bugün

osman baydemir

bir halkın temel haklarını talep eden konuşmaları türk gençleri ajite edip anti-partiye kayması zaten ülkemizdeki insanların yapısal ve davranışsal olarak sosyal koyunlar olduğunu gösteriyor. kürt sorunu pek çok siyasetçi ve siyasi parti çok iyi ve detaylıca biliyor yalnız bunu dile getiremez. getiremez çünkü tabanını, oylarını ve kariyerini kaybeder. türk halkı kürtlerin haklarını elde etmesine hazır değil. okuduğum her forumde , her sözlükte o kadar ağır tepkiler var ki... aşağılayıcı, alay edici, küfürlü yazılar, açıklamalar... peki var olan bir sorun nasıl çözülecek? tamam suç halkta değil. hiç biri isviçre'de doğmadı. gözünü açar açmaz, ulusal bir eğitimin bombardımına tabi tutuldu, tüm komşu ülkeler düşmandılar, kürtler akıl etmezler haklarını elde etmeyi sadece maşa olurlar gibi bir sürü downloadlar yüklendi beyine.

türk kardeşlerim, bir halk var. bunların eğitimsel ve kültürel hakları var. bunların ana dillerinde eğitim almaları gerekiyor. bir birey nasıl yok sayılmayı, kimliksizleşmeyi red ediyorsa bu halk da bitabii bu imha ve asimilasyona doğal tepki veriyor. lütfen anlayın ve çevrenizdekilere anlatın. bir kürt olarak kesinlikle ayrımcılığı, bölücülüğü tasvip etmiyorum ve desteklemiyorum. allah'ın bize bahşettiği dünya'da var olan saçma sınırlar üzerine yeni sınırlar koymak akıl karı değildir. gönül isterdiki hiç bir coğrafya da hiç bir hudut, hiç bir sınır olmasaydı. vizesiz bir gün roma'ya bir yaz tokyo'ya bir mevsim arjantin'e seyahat edebileydik.

ırkçılık hem günah, hem saçma, hem de düşmanlığı tetikleyen ideolojik bir mikroptur. buna kanmayalım. burdan türk kardeşlerime özellikle söylemek istiyorum: silahların susmadığı, savaşların olmadığı bir ülke nesili için mücadele edelim. türkiye'deki savaş, bizi birbirimizden ayrıştırıyor. osman baydemir kimseyi milliyetçi yapacak bir konuşma yapmamıştır, sadece kendini ait olduğu halkın haklarını talep ediyor ve mücadele ediyor. vicdanlı bir türk insanı da bunu desteklemesi lazım. türkiye'de kürtçü, kürt milliyetçisi olamaz, bu bir paradokstur. hakkını elde etmemiş, asimile olmaya yüz tutmuş, eline bir güç ve idari anlamda otoriteye sahip olmayan bir halk milliyetçi olamaz. bu bir işçiye patronculuğu yakıştırmakla eşdeğer bir iddiadır. eşitlik ve hakkaniyet sahibi isek ülkemizde bir hak ihlali varsa vicdanımız tek referansımız ise kürtlerin, başörtülü üniversite kızların, fakirlerin, alevilerin, hayvanların, çevrenin bir hakkı olduğunu düşünmemez ve onlar için mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.