bugün

arkasına bakmadan çekip giden kız

düz yazılarımın kaynak seçeneği ve soyut materyali sensin.
düz yazılarımı daha da düzleştiren, üslubumu daha da köşeli hale getiren, anlamları daha da manidar kılan, maneviyatı gözle görünür yapan yine sen.
ne kadar olmasan da bir o kadar varsın.
vücudunla ne kadar değersizsen ruhunla o kadar aşikarsın.
ama nedense ben hep değersiz olanla anlaşabiliyorum.
sebebi ete aç olmam değil, aşikar olanı benden saklaman.
sebebi değersiz olanı çabuk elde etmek değil ve verdiği hazsızlık.
sebebi değerli olana gitmek için değersiz olandan geçmenin gerekliliği.
boş bakışlarından bile bir anlam edinebiliyorum. belki bu yüzdendir sözylemediğin sözlerin bile yaralayıcı olması.
söylediklerinle kötü, söylemediklerinle berbat hissettiriyorsun.
bakman keder, bakmaman ise ızdırap veriyor.
bakmadığın zaman sümük gibi hissediyorum; değersiz ve yapışkan.
baktığın zaman ise; zayıf, fukara.
bakıp gözlerini kaçırmanla fukara sümüğü gibi yapıştırıyorsun beni duvara, bir sopayla kalbimi parçalarmışçasına.
duvar da sensin sopa da.
o parçalanan da senin, ben de seninim..
* * *