bugün

tarık ile ali'sini unutamadığımızbir mehmet eroğlu romanıdır. dağda, gecenin kör vaktinde ve ayazda, dağın eteklerinin israil askerleriyle çevrildiği zaman diliminde ve en önemlisi bir tanesinin sırtındaki kurşunla, birbirlerine o an ne yapmak istediklerini anlatan, birbirinin içlerine girmiş iki karakterli romandır. roman daha sonra hayatta kalanın diğerinin hayalini gerçekleştirme çabasını anlatarak devam ediyor. gerçekleşiyorda. sahilde, gece vakti, esmer kıvırcık saçlı bir güzeli beceriyor arkadaşı. ama o an bunu sadece ölen arkadaşı yerine yapıyor! yapmadan evvel ise bunu saatlerce kadına anlatıyor. kadın ise o an o adamla değil, o adamın ölen arkadaşıyla sevişiyor!
#11873429

ötelerden, çok uzaklardan.
laik bir kalbin anlayacağı kadar narin, yağmur sonrası gibi sıkılgan bir haykırış benimki...

evet yokum, çaylağım evet. kör bir çocuk gibiyim, pili bitmiş tetris.
ama işte geçecek bugünlerde, kırılacak bu prangalar ve ben yeniden yazacağım...

yazacağım...

(bkz: sevgilerle)
sadece kendi başlığına yazdıklarına dayanarak, sözlüğün kaliteli yazarlarından biri olduğunu tahmin ediyorum.

umarım yanılmıyorumdur...

bir de başka bir tahminim sözlüğün tanınan trollerinden biri olduğudur.

ama emin olmadığım için tahiminimde, kim olduğunu yazmak istemiyorum.

ha bir de kimse yazmamış ama üçüncü nesil yazardır kendileri...
sayesinde kaybedenler kulübü'nün kayıtlarını dinlediğim uuserdır. teşekkürler sana dostum.
laboratuvarda çalışan yüksek lisans veya doktora öğrencisidir.
bir ara bir arkadaşım anlatmıştı ona çok oluyormuş. hatta diğer arkadaşlarının adını unutması ondan da çok oluyormuş. bu nasıl bir hastalıktır yahu çok enteresan. amerika'nın bir oyunu olabilir mi acaba? bilemiyorum.
Evde kalmıs bır turk erkegı
kendine nisyan.

unuturum bazen
aynalarda simamı
arkamdan bağırır gibi
hey adın ne senin
bilmem ki.
cüneyt arkın'ın otobiyografisidir.
Tam biyografilik hayatı varmış Cüneyt Arkın'ın ama otobiyografi yerine biyografi olsaymış daha iyiymiş.O ne kötü bir türkçedir Cüneyt !
(bkz: ıssız adam)
severek okuyoruz.
(#722662) bir yıl sonra edit olan entrysi ile dikkat çeken yazardır.
---anladığım kadarı ile---
bir reklam botu.
---anladığım kadarı ile---
bir mehmet eroğlu romanı.
iki ayrı kişinin düşlerinden alıp var ettiği kıvırcık saçlı esmer petra ile direnişçilere yardım eden amca(sı)nın varlığına tutunmuş bir adamın hikayesi.
çözülmemek için bedeninden, kimliğinden, adından, anılarından, dişlerinden, dişlemekten, sevişmekten vazgeçen bir adam.
esmer bir alman kızı; petra.
gülüşünden vurulan, bedeni göğe savrulup güneşle doğacak olan ali.
ve tarık. öteki olmaya kail; söz vermeyi ömür vermeye denk tutan. bir günün gecesine bir hayat sıkıştıran ve o gecenin sonuna geldiğinde gidebilecek kadar cesur bir korkak.

mehmet eroğlu'nun okumadığım tek romanıydı bu. ertesinde birkaç gün kendime gelemediğim romanlarının içinde en az sayfalı olanı; bir solukta okunabilecek, bir soluk sonrasında birkaç günü bulandırıp aradan çekilebilecek bir roman.

şimdi, farkında olmadan petra'nın, tarık'ın ya da ali'nin yüzlerini arayacağım. bu bahar başlangıcında olacak şey değildi ya, neyse.

görsel

edit: görsel.