bugün

düzene isyan eden, bu baba- çocuk ilişkisi böyle tabulaştırılamaz, tabulaştırılmamalı diyen ancak azar işittikten sonrada "bok yedim baba, kızma n'oluur! ühühüh" naraları atan çocuk.

"yapma çocuğum!", "yapma evladım, uslu dur hadi!" ile başlayan uyarı cümleleri, yaramazlıktaki ısrar oranına göre "akıllı dursana lan eşşoleşşek!", "sen şımarrttın hep bunu, sen! uslu dur lan 2 dakka! gir örümceğine bin şerefsiz"lere dönüşür bi süre sonra. yani olay esasen evrelerden oluşur. durdurmak, salya sümük ağlayarak yaldır yaldır annenin yanına koşmamak kişinin elindedir. ama çocuksun lan! söz dinledikten sonra ne anlamı var ki o güzelim günlerin.

misal; misafir gelmiş eve, baban da senin hünerlerinden bi kesit sunmak istiyor onlara ve;

+ bizim oğlan tarkanı duydumu yerinde duramıyor necati! oynamaya başlıyor hemen!
- hadi ya! maşallah, allah esirgesin. gel bakiişm buraya berkant!
/ mana ne gelmeeem!
+ berkant bak amcan tarkanı dinletcek sana, gel hadi oğlum buraya!
/ gelmiyoruuum!
+ bak.. berkant telefona bak oğlum! ne güzel di mi? al hadi bunu..
/ ı ııh!
+ gelsene lan ağzına sıçtırmışın çocuğu! ne bu inatlık!
/ ühühühü anneee böhüüüü
- tamam neşet abi sıkıştırma çocuğu!
+ lan başka zaman yerinde duramaz şerefsiz, şimdi sizi görünce şımardı iyi mi!
- çocuk o çocuk boşver! (bu söze de hastayım hee)

tarzı bi diyalog yaşanıyor. sümüğünü akıta akıta annene koşacağına, gidip iki gubidik hareket yapsana lan babanın yanında işte velet! değdi mi yediğin azara? ki bu soruyu biz çocuğa sorduk ama esas olay babada. ne kasıyosun lan sanki oğlunun hünerlerini göstertmek için? al işte, zırıl zırıl ağladı çocuk.. gel de sustur onu şimdi anasını satayım!

velhasıl; karşılıklı anlayış ile çözülebilecek bi durum bu. çocuk babasının sözünü dinleyecek, daha küçük yaşta "fuck you america!", "go home yankii!" kıvamına gelmeyecek, baba da isteklerini mazur görülecek bi çerçeve de bırakacak. köçek mi ki lan bu, çıkıp oynasın ikide bir? allah allaah.