bugün

Bir gün batımından üzgün kapıdan dışarı çıktım
Avucumda tutmuşum oğlumun bileğini
Ya Rab! Garipliğin elinden hangi taşa vurayım
Bu boş kafamı, şaşkın başımı
Babanın civarına ve o menus eve gittim
Dindirmek için gönlümdeki dertleri
Babanın yuvasını ve annenin beşiğini arıyorum
Bulmak için mücevher madeni ile sanat kaynağını
Sokak başında bir komşu çocuğu görmedim
Anlatmak için gezinti ve yolculuğumun hikayesini
Gözlerimden yanaklarıma yaşlar dökülüyordu lakin
Gizliydi, görmesin diye oğlum yaşlı gözlerimi
Ansızın oğlum bu kapıdan ne istiyorsun dedi
Dedim oğlum baba safasının korkusunu.
Bak seni evlatsız bıraktım baba!
Sen de gittin beni babasız koydun baba!
Dedim elindeki asa olayım fakat ne çare
Ayağım çamura saplandı, başıma toprak serpildi baba!
Bizi yetim bırakıp yolculuğa çıkmak da neyin nesiydi
Mutlu gidiyorsun git yolun açık olsun baba!
Görmek için seni yavaş git zira bu yolculuğunla
Geri dönmek arzusunu taşımıyorsun baba!
Sen beni görme özlemini toprağa götürüyorsun
Ben de seni bir daha ancak rüyamda görürüm baba!
Bir bahçıvan gibi ciğer kanıyla beni yetiştirdin
Oysa bu fidanından bir meyve alamadın baba!
Ah ki zamanın oyunu beni gafil avladı!
Senden haberdar olayım derken (ölüm) haberin geldi baba!
Ruhumun mateminle bedenimden evladır
Lakin acın gönlümden çıkmıyor baba

şehriyar