bugün

entry'ler (142)

sevgiliyi yitirme korkusu

(bkz: ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm) *

uludağ sözlük ayar timi

sözlük içinde organize olması gereken, yani sağ-sol farketmez aşağı yukarı bir freymde butonlandırılması gereken tim.
yasal düzleme oturtmak adına, güç bende artık!

karşı kıyı

(bkz: karşı kıyıya)

konuşan maydanoz

ahkam kesen sebze. çorbalık, tam çorbalık.
bir de bayılana limon.

bir insanı uyandırmaktan korkmak

uyanan kişi afyon patlayana kadar terör estirenlerdense normal olan hal.
terör estirmek derken mecazi anlamda yani.
sanmıyorum ama; hani yazarlarımızdan anlamayan olur deyü deyü.

hayat ne güzel; kuşlar, böcekler, renk renk kelebekler falan...*
vapurları unutmamak lazım ama.

alexander rybak

(bkz: reebok)

sözlük yazarlarının itirafları

sözlük yazarlarının itiraflarını okurken acayip gülüyorum.

bana da gülün.
bir de adı yok.

feyezan

iyi ve kötü olabilen kelime.

(bkz: bereket)
(bkz: sel)

ben bu yazıyı sana yazdım

basit.

bir kadın, bir erkek.
eşitliğin hangi tarafında olduğunla alakalı durum biraz.
hep karşı karşıya kaldık seninle. aramızda koca bir eşittir.
varlığımızın doğal koşulundan gelen durumumuz. yani erkek ve kadın, yani siyah ve beyaz, yani artı ve eksi oluşumuz izin vermedi yanyana gelmemize herkesin aksine. böyle iş mi olur deme.
oluyor, oldu.
eşitliği bozmak istediğimizde hep bir değil sıfır olduk. ve bu yüzden belki de herkesten daha fazla aşık olduk.
bunca felsefe boşuna değil, onu da biliyorum.
şimdi yine hayata 1-0 yenik başlıyorum.
aradaki rakamları unut. hayat bu. dört dörtlük değil kod numarası.
ya birsin ya sıfır.

çalışıyorum aklımdasın, susuyorum aklımdasın, uyuyorum yine aklımdasın.
ve son isteğim;
hayatına birisini sok, hatta evlen onunla. mutlu ol.
ol ki unutayım, ol ki aklımda değil mazimde bırakayım.

ol.

7 ölümcül günah

(bkz: se7en)

akmerkez e otobüsle giden insan

(bkz: 59R)
(bkz: 559c)

yazınsal yaşamlar

tam adı "yazınsal yaşamlar: ünlü yazarların gizli yaşamları", orijinal adı ise; "vidas escritas" olan javier marias kitabı.

"ispanyol romancı ve deneme yazarı Javier Marias, birçok ülkede büyük ilgi gören Yazınsal Yaşamlar'da, ünlü yazarların kısa yaşam öykülerini sevecen ve saygılı, ama bir hayli de alaycı bir yaklaşımla sunuyor okurlarına. Faulkner ve Conrad'dan James Joyse ve Henry James'e, Arthur Conan Doyle ve Robert Louis Stevenson'dan Turgenyev ve Thomas Mann'a, Rainer Maria Rilke ve Malcolm Lowry'den Rimbaud ve Oscar Wilde'a, Mişima'dan Laurence Sterne'e, pek çok yazarı, gerçeklerden sapmadan neredeyse birer roman kişisine dönüştürüyor, onların gizli dileğinin bu olduğu inancıyla.

"Gelip Geçen Kadınlar" bölümünde, sıradışı yaşamlarıyla ilgi odağı olmuş ya da büyük yazarlara esin vermiş kadınlar anlatılıyor. Kitabın sonunda ise, Marias, kendi kartpostal koleksiyonundan seçtikleri eşliğinde, en sevdiği yazarların pozlarını, havalarını, yüz ifadelerini eğlenceli bir bakışla yorumluyor. Yazınsal Yaşamlar, gerçek bir edebiyat şenliği."

kıyak edit: http://www.ayrintilihaber.../news_detail.php?id=23981

islami kesimin hergele çocuğu

yukarıdaki linke tıklayıp ertuğrul özkök'ün yazısını okuduğumda şu kısımlar dikkatimi çekti:

