bugün

entry'ler (70)

21 mayıs 1864

insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden birisinin günüdür. fakat dünyanın sessiz kaldığı trajedidir.

yalnızlık

insan kendi kendine dusunur "ya etrafimda bi milyon tane yarrak kurek ama her gun gormek zorunda oldugum adam var. ama sevdiklerim nerde? bu ne bicim hayat ki bizi sevdiklerimizden bile uzaklara surukleyip hic tanimadigi, sevmedigi, sevemeyecegi insanlarin arasina atiyor?" yani bu aslinda cok basit birsey. insan ozgur bir varlik sonucta. ben surda yasamak istiyorum dese yasamamasi icin engel nedir peki? bunun da cevabi cok basit aslinda. belli basli nedenleri vardir, isdir okuldur bilmem nedir. ama neden insan boyle bir yol ayrimina girmek zorunda ki? yani neden okulu yada isi ile sevdikleri arasinda bir secim yapmak zorunda? nedir bizi insan gibi hissettiren? kariyer tutkumuz yada satin alma istegimiz mi? yoksa birileri ile birlikte mutlu olmak mi? buna bir cevap verebiliyorsak neden kendimizle celisiyoruz ki? birileri ile mutlu olma kismi da yalan. insan sanirim kendisini mutsuz etmek yada cevresindekileri huzursuz etmek icin elinden geleni yapiyor. ornek vermek cok kolay. evden bise istediler diyelim almayi unuttunuz. eve gittiginizde birsuru azar sitem isitirsiniz. kimse sitemi agzindan sakinmaz. en ufak seylerden kavga eder insanlar sonra. deger mi? degmez tabi ki ama insanin gururu buna el vermiyor. laf sokmak ezmek istiyor. bu umursanmamazlik duygusunun verdigi agirligi ve hayal kirikligini insana agzindan sactigi salyalarla karsisindakine bulastirip kotu hissettirmek istetiyor. aslinda insan dusunse bir sevdigine kizdigi zaman agzindan cikacagi laflarin karsidakini uzmeye sinirlendirmeye yani kotu hissettirmeye yonelik oldugunu boyle seyler der mi insanlar kavga eder mi? bilmiyorum gercekten. bazen bu dusunce beni sakinlestirebiliyor ama bazen yedigim cok buyuk olunca yetmiyor yutmama. insan sevdigini uzmek istemez demek yanlis o zaman. normal sartlar altinda insana boyle gelir ama sicaklik arttirildiginda bu pek dogru degil.

insan her zaman mutlu olmayi da beklemez. kimi zaman baskasinin acisina uzulebilmek hos gelir insana. baskasi ile kizmak ister. baskasi ile bazen kavga edebilmek bile ister. ama yalnizlik denilen sey kara delik gibidir ki insanin icindeki duygularini icine ceker. sevinmeyi, uzulmeyi, kizmayi, kaybedersiniz. o icinizdekileri yuttukca daha da buyur daha da kuvvetlenir. yalnizligi daha cok hissedersiniz. belli bir kademede hos gelir size bu. iki yuzlu insanlardan kurtulmus gibi hissedersiniz. zaten sizi kimse anlamiyordur. kimseye ihtiyaciniz da yoktur. ama sonra kayip hissedersiniz. bu kayiplik hissinin yada hissizliginin sizi birakmayacaginizdan korkarsiniz gunu gelip sevdiklerinizle kavustugunuz zaman. gun gelip sizi kuruttu zaman bok gibi bir adam olmussunuzdur. onceden yapmayi sevdiginiz hic biseyden zevk almazsiniz. hic bir yere gitmek istemez caniniz. hic birsey yapmadan oturursunuz bok gibi. her saniye sanki aci verir. oysa bu oyle bir aci degil zira aci cekmeyi bile arar olmussunuzdur zaten. sikinti bunalti. hissettiginiz bunlardir artik. zaten sikinti ve bunalti insanin hissedebilecegi en kotu duygulardir bence. cunku bir sebebi yoktur. bir yakinini kaybedersin uzulursun demezsin kendine ben neden uzuluyorum diye. yada patronun bir densizlik yapmistir sinirlenirsin. normal seyler bunlar. zaten benden daha kotu durumda olanlar varken benim boyle kotu hissetmem onlara haksizlik dusuncesi de burda patliyor. isin garibi insanlar bunalimda filan olmaya ozeniyor sanki. benim gordugum gecirdigim kadariyla insan bir duyguya meyilli ise bu duygu bunalimdir. bazi kisiler boyle degil tabi ki. onlara cok ozeniyorum. dusunuyorum cok kendimi ikna etmeye calisiyorum mantik kuruyorum bir suru. kendimi mutlu edemesem de bir can sahibi oldugumu hissetmeye calisiyorum. ama dusunceler karmasiklasiyor. kendi tezlerime bir antitez bulup kendi kendimi got ediyorum. bir cok paradokslar dolasiyor kafamda. hayata dair insanlara dair ve kendime dair birsuru paradoks.

