bugün

çıkar gözetmeksizin, kardeşlik duygularımızdan dolayı mı oradayız sorusudur.

cevap: değiliz.

ırak’ın amerika tarafından işgal edilmesi sürecinde türkiye’yi oyunun dışında bırakan malum tezkerenin reddiyle, güya, oradaki fırsatları kaçırdık ve olası kazanımlardan olduk. hazır bop’un da eşbaşkanı iken, arap baharı’nda, güya, benzer fırsatları kaçırmamak için kolları sıvadı türkiye. ekranlardan işittiğimiz “her şey müslüman kardeşlerimiz için” söylemleriyle batının “demokrasi getirme” oyununun perde arkasında farklı hesaplar vardı elbette ki bence de bunlar her ülkenin yapması gereken hesaplardı. gel gör ki iktidarımız yine bir hesap hatası yaptı, dökülen her damla kanı eline bulaştırmasına karşın hiç bir kazanım sağlayamadı.

son olarak suriye’de tıkandık. oysa sabahına emevi camii’nde tekbir alacaktık, suriyeli kardeşlerimize öpücük atıp esed’in kellesiyle çıkmak için gitmiştik... atma ..cep, din kardeşiyiz; tabii ki askerimiz birileri halife olabilesin diye gitti oralara. ama bu kadar dış politika acemiliğiyle halife olunmaz ki. halife olmak bir yana, tasma değiştirecek hale geldik. yakında devir teslim töreniyle tasmamız amerika’dan rusya’ya intikal edecek. sonrasında iki ihtimal var: ya esed/rusya istiyor diye tüm suriyelileri ölmeleri için geri iade edeceğiz, ya da eşşek gibi yedi sülalelerine bakarak kendi vatandaşımızı ezeceğiz.

halifelik hesapları elde patladı be reyiz...
Kızılelma şekeriyle kandırıp yaktın çocukları be reyiz...