bugün

entry'ler (24)

iki sevgilinin yanında üçüncü kişi olmak

sürekli bu durumda kalmaya alışılınca hiç koymamaya başlayan durumdur. ilk başlarda siz, arkadaşasınız ve sevgilisi olarak 3'lü takılırsınız. sohbet muhabbet güzeldir, daha sonra malum çiftimiz yakınlaşmaya başlarlar siz de bir ne yapacağını bilememe durumu ortaya çıkar. onlar yanınızda yiyişirken onları hödük gibi izleyemeyeceğinizden dolayı etrafla ilgilenmeye başlarsınız. telefonu çıkartıp duvarkağıdına mal mal bakarsınız, oyun açar oynarsınız. bir yandan göz ucuyla işleri bitti mi diye de yoklarsınız. başta bu böyle bir döngüdür. lakin durum ilerledikçe siz öyle bir kaşarlaşırsınız ki, artık onlar romantik dakikalar yaşamaya başladığında arkadan fon müziği girmeler, etraftakilere laf atmalar, el kol hareketleri ; hatta o zamanlarda arkadaşlarınızı arar hal hatır sorarsınız:

- abi n'aber, n'apıyorsun ?
+ vay koçum, iyidir işte pes atıyorum. sen ?
- iyidir be abi. bizimkiler yine başladılar da, seni arayayım hal hatır sorayım dedim.
+ ehele, sen de iyi alıştın ha.
- n'aparsın. akşam geleyim mi, pes atarız ? ...

gibi.

taaa

eğer düşüncemde yamulmuyorsam enrtylerinde bolca ironi bulunan yazar. tabi komikmiş de. lakin bir underrated değil. * *

4 kasım 1992 sigma olomouc fenerbahçe maçı

fenerbahçe'nin 8 kişiye 74. dakikada skor 4-1 iken düştüğü maçtır. fenerbahçeli futbolcuların çoktan pes ettiği görülüyor, sinirler de bozulunca kartlar da geliyor. profesyonelce değil belki ama '92 nin türk futbolundan bahsediyoruz zaten, rahat olmak gerek.

haybeye okunan üniversite bölümleri

olmayan bölümlerdir. haybeye okunan bir bölüm yoktur, türkiye'de geçerliliği olmayan bölüm vardır. bunun da nedeni o bölüm için gereken iş alanının çok sınırlı ya da olmamasındandır.

ark

Ark ve Burn the sun adında iki albüme imza atmış norveç çıkışlı progresif metal grubu. 1999 ile 2011 yılları arasında süren müzik maceralarında yola ilk olarak elektro gitarda Tore Ostby, davulda John macaluso ve vokalde (bkz: Jorn Lande) ile çıkmışlardır. ikinci birleşmeleri olan 2003 yılında ise bas gitara randy coven' i, klavyeye de mats olausson' u eklemiş ve bu kadroyla birlikteliklerini 8 sene sürdürmüşlerdir. Müziklerinde dream theater' dan etkilendikleri görülür.

üçüncü selim

Batıyı daha yakından ve sürekli olarak takip edebilmek adına bir ilke imza atıp daimi sefarethaneleri kurdurtan osmanlı padişahı. Tahta biraz geç bir yaşta çıkmıştır(28 yaşında). Padişahlığa uzanan zaman zarfı içerisinde ise şehzadelik dönemlerinde avrupa'daki gelişmeleri takip etmiş, fransa kralı 16. Louis ve ingiltere kraliçesi elizabeth ile mektuplaşarak onlara yapmak istediği yenilikler hakkında fikir danışmıştır.

ikinci mahmud

Güçlenen ayanları bastırıp otoriteyi yeniden sağlayan ve ardından devleti yeni bir idari yapıya kavuşturan padişah. Davutpaşa Kışlası' nı ve Selimiye Kışlası' nı yaptırmıştır. Selimiye Kışlası' nı yeniden inşa etmiştir demek daha doğru olur çünkü üçüncü Selim zamanında da selimiye kışlası mevcuttu. Ancak nizam-ı cedid ordusu kapatılınca kışla da yıkıldı. Bu yüzden ikinci mahmut, üçüncü selim' e ithafen adını selimiye koymuştur. yaptığı ıslahatların çoğunu o dönemin mısır valisi kavalalı mehmet ali paşa' dan örnek almıştır.