yalnizlik yaninda yabancilasmayi getirir. herseye yabancilasirsiniz. buna uzun bir aciklama yazabilirim zira aklimdakiler beni korkutuyor. dogru olmadiklarina inanmak istiyorum simdilik.

voodoo chile

voodoo child ile bolca karistirilir ki aslinda ayni sarki degillerdir. voodoo childin blues versiyonu desek yanlis olmaz saniyorum. electric ladyland albumunde yer alir.

sozleri ise su sekildedir:

Well, Im a voodoo chile
Lord Im a voodoo chile

Well, the night I was born
Lord I swear the moon turned a fire red
The night I was born
I swear the moon turned a fire red
Well my poor mother cried out lord, the gypsy was right!
And I seen her fell down right dead
(have mercy)

Well, mountain lions found me there waitin
And set me on a eagles back
Well, mountain lions found me there,
And set me on a eagles wing
(its the eagles wing, baby, what did I say)
He took me past to the outskirts of infinity,
And when he brought me back,
He gave me a venus witchs ring
Hey!
And he said fly on, fly on
Because Im a voodoo chile, baby, voodoo chile
Hey!

Well, I make love to you,
And lord knows youll feel no pain
Say, I make love to you in your sleep,
And lord knows you felt no pain
(have mercy)
cause Im a million miles away
And at the same time Im right here in your picture frame
(yeah! what did I say now)
cause Im a voodoo chile
Lord knows Im a voodoo chile

Well my arrows are made of desire
From far away as jupiters sulphur mines
Say my arrows are made of desire, desire
From far away as jupiters sulphur mines
(way down by the methabe sea, yeah)
I have a humming bird and it hums so loud,
You think you were losing your mind, hmmm...

Well I float in liquid gardens
And arizona new red sand
(yeah)
I float in liquid gardens
Way down in arizona red sand

Well, I taste the honey from a flower named blue,
Way down in california
And the n new york drowns as we hold hands

cause Im a voodoo chile
Lord knows Im a voodoo chile
Yeah!

slight return

(bkz: voodoo child)

sivas fen lisesi

alinan bilgilere gore universteye yakin bir yerde ulastirma bakanligi tarafindan yaptirilacak bir yere tasinacak olan eski okulum. okulun temeli atilmamis su anda proje ustunde calisiliyormus. haydi hayirlisi.

in my time of dying

aslen bob dylan sarkisi degildir. aslen bir halk turkusudur. fakat bu sarkiyi populer muzikte unlu yapan bob dylan'dir.bilinen ilk kayit ise blind willie johnson'a aittir.

lembej

gunese tuttugumda ataturk'u degil karnimi agritacak kadar bir cok guzel aniyi gordugum kadim dost. kardesimdir demeye cekinmem. ayrica nicki cerkesce sulale ismidir.

ulku ocagina deniz gezmis fotografi asan reis

hic bir halttan cakmayan ulkucu irkdaslarini deniyordur. pek bir cahil oluyor ulkucu tayfasi.

who knows

super bir hendrix sarkisi o nasil bir melodidir oyle yaw 100 yil ayni melodi calsa sikilmam sahsen. band of gypsies albumundedir. back vocal i yapan kisi davulcudur sanirim. dokturur oda.

THEY DON'T KNOW
THEY DON'T KNOW
LIKE I KNOW
LIKE I KNOW
DO YOU KNOW
THEY DON'T KNOW
I DON'T KNOW
I DON'T KNOW
WHAT MY BABY
WHAT MY BABY
PUT ON DOWN
PUT ON DOWN
WHAT MY BABY
WHAT MY BABY
I JUST CAME BACK FROM
I DON'T KNOW
I CAN'T COUNT IT
I CAN'T COUNT IT
I JUST CAN'T FIND THIS TOWN
THEY DON'T KNOW
I'M LOOKIN' FOR MY SELLER
I DON'T KNOW MY BABY
HAVE YOU SEEN HER
HAVE YOU FREED HER YEAH
HAVE YOU SEEN HER
OOOH HHHOOO
TALKIN' ABOUT MY BABY
GOIN' DOWN
TALKIN' ABOUT MY BABY

I JUST CAME IN
I JUST CAME IN BABY
I JUST CAME IN
I JUST CAME IN
SPREAD THE MAGIC BABY
ALL IN MY BED
SHE GOT CHAINS, ATTACHED TO MY HEAD
TALKIN' ABOUT
TALKIN' ABOUT
TALKIN' ABOUT MY BABY
I DON'T KNOW ABOUT IT