"gerçekten de islami kesimde neler oluyor, o kesimin moda olan, demode hale gelen şeyleri nelerdir, kimler yükseliyor, kimler gözden düşüyor, neler okuyor, neler dinliyorlar öğrenmek heralde eğlenceli olurdu."

bunu dedikten az sonra da şöyle diyor yazıda;

"ahmet arsan'ı bulduk.

ben köşenin adını "öteki mahalle" koyalım dedim.
hürriyet pazar'daki entelektüel ve liberal arkadaşlar, "olmaz, ötekileştiririz" dediler.
ben de "o zaman, bizim mahalle diyelim" dedim.
kabul ettiler."

kıyamam yhaaaa.

bu ne şalgam bu ne adana demezler mi adama?
bu delikanlıyı tabii ki tanımıyorum. hergeleymiş öyle diyorlar. gerçek hayat'ta ne yazdığını da bilmiyorum esasen. ama anlatılanlara göre tozu dumana katmış zamanında. yazsın tabii. yazsın okuyalım da, bu islami kesime özel sayfalar, pencereler, kapı kolları falan ne oluyor onu çözemiyorum özünde ben. bir de bak bak, ne kadar düşünceliler bak; neymiş öteki mahalle demişler "ötekileştiririz olmaz" diye karşı çıkılmış. canlarım benim. zaten islami kesime özel bir sayfa demek ne demek lan? bir kez daha kopyalayacağım;

"gerçekten de islami kesimde neler oluyor, o kesimin moda olan, demode hale gelen şeyleri nelerdir, kimler yükseliyor, kimler gözden düşüyor, neler okuyor, neler dinliyorlar öğrenmek heralde eğlenceli olurdu."

bu cümle bana bir denek üzerinde yapılan araştırmalarının sonucunu şehvetle bekleyen bir profesör havası verdi arkadaş. sanki bu grup uzaylı. neden farklı farklı konumlarda incelenmeye çalışılıyor onu anlamıyorum.
oldu olacak açın bir bölüm islami kesim psikolojisi, sosyolojisi bilmem neyi olsun bitsin.

a ama siz ötekileştiremediklerimizdendeğildinizdeğilmi?

gözlerim doluyor samimiliğinize.

konuyla tamamen bağımsız bu edit: başlığı görünce aklıma biri geldi, güldüm sonra. *

uludağ sözlük moderasyonu

ortalama başlık silme süresini ziyadesiyle aza indirmeye çalışan moderasyon.
sanırım.
an itibarı ile.

türk sanat müziği ndeki damar şarkılar

(bkz: kahır mektubu)
*

bağlaç de leri bitişik yazanları hastanelik etmek

kelimelerin doğru yazılışlarını değil de, -hangi akla hizmet sertleştirilmişse artık- yanlış olanını kabul edenlerin de uğraması gereken akıbet.

ukde'nin yazılışının doğru olması gibi mesela.
işi cevab veremedi konumuna getirmeyin, insanı delirtmeyin.

göktürk

(bkz: esat edin)*
(bkz: kemer country)
(bkz: milyon dolar)

bir de serbest çağrıştı; (bkz: million dollar baby)

eski sevgiliye kırgın kalmak

(bkz: hep sonradan) * * *

sevildiğini bil yeter

bu tanım yapma olayı bazen iyi de kimi zaman sıkıyor afedersin.
tanım işte he; ege şarkısında geçen söz.

al işte yazacaktım bi' dünya şey en damarından. bitti gitti.
ege şarkısında geçen söz lan işte. "küçük birer kelepçeymiş ellerimizi bağlayan" diye de devam ediyor.
ediyor da, gel sor bakalım nasıl ediyor?
düşün. gözüne sokmak mı lazım illa bunu, düşün diye diye.
yastığa koyduğun zaman başını yaşanmamışları düşün, adsız, başlıksız, tanımsız kalanları düşün.

yazık be!

bir başkası sonsuza dek birini sevebiliyor mu hala acaba?
denenmeye müsait.

geceleri düşünülenler

ey sanat her şeyi hayata dönüştüren...
kaleminden damıttığın özünün gerçekliği kadardır sözünün