Örnek aldığı adam daha sonra büyük hedefler peşine düşüp - padişah olmak - oğlunun ve kendisinin birlikleriyle bursa' ya kadar gelecektir. Mehmet Ali Paşa' yı durduramayan ikinci mahmut ise çareyi ingilizlerle balta limanı antlaşması yapmakta bulacaktır.

game of thrones

10 bölümünden anlaşılacağı üzere sağ gösterip sol vuran dizidir. Rome' daki gibi, Spartacus' deki gibi kanlı bir muharebeye henüz tanık olamadık, fakat bolca kısa sahneler eşliğinde kesilen organlar gördük. yönetmen şiddete kamerasının farklı bir açısından yakınlaşmış. 1. sezon cast gayet başarılıydı. Bir karakter için " bunu, bunu alın buradan..." diyemezsin. Kitabını okumayan biri olarak da eklemek isterim ki, caution: korkarım dizide başrol diye bir kavramdan bashedemeyeceğiz, hiçbir karaktere erkenden bağlanmayınız.

Dizi de çok uyuz olunan noktalar yok değil; mesela bu lannister hanesi neden bu kadar g.tveren, ya da starklar neden türk filmlerindeki cüneyt arkın gibiler ? bana bakın starklar; azıcık çirkef olun lem. lannisterlar derinizi yüzüp, hanenizden winterfell kebab adında kebaplar üretip 7 krallığa sunacak vallahi. Seviyorum sizi, yapmayın böyle.

Son olarak, winter is coming. (bkz: olmazsa olmaz)

pendar

Farsça' da düşünce anlamına gelen, Osmanlıca' da ise adalet, adalet dağıtan kişi - yani bir nevi kadı - anlamında kullanılan kelimedir.

fince

Finlandiya' da 1863 yılında resmi dil olmuş Türkçe ile aynı dil ailesinin mensubu, uzaktan akrabamız. Ünlü harf uyumunun yanında bir de güzide türkçe' mizin güzide dil kurallarından olan ünsüz benzeşmesi fince' de de mevcuttur. Ç harfi olmadığından mütevellit kelime içindeki sessizlerden p, t, k harflerinden herhangi biriyle biten bir kelimenin önüne gelen ek, ad çekiminden sonra o harf yumuşar, bir hoş olur. Onun dışında bir kaç tesadüfi kelime benzerliği var. geriye kalan hiç bir şey türkçe' ye benzemiyor.

stark hanesi

Onurları her şeyleri olan ve bunu kaybetmektense ölmeyi yeğleyen kuzeyin kurtları. Savaş meydanında yetenekli ve cesurdurlar fakat diplomasi için fazla merhametliler. Masada kaybederler. Hataları her şeyi doğru yapmalarıdır.

eddard stark

Game of Thrones dizisinde Stark Hanesinin ve Kuzeyin Hükümdarı, 7 kraliyete hükmeden kral robert baratheon'un manevi erkek kardeşi ve aynı zamanda onun sağ kolu olan karakter. Hayatı boyunca Dürüst, Gururlu ve Cesur olan bir kuzey lordu. Tek hatası iki yüzlülüğü her tarafından belli olan bir adama hayretler içerisinde güvenmesi. Ondan beklenmeyecek bir hareketti. Komploya kurban gitti. Kendisine hiç yakışmayacak şekilde hayatı son buldu. Ayrıca Bu lordun davranış karakteriyle, margaret weis & tracy hickman'ın başyapıtları olan ejderha mızrağı fantastik roman serisindeki efsane solamnia şövalyesi sturm brightblade'in davranış karakterleri birbirine benzemektedir. Fakat Sturm onurlu bir şekilde; savaşarak ölmüştür. Ned'in bunu yapacak fırsatı malesef olamadı.

