bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (8)
türkçe'ye ''idealleştirilmiş ebeveyn imagosu'' olarak çevrilen, heinz kohut'un kendilik psikolojisi kuramındaki narsisistik gelişimin bölümlerinden biri.
adından da anlaşılacağı üzere, ebeveyni(daha çok babayı) idealize ederek narsisistik libidonun nesneye yatırılmasını sağlar.
edit:imla
edit2:ebeveyn :)
adından da anlaşılacağı üzere, ebeveyni(daha çok babayı) idealize ederek narsisistik libidonun nesneye yatırılmasını sağlar.
edit:imla
edit2:ebeveyn :)
mikromakyavelizmi düstur edinmiş kişi eylemi. akıllara balzac'ın goriot baba adlı romanındaki vautrin karekterinin şu sözlerini getirir: ''prensipler yoktur, ancak olaylar vardır; kanunlar yoktur, ancak durumlar vardır.yüksek adam bunları sevk ve idare etmek üzere olayları ve durumları benimser.''
edit: imla
edit: imla
türkçe'ye büyüklenmeci kendilik olarak çevrilen heinz kohut'un kendilik psikolojisi kuramındaki bölümlerinden birisidir. narsisistik libidonun kendiliğe yatırıldığı bu bölüm, çocuğun özsaygısının gelişiminde büyük bir rol oynayacaktır.
örneğin kumdan kale yapan bir çocuğa annesinin söyleyeceği bir ''aferin'' onun narsisistik libidonal tatmini için çok önemlidir.
edit: imla
örneğin kumdan kale yapan bir çocuğa annesinin söyleyeceği bir ''aferin'' onun narsisistik libidonal tatmini için çok önemlidir.
edit: imla
kendilik psikolojisi kuramının kurucusu olan psikanalist. narsisizmin gelişimini büyüklenmeci kendilik* ve idealleştirilmiş ebebeyn imagosu* olarak kategorize eder. bu dönemler her insanda sağlıklı ya da patolojik olarak yaşanır.
büyüklenmeci kendiliği sağlıklı olan bireyler; hırslı, amaçları uğruna çaba gösteren, kendiyle barışık, özgüveni yüksek bireyler olarak toplumda yer edinirler. bu dönemde sıkıntı yaşayan bireyler ise aşırı özgüvenli görünen, kendini eşsiz gören, başkaları üzerinde hakimiyet kurmaya meyilli ama küçük bir aksilikte bile özgüveni yer ile yeksan olabilen bireyler haline gelirler.
kendiliğin diğer kısmı olan idealleştirilmiş ebebeyn imagosunu sağlıklı olan kişiler ise kendi sınırlarını bilen, empati yeteneği gelişmiş, duygularını yönetebilen insanlardır. bu kısımda bozuklukları olan bireyler ise başkalarına aşırı duygusal olarak bağlanma eğilimi olan, içsel gerilimi düzenlemede sıkıntılar yaşayan, sakinliğini koruyamayan bireyler olarak ortaya çıkarlar.
edit:imla
büyüklenmeci kendiliği sağlıklı olan bireyler; hırslı, amaçları uğruna çaba gösteren, kendiyle barışık, özgüveni yüksek bireyler olarak toplumda yer edinirler. bu dönemde sıkıntı yaşayan bireyler ise aşırı özgüvenli görünen, kendini eşsiz gören, başkaları üzerinde hakimiyet kurmaya meyilli ama küçük bir aksilikte bile özgüveni yer ile yeksan olabilen bireyler haline gelirler.
kendiliğin diğer kısmı olan idealleştirilmiş ebebeyn imagosunu sağlıklı olan kişiler ise kendi sınırlarını bilen, empati yeteneği gelişmiş, duygularını yönetebilen insanlardır. bu kısımda bozuklukları olan bireyler ise başkalarına aşırı duygusal olarak bağlanma eğilimi olan, içsel gerilimi düzenlemede sıkıntılar yaşayan, sakinliğini koruyamayan bireyler olarak ortaya çıkarlar.
