülerek, "olur ama ustura yoki makinayla alırız" diyip beni içeri aldılar. zaten sakal dediğim de 7 tane kıl, neyse.

Sağolsun efendi düzgün bir arkadaş aldı beni salonun tam ortasında bir koltuğa oturttdu ve favorilerden başlayıp almaya başladı. Normal erkek kuaförlerinden alışkanlık ellerimi götüme kadar sokmuştum berber değdirmesin diye ama kardeş sağolsun hiç değdirmeyerek hayatımda ilk defa bir kuaförde ellerimi sağıma soluma koymama sebebiyet vermişti.

ben huzurlu huzurlu tıraş olurken etrafta pos makinası ile bir bayan dolaşıyordu ve müşterilerle aralarında şöyle diyaloglar geçiyordu "Arzu hanım 450, %20" "Sevgi hanım'ın 375'ti sanırım" diye. Ulan ben başladım titremeye. Hayır bakıyorum Arzu hanım da sadece fön çektirmiş gibiydi sanki. Dedim sıçtık, burada donumuzu bırakıp çıkmazsak iyi. Sonra pos makinasıyla bana doğru geldi hanım kızımız, ve kuaförüme doğru "ne vardı buranın?" dedi. Bizim mal da "kesim, yıkama" deyimce hanımefendi kesimi saç kesim anladı ve bana 105 demesiyle benim öteki taraftaki sakallar kendiliğinden döküldü zaten. Herkes bana bakıyordu. Ulan zaten bayan kuaföründe rica minnet sakal kestirmeye girmişsin ne bu hareketler? Neyse baktılar ben havale geçiyorum hemen ayaklarımı uzattılar... şaka lan o kadar da değil. bi şekilde karttan 25 taksit + boş senet imzalama falan derken çıktık.

ayrıca öyle veya böyle saç yıkama esnasında kafayı arkaya yatırmak da ne güzel bir deneyimmiş arkadaş.bizim kasap abilerde öyle değil. Enseden tutup lavaboya bi sokuyolar, zaten o ivmeyle burnun lavabonun dibine çarpıp kanıyo falan bir ton aksiyon. hay gözünü sevdiğiminin parası be...