Eddard Stark'a yakışacak en güzel laflardan biri de Solamnia Şövalyelerinin düsturu olan şu sözdür; "Est sularus oth mithas.".

claudia black

seksi aksanıyla etkileyen, (bkz: stargate sg1)'ın son 2 sezonunda Vala Mal Doran karakteriyle tanıştığım aktris. Ayrıca ayırt edilebilen etkileyici sesi sayesinde birçok oyunda kendisiyle karşılaşmak mümkündür. Bunlardan en popülerleri (bkz: Mass Effect) oyunundaki Admiral Daro'Xen vas Moreh, (bkz: Dragons Age Origins)daki Morrigan, (bkz: Crysis)teki Helena ve (bkz: God of War)daki Artemisdir.

red alert

1995 yılında zamanının ötesinde bir oyun olarak piyasaya sürülmüştür. sadeliği ve senaryosunun sürükleyiciliğiyle 16 yıl sonra bile insanın içinde meme ucunun kola değmesi gibi hoş kıpırtılar oluşturabilmektedir. Oyunun içindeki Tesla savunmasıyla olsun - ki o kemik torbasına dönen askerler öldüğünde içim cız ederdi - , seksi terminatör: ajan tanya adams karakteriyle olsun rüyalarımıza bile girmiştir. (Çıkartması çok zor oldu.) Oyunun sıkıntı olan tarafı ise belli bir seviyeye geldikten sonra tank savaşına dönüşmesi. Oyun daha sonra çıkan devam serileriyle büyük bir evrim geçirip günümüzde süpersonik bir hale geldi fakat command & conquer : red alert'dan alınan zevk bambaşkaydı.

29 eylül 2011 stoke city beşiktaş maçı

maç öncesi rakibini iyi analiz edememiş olan beşiktaş, stoke city'e gereğinden fazla duran top imkanı sunduğu ve 1-1 lik skorla biten karşılaşmadır. Stoke city ise tam tersine akıllıca bir strateji izlemiş ve duran toplarda kalecinin hareket alanını sınırlamaya yönelik taktikler kullanmıştır. Rüştü de her gelen hava topuna 3 yaşındaki hevesli bebeler gibi atlayınca, bu yan toplar can yakmıştır. Bir tanesinde oluşan karambol sonucu da haliyle gol gelmiştir. Ümit ediyorum carvalhal ve ekibi bu maçtan birkaç ders çıkarmış olsun ve kendi sahasındaki rövanşta stoke city'e doğru bir taktikle oynasın. Maç boyunca beşiktaş takım akıcı, istekli bir top oynadı. Başarılı tek top pas yaptılar ve topu iyi dolaştırdılar. Ufak bireysel hatalar dışında göze çarpan bir sorun yoktu. Carvalhal'ın Edu yerine Holosko'yu tercih etmemesinin nedenini ise hala düşünmekteyim. Acaba daha yavaş ve son vuruşları daha kötü bir oyuncu oynatmak istediğinden mi ? Bir ali eren beşerler yedekte olsa onu sokacakmış gibi havası var teknik direktörün.

mike mangini

En son çıkan dava haberlerinden sonra tahminlerimizden daha uzun bir süre boyunca dream theater'da çalması muhtemel gözüken vurmalı çalgılar eksperi. A dramatic turn of events albümünün BESTE aşamasında bulunamamsından dolayı albümde davullara bir şey katamamıştır, bu yüzden bir sonraki dream theater albümünde ortalığın .mına koyması işten bile değil. Zaten şu sıralar turnede bateri sololarıyla bunun acısını fazlaca çıkarmakta.

inter turku

Finlandiya ve futbol sevdalarımın bir araya gelmesi sayesinde tanıştığım güzide bir finlandiya 1. lig takımı. Mika Ojala gibi takımın yıldızı olan * yetenekli bir oyunucuyu kadrolarında barındırmaktadır. Tecrübeli sol kanat Henri Lehtonen ve hırslı defans Ari Nyman takımın öne çıkan oyuncularıdır. Bir de forvet hattında istikrarı bir türlü yakalayamayan ama kumaşı kaliteli gözüken Timo Furuholm bulunmaktadır. bir başka santrafor olan Daniel Osinachi Egwim fizik gücüyle dikkat çeker, sahada ergen bir kaplan gibidir. Takım Genç bir oyuncu kadrosuna sahip. ilerisi için büyük bir avantaj.
Football Manager'da bu takımı aldığınızda 3 bloklu sistemde her bloğa alacağınız 1 kaliteli oyuncuyla avrupa kupalarında bile adınızı duyurma şansınız vardır. Antreman programlarını iyi ayarlamanız gerekir, Zira bu takımın futbolcuları yoğun programdan pek hoşlanmıyorlar. *