edit:imla
hz. isa'nın doğduğuna inanılan batı şeria'da bulunan ''et evi'' manasına gelen şehir. hz isa'nın doğduğu yerden ''et evi'' olarak bahsedilmesi gerçekten ilginç. hristiyan inancına göre isa dirilecek ve geri dönecek. acaba ''et evi'' bedenin geçici olduğu, sadece et olduğu, aslın kutsal ruh olduğunu mu sembolize ediyor? yoksa, isa'nın kendisini tüm insanlığa sunduğu, tanrı'nın ruhundan üfürdüğü isa'nın da kendini tüm insanlığa sunduğu bir yer olarak tiyatral bir sembolizasyonu mu yapılmış?
sun tzu ustanın ilkelerini hayatın her alanına uygulayabileceğiniz nadide bir eseridir. '' en iyi hareket beklenmeyen; en iyi plan bilinmeyendir.'' der sun usta bu eserinde.
beni soru işaretleri içerisinde bırakmış bir ayettir. aynı söz yeni ahit'te de geçer. şimdi efenim, bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş oluyor ise o öldürmüş sayıldığı milyarlarca insanın her biri için de ayrıca bütün insanları öldürmüş sayılmayacak mı? bu kendi içerisinde sonsuz bir devinim oluşturmayacak mı? dolayısıyla, + sonsuz günah işlenmiş olacak. o zaman demezler mi adama madem 1 kişiyi öldürmek + sonsuz günah demek o zaman 100 kişiyi öldürmekle arasında bir fark yok. müslüman biri olarak merak ettiğim bir husus.
orijinal adı ''psychologie des foules'' olan, kitle psikolojisinin birey psikolojisi ile olan korelasyonunu tarihsel anektodlar ve çarpıcı tespitler eşliğinde bizlere sunan bir gustave le bon kitabıdır.
le bon, bilinçli olarak yaptığımızı düşündüğümüz her eylemin, bilinçaltımızdan gelen direktifler yoluyla gerçekleştiğini söyler. bir ırkın tüm fertlerinin birbirine benzediğini, bunun nedeninin ırkın ruhunu oluşturan bilinçaltı unsurlar olduğunu belirtir.
ayrıca kitle psikolojisinin bireysel zekayı sıradanlaştırarak sürü ruhunun derinliklerinde erittiğini ve kitlelerin kişilerden zekaca altta olduğunu savunur. onun için bir kitledeki matematik profesörüyle çoban arasında bir fark yoktur. kitle ruhu çığ gibi önüne gelen her şeyi içine alır ve bir potada eriterek eşit hale getirir.
le bon'un ''kitlenin hayal gücü üzerine tesir etme sanatı, onu yönetmenin de sanatıdır.'' sözleri aslında carl gustav jung'un ''toplumu kendi ölçeğinde yansıtan sosyal bir mikrokosmos'' olarak tanımladığı insanın mevcut sistem içinde umutlarını merdiven olarak kullanıp üstlerine çıkan siyasilerin ve dogmatik doktrinler ile insanları kuklaları haline getiren monoteist oluşumların kitleleri nasıl da kolayca yönetebildiklerini yüzümüze vuruyor.
le bon, bilinçli olarak yaptığımızı düşündüğümüz her eylemin, bilinçaltımızdan gelen direktifler yoluyla gerçekleştiğini söyler. bir ırkın tüm fertlerinin birbirine benzediğini, bunun nedeninin ırkın ruhunu oluşturan bilinçaltı unsurlar olduğunu belirtir.
ayrıca kitle psikolojisinin bireysel zekayı sıradanlaştırarak sürü ruhunun derinliklerinde erittiğini ve kitlelerin kişilerden zekaca altta olduğunu savunur. onun için bir kitledeki matematik profesörüyle çoban arasında bir fark yoktur. kitle ruhu çığ gibi önüne gelen her şeyi içine alır ve bir potada eriterek eşit hale getirir.
le bon'un ''kitlenin hayal gücü üzerine tesir etme sanatı, onu yönetmenin de sanatıdır.'' sözleri aslında carl gustav jung'un ''toplumu kendi ölçeğinde yansıtan sosyal bir mikrokosmos'' olarak tanımladığı insanın mevcut sistem içinde umutlarını merdiven olarak kullanıp üstlerine çıkan siyasilerin ve dogmatik doktrinler ile insanları kuklaları haline getiren monoteist oluşumların kitleleri nasıl da kolayca yönetebildiklerini yüzümüze vuruyor.