bugün

iğrenç duyguların en iğrenci... intiharlık bir vak'ayla karşı karşıyayız.

anlatayım: ben çocukları çok severdim. yeni evli sayılırım ve henüz çocuğum yok, belki ondandır. otobüste, tramvayda, parkta sokakta bir çocuk görsem, yaşına göre, ya sözlü olarak takılırdım veya kucağıma alıp okşardım, öperdim. yanında ailesi varsa, onların da hoşuna giderdi bu. bir yabancı beni çocuklarla oynaşırken falan görse, eminim, "ne iyi bir adam, çocukla çocuk oluyor" diye düşünürdü.

fakat artık öyle olmuyor maalesef. daha dün akşam, önceleri ikide birde sataştığım ve dayak yediğim komşu kızından posta yedim. daha ilkokula falan gitmiyor, çok da fıstık bir şey... gelgör ki, artık ne benle, ne de mahalledeki diğer büyükleriyle şakalaşmıyor. herhalde ailesi tenbihlemiş. büyüklerinden uzak dur demiş. zaten artık mahallenin delikanlıları, beyefendileri de ona ve yaşıtlarına takılamıyorlar. onlar da bunun "kötü" ve "yanlış" bir şey olduğunu sezmiş olacaklar...

bunun ne demek olduğunu anlıyorsunuz değil mi? bu halin sebeplerini biliyorsunuz değil mi? son günlerde iyice artan çocuk "cinayetleri"; yeterli sanırım...

şimdi çocuk sahiplerini, çocuk severleri ve hatta çocukları saran müthiş bir lanet dolaşıyor memlekette... benim düşünceme göre, pornocuların zaferi bu. övünebilirler kendileriyle... artık çocuk sevemeyeceğiz. artık bir çocukla bir büyük yanyana gelince, görenlerin aklına kötü şeyler gelecek. tıpkı iki erkek veya iki kadın bir araya geldiğinde -bir süredir- olduğu gibi...

evet, pornoculuğun bir zaferi bu duygu. övünebilirler kendileriyle. istedikleri oldu sonunda. artık çocuklar da çıktı hayatımızdan; biz de onların hayatından... tam amerika olduk sonunda! *
(bkz: ketty perry nin nerde kaldın körolmayasıca demesi)