bugün

haciz işleminde malları kaldırmak ya da yazmak

okuduğunu anlamaktan acizler için son kez yazayım;

verdiğim örnekten de anlaşılacağı gibi sen gecekonduya plazma alırsan o plazma bir tane de olsa haczedilir. ama senin 10 yıllık televizyonun haczedilmez hatta daha ileri gideyim evinde 10 yıllık 3 televizyon olsun, bak iki değil 3 televizyon olsun yine haczetmez onları icra memuru. neden haczetmez kanun izin verse dahi o televizyonu satsan satsan 100-150 tl' ye satarsın dolayısıyla masrafları bile karşılamayacağından haczetmez. ama tekrar ediyorum evdeki eşyanın bir tane olmasından ziyade niteliği önemlidir. lüzumlu eşya ile lüks eşya birbirinden farklıdır. lüks olan şey lüzumlu olmaz. zaten kanun değişmeden de televizyon buzdolabı çamaşır makinesi çok yeni değilse haczedilmiyordu genelde istisnaları hariç.
o istisna şuydu; avukat o eşyaların borcu karşılamayacağını biliyor ama yine de borçluyu zor durumda bırakmak için haczediyor ve yaşam standartlarını minimalize edip borcu ödetmek zorunda bırakıyordu. kanun koyucu dedi ki bu değişiklikle ''bunu yapamazsın, sen sadece paranı almayı düşünmelisin bunun için borçlu ve ailesine zarar verme hakkın yok'' dedi kısaca.
dolayısıyla şu an bir eve girdiğinizde o evdeki çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon genelde lüzumlu eşya sayılarak haczedilmiyor. istisnaları var daha önce koydum zaten istisnası olan bir mahkeme kararını. haczi yapılıyor, borçlu lüzumlu eşya olduğu gerekçesiyle itiraz ediyor ama mahkeme çamaşır makinesi ve televizyon lüzumlu değildir diyor.
dediğim gibi kanun diyor ki lüzumlu eşya haczedilemez, e bir eşyadan 2 tane varsa dolayısıyla biri lüzumsuzdur haliyle o yüzden o kanunda 2 ibaresi var zaten. ben şöyle bir örnek vereyim; diyelim ki bir evde 3 bebek var ve 3 de bebek arabası var (salakça bir örnek farkıdnayım) sen o bebek arabasının birini bile hacdemezsin çünkü o aile için 3 araba da lüzumlu eşyadır. bak ikiden fazla ama yine haczedemiyorsun.

uygulamaya gelince; avukatlar madem ki ben artık borçluya zarar vermek amacıyla satamayacağımı bile bile çamaşır makinesi ve televizyon haczedemiyorum, o halde diğer hakkımı kullanıyorum ve üst araması, ev araması istiyorum diyor genelde. bu süreç beyaz eşyayı kaldırmaktan daha zor ve uzun bir süreç çünkü memur bunu yapmak istemiyor, bu işlem polis olmadan mümkün değil yapılmıyor vs. ama durum budur özetle. isteyen istediğine inansın bana ne lan... ama ben sadece uyarıyorum. evinize -allah korusun- haciz gelirse siz kanun haczedilemez dedi diye memura, avukata atar yaparsanız siz zararlı çıkabilirsiniz sonunda. o yüzden atar yapmak yerine konuşun, tıpkı alacaklı gibi sizin de talep yetkiniz var, talep edin, haczedilemeyeceğine inanıyorsanız bu iddanızı yazılı olarak dile getirin. ama yok siz burada yazan karşı görüşlü arkadaşlar gibi bir halt bilmeden bildiğinizi sanarak haczettirmiyorum lan polis çağırıyorum derseniz o avukat inada bindirip tüm masrafları göze alarak -tazminat ödemeyi de- o memuru hacize ikna ederse televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi gideceği gibi üstünüz aranabilir, çekmeceleriniz aranabilir... eğer yapılan haciz kanuna aykırıysa yani lüzumlu olan eşyalar haczedildiyse şikayet edersiniz, eşyalarınızı geri alırsınız ve uğradığınız zarar varsa tazminat davası açarsınız.

memur da avukat da salak değil, hadi avukat taraf ama o memur tarafsız olarak orada ve senden çok daha iyi biliyor neyin haczedilip edilemeyeceğini. dolayısıyla memur haczedeceğim dediğinde bir şey yapamazsınız orada. öyle bir durumda tartışmak yerine sağduyulu şekilde beyanınızı yazılı oalrak dile getirin ki sonradan bir hak kaybınız olmasın.

özetle tartışmanın temeli şuradan çıkıyor; arkadaşlardan bazıları evde her tek olan şeyin lüzumlu olduğunu iddia ediyor, ben de lüzumlu eşyanın tek olup olmadığına bakılmaksızın, farklı bir kriterle belirlendiğini savunuyorum. olayın özeti bu.

edit: ayırca yine eksik bilgiyle bir şeyler karalayan arkadaşlar yerine siz bence beni dinleyip olur da icra tutanağına hacize kabil mal yoktur yazılırsa mutlaka imza atın.

'hacize kabil mal yoktur' ibaresi evde haczedilebilecek mal olmadığının ifadesidir, dolayısıyla bunun için evin gezilmiş olması ve evde memuru karşılayan birinin olması gerekir. siz imzadan kaçınırsanız memur da tutanağa hacize kabil mal yoktur yazamaz. neden yazamaz? çünkü evi kimle gezdin de haciz edilecek mal olmadığını gördün derler ona. işte bu yüzden imza atın sadece ne imzaladığınızı bilin, okuyun.
olur da imza atmazsanız memur bu kez kapı kapalı diye tutar tutanağı ve o adrese bir kez daha gelinir illa ki. ikincide de atmazsanız yine gelinir ve evde olmasanız dahi o kapı açtırılır çilingirle. evdesiniz ama imzadan yine kaçınıyorsunuz diyelim; bu kez avukat istemediği halde takibi bir sonuca bağlayabilmek için üst araması ve ev araması yaptırmaya mecbur kalabilir.

edit 2: avukatı eve sokma ya da sokmama kararı icra memuruna bağlıdır. bu konuda kanunda açık hüküm yoktur ancak icra tutanağı üzerinde alacaklı vekili tarafından imzalanması gereken yerin varlığı teamül olarak avukatın da haciz mahaline girebileceğini kabul eder. haciz mahali sırasında icra memuru savcı yetkilerine sahiptir neredeyse. yani kolluk kuvvetine emir ve talimat verebilir. dolayısıyla siz icra memuruna avukatın girmemesini talep ediyorum dediğinizde icra memuru bunu kabul etmezse diretmeyin. diretirseniz bu kez polis zoruyla evinize girerler ki bu da hoş bir görüntü olmaz.