entry'ler (179)

büllük

önceleri adana yöresine ait olduğunu düşündüğüm fakat sonradan ege, güney ve güneydoğu anadolu kullanıldığını gördüğüm kelime. eklemeden edemeyeceğim söylemesi pipiden de pek sevimlidir kanımca.

noble savage

ing. asil vahşi.

(bkz: bon sauvage)

bon sauvage

fr. iyi vahşi
bon sauvage: bozulmamış, medeniyetten uzak yaşarken doğuştan gelen bilgeliği ve masumiyetini korumuş avcı toplayıcı birey olarak tanımlanabilir. ingilizcede noble savage olarak geçmektedir bu kavram, yani asil vahşi.

marki de mirabeau

Mirabeau'nun uygarlıktan kastı, 18 yy. burjuvazisinin ilerleme felsefesine bağlı, yine burjuvanın önayak olduğu 'aydınlanma' hareketini benimseyen bir uygarlık, yani 'burjuvanın uygarlığı'dır.
Ancak uygarlık, evrensel bir kavram olarak düşünüldüğünde böyle batı eksenli bir sınırlama yapmak pek doğru olmaz.

hotanto

Güneybatı Afrika'da yaşayan ilkel bir kabile.

rubab

eski dilde saz demektir.

muçi

topla oynanan bir çeşit saklambaçtır.

oçi koçi

Megrel halkının inanışında kışın köylere dadanan ve erkek çocuklarla ahırdaki inek yavrularını yiyen vücudu kıllarla kaplı insan görünümünde bir iblisin adıdır. Lazca Germakoçi, Gürcüce'de Oçokoçi ve Trabzon'da Karakoncolos adıyla bilinen yaratıkla ilişkilidir.

buzkaşi

orta asya'ya ait bir çeşit oyun. cirit oyununu atası olarak kabul edilir.
oyun şöyledir:
son derece yetenekli binici, yani bir çependez, oyun alanındaki bir keçi ya da koyun leşini yerden kapmaya, dörtnala kaldırdığı atıyla stadın çevresinde bir tur attıktan sonra hayvan leşini önceden belirlenmiş olan sayı çizgisinin içine atmaya çalışır; bu arada öteki çerpendez’ler onu kovalar, leşi elinden almak için her yolu dener; tekme, yumruk, kırbaç savurmak, tırmıklamak serbesttir.

çependez

binici demektir.
tam olarak hangi dile ait olduğunu bilmememle birlikte peştuca(afganca) olması muhtemeldir.

the kite runner

Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın.

makyavelizm

(bkz: takiye)

emotional

ing. duygusal

sınai

sanayiyle ilgili olan

(bkz: industrial)
(bkz: endüstriyel)

astragan

astraganların minik kıvrımlıları daha değerli olduğu için henüz doğum yapmamış anne astargan kuzusunun karnından yavrusu alınarak yapılırmış.

hazara

afganistan nüfusunun azınlık ksımını oluşturan, moğollarla akrabalığı olduğu düşünülen halk. bölgede çoğunluğu oluşturan peştunlar tarafından pek sevilmezler.

bülent uygun

kendisi ile yapılan bir röpörtaj sırasında, "sivasspor'un başarısını neye bağlıyorsunuz?" sorusuna: "istanbulda laila var, sivas'ta ise la ilahe illallah var" benzetmesini yaparak takım başarısını futbolcularının gece hayatı olmamasına bağlayan kişi.

gözlerin

sözü ve müziği zülfü livaneli'ye aittir. ustanın elinden çıkmış şaheserlerden sadece bir tanesi. duygu dolu bir parça.

düşlerin parlayip söndüğü yerde
buluşmak seninle bir akşamüstü

umarsız şarkılar dudağımda
bir yarim ezgi
sığınmak gözlerine sığınmak bir akşamüstü

gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan
geçen bir gemi

bir orman bir gece kar altındayken
çocuksu, uçarı koşmak seninle
elini avcumda bulup yitirmek
sığınmak ellerine, sığınmak
bir gece vakti

ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan
bir beyaz yelken

bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı bin bir soruyla
bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
sığınmak şarkılara sığınmak bir ömür boyu

gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
ellerin bir martı telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken ...

zarafet dersi

eski bir türk filiminde koyden gelip zerafet dersi alan kadını anımastır bize...

(köylü kızının başının üstüne bir tane kitap koyar ders veren kişi)

dersi veren: söşle diyeceksiniz ben güzel bir bayanım
kızımız: ben guzeel bir gariyam

dumur olaylar

kuzenlerinde kalacak genç teyzesinin evine gitmiştir, artık yatma vakti gelmiştir, genç ve iki erkek kuzen odaya geçerler, ancak bir sorun vardır, odada sadece iki tane yatak vardır, teyze hemen pratik bir çözüm bulur ve odaya yer yatağı açar ve teyze sorunu çözmenin mutluluğu içerisinde odadan çıkacaktır ki yiğenine ve oğullarına nasihat eder: "dikkat edin karanlıkta birbirinize basmayın!". teyze kapıyı örter ve kuzenler gülmekten kırılırlar.