THEY DON'T KNOW WHAT I KNOW
THEY DON'T KNOW LIKE I KNOW
ALL THE TIME I'VE BEEN HANGIN' AROUND
ALL THE TIME I HANG AROUND
SHE DIDN'T KNOW
A SHE DIDN'T CARE
SHE DIDN'T KNOW
SHE DIDN'T CARE
AND SHE GO WALKIN' DOWN THE STREET SINGIN'
EVERYBODY DIE
DA DA DADA DA DOO DOO
ETC. (scat singing)

THEY DON'T KNOW
NOBODY KNOWS
THEY DON'T KNOW
JUST DON'T KNOW
DA DA DA

sözlükteki bug lar

sozlukte zaman gecmesinden solayi otomatik olarak offline olduktan sonra ben butonuna tikladigimizda kullanici girisi geliyor. buraya kadar hersey normal fakat sifreyi girdikten sonra sozluk ana pencerede degil ben penceresinde aciliyor. explorer da denemedim ama firefox icin bu durum boyle

okul tuvaletinde yapılabilecek şeyler

adam cekip dovmek.

blueberry hill

her insanin kesinlikle herhangi bir kisiden dinledigi sarki.

machine gun

band of gypsies albumundedir ayrica

endirekt serbest vuruş

karakter adam. ama cizgifilm karakteri.

brooks was here

bu hayatta arkada bisey birakma isteginin sonucu. ayrica bana han duvarlarini hatirlatir fena halde.

islam

cagin gereklerine uymasi gerekmeyen dindir. adama sorarlar cag neyi gerekyiriyor. boyle ici bos pariltili laflar etmekle olmuyor. cag ozgurluk adi altinda her turlu sapikligi gerektiriyorsa islam buna uymayacaktir. dindarligin pozitivizme karsi birsey oldugunu dusunenlere zaten birsey demiyorum. pozitivizmin evrim teorisini kabul etmek oldugunu dusunen insanla benim zaten isim olmaz. inanmazsin tamam. zaten benim inancima gorede allah herkese iman vadetmiyor. yani dogadaki deliller ve dinler herkese allahin varligini ve birligini kanitlayacak kadar acik degil. onun icin adi sinav. ayrica insanin dogasinda var sapkinlik bunu hz. musa gec kaldi diye altindan buzagi yapip ona tapabilen insanlardan gorebiliyoruz. ama insanin saygi gostermesi gerekir insanin.

bana gelipte evrim teorisinden baska su vardir bu vardir diyen maldir. acik konusayim.

abdullah gül ün çatal bıçak düzeni

tespit filan degildir. bunun tersi olsa garip olurdu. adam cumhurbaskani oldu diye sol elle yemek yiyecek. birakin yahu. musluman olan bir kisi icin sunnettir. tersi pek iyi karsilanmamaktadir. ayrica arap adeti filan degildir. boyle bir soz soylemek din kelimesini zikretmemek (bakin zikir dedim) icin yapilan bir saklabanlik, aptallik ve cahilliktir.

uludağ sözlük

entry okunmayan yer. sanirim herkes yazma telasinda. yeni bir baslik acma hevesinde. o yuzden hic kimse sozluk okumuyor. sanirim isin okuma kismini eksi sozlukten yapiyorlar. sanirim haklilar da. eksi sozluk bozuldu deniyor. bence bunun sebebi artik yazacak bir sey kalmamasi. eskiden hayata dair olan entryler yani gulduren ve dusunduren entryler, yerlerini tartismalara birakti. cogunlukla guncel olaylar hakkinda entryler var. yani doyum noktasina ulasti. fakat burada hala her yer dutluk. yaz yazabildigin kadar.

fakat burda yazarken soyle bir korkum var, eksiden araklamis gibi olmak. eksi sozlukde artik o kadar cok sey var ki insan ister istemez ya okumus etkilenmis ya da sadece tesadufi olarak eksi sozlukte benzer bir entrye yakalanabiliyor. eminim bu korku bir cok yazarda vardir.

atom bombası atılınca yapılması gerekenler

kufur dagarcigini sairlikle birlestirmek.

nobody home

the wallin en vurucu parcalarindan birisidir. the wallin 2. cd sinin a yuzu (hey you, is there anybody out there,nobody home vera, bring boys back home, comfotably numb) benim bu albumde en sevdigim kisimdir. " I've got a strong urge to fly, But I've got nowhere to fly to" kismi tek basina o kadar sey anlatip o kadar cok sey hissettirir ki insana, bu sarkiyi dinlemeyi cok guc kilar.

2. cdsinin a yuzu ne lan?