bugün

dream theater

mike portnoy gibi bir davulcu'nun gitmesinden sonra yapılan adam akıllı ilk albüm. mike mangini ile olmayacağını farklı mecralarda da yazmıştım.
gelelim albüm kritiğine;

albüm dinlendiğinde oturmuş, olmuş bir albüm gibi görüyor. progressive rock etkileri bariz belli bir albüm. john petrucci her zamanki gibi performansından en ufak birşey kaybetmese de, james için aynı şeyleri söylemem imkansız. vokali bazı yerlerde yetersiz kalmış. dünyanın en iyi vokallerinden biri yine işini yapmış ama eksik kalması beni üzdü.
jordan rudess ve john myung albümü sırtlayan iki kişi ve görünmeyen kahramanlar.

şarkılara gelecek olursak;

albümdeki şarkılar genel olarak güzel. farklı birşey yaptıkları kesin. enigma machine özellikle progressive metal olgusunu taşımış, hatta olmuş diyebileceğim bir şarkı. fazlasıyla beğendim.
devamında gelen, the bigger picture özellikle ilgimi çeken diğer şarkı. giriş kısmı ve sonrasında james'in o büyülü sesi şarkıya neredeyse tutkuyla bağlanmama sebep oldu. yavaş yavaş artan temposu, petrucci'nin aksak ritmleri, jordan'ın arka fondaki o güzelim klavye girişi, mike 'ın kendi üzerine düşen görevi ve john mygung'ın bas gitarıyla son noktayı koyduğu, belki de dream theater klasiği arasına girecek şarkı.
3:27'den itibaren giren sakin petrucci solosu duyguyu ikiye katlamakta.

surrender to reason
değişik bir şarkı, ama olmuş. karmaşık ritmleri, dream theater klasiği girişleri, soloları ve atraksiyonları ile olmuş.

dream theater metal camiasında kendini fazlasıyla ispatlamış ve artık hiç bir şeye ihtiyacı olmayan bir grup. şunu belirtmeden edemeyeceğim ki, adamlar bu albümü hakkını vererek yapmışlar.
ilerleyen yaşlarına rağmen, o enerjileriyle helal olsun diyorum.
elbette bir iki şarkı vardır. albümün geneli çok iyi olmuş.

along for the ride...

girişi ile beni alan şarkı. akustik gitar girişi ile başlayıp, hem progressive rock, hem de metal tadında işleyen bir şarkı.

beni hayal kırıklığına uğratmadılar. bu albümden umutluydum ve yanılmadığımı anladım.