sigara

modern çağın köleleştirme aletidir. Eğer nikotine bir kere alışırsanız onu sürekli istemeye başlarsınız. Bağışıklığınızı kuvvetli olmasının da bir önemi yoktur çünkü ilk etki ettiği yerlerden biri bağışıklık sistemidir. Giderek direncinizi de düşürecektir. Ayrıca insana en büyük çelişkilerini yaşatan üretim harikasıdır. Zararlı olduğunu düşünseniz de bir türlü o sigara sönmez. Nikotinin Bağımlılık etkisini sadece aktif içiciler üzerinde değil pasif içiciler üzerinde de görmek mümkündür. doğduğum andan itibaren sigara dumanına maruz kalmış ben, gençliğimin baharında bağışıklık sistemimin hükümdarlığını nikotin canavarına kaptırmıştım. Bu yüzden sigaraya başlamak istemeyenlere bir tavsiye, ortamından dahi uzak durun.

breaking all illusions

A Dramatic turn of events'ın kapanış şarkısı olmayı fazlasıyla haketmiş fakat son düzlükte katakulliye getirilmiş epik şarkı. * Albümün içinde grup elemanlarının hepsinin birden 90'lardaki dream theater ruhuna tekrardan hayat verdiği tek şarkıda şuan bahsettiğimiz şaheserden başkası değil. Son yıllarda günümüz metaline iyice yaklaşan dream theater müziğinde grubun hayranı olmayan bir insan şarkının içindeki o ufacık da olsa var olan duygu tomurcuğunu farketmekte zorlanacağı su götürmez bir gerçekken, bu şarkıyı farklı yaşlardaki ve farklı türler dinleyen rock dinleyicilerine dinlettiğimde hiçbirinden ruhsuz ya da olmamış gibi bir yorum almamış olmam düşüncemi desteklememde fayda sağladı. Ayrıca unsion kısmından sonra Petrucci'nin çok özel bir solo bölümü var. Bir önceki albüm olan black clouds and silver linings'de the Best of times'ın outro solosunda bir terbiyesizlik yapan petrucci abimiz bu sefer ahlaksızlığın doruklarına çıkıyor. Rüyasında ak sakallı stevie ray vaughan gördükten sonra kalkıp yazdığı bir soloya sahip, best of times solosundan güzel değil fakat daha oturaklı bir solo. ayrıca john myung bu şarkıda sadece söz yazımında katkı sağlamakla kalmamış belirgin bir şekilde bas gitarını çalmış. petrucci'nin rifflerinin arkasına saklanmaktan kurtulmuş görüntüsü mutlu edici bir tablo sunuyor. konserde çalınırsa çok can yakacak bu şarkı.

james labrie

Dream Theater'ın müzmin sakat vokalisti. Bir frontman olarak görüntü itibariyle hiç bir problemi olmasa da seyirciyle diyalog konusunda çok havalı davranmaktadır. Hayranlarının tapma derecesinde olduğu bu grubun vokalistinin bence seyirciyle daha yakın temasta olması gerekmektedir. Kendisinin bu seyirci numaralarını da gayet iyi bilmesi gerekmektedir çünkü james labrie glam rock kültüründen gelen bir müzik adamıdır. glam gruplarının frontman'lerine baktığımızda seyirciyle haşır neşir olduklarını görebiliriz. Kendisinin grup arkadaşlarından çekindiğini de düşünmüyorum, çünkü arkadaşlarından bu konuda bir rahatsızlık duyduğunda -petrucci dışında- "kodum mu, oturturum." bakışıyla onları susturabileceğine şüphe yoktur.

Bunun dışında yurt dışında muhalefetin sesi daha kısık çıksa da, türk metal dinleyicilerinde Labrie'den ötürü gruba uzak durma, adamın sesine bin bir çeşit eleştiri getirme söz konusu. Yalnız şu unutulmamalıdır ki, zamanında Labrie'yi gruba seçenler grubun geri kalan üyeleridir. Hatta daha çok grubun liderleri pozisyonundaki John petrucci ve mike portnoy. Bir çok vokal dinlemiş ve müziklerine en uygun adamın Labrie olacağına karar vermişlerdir. James Labrie tenor bir vokaldir. Tabi ki bu eleştiriler dream theater'ın çok da umrunda değil. ayrıca aynı adamlar sorsanız Scenes From Memory'e de taparlar. Karar verin arkadaşım bu adam iyi mi, değil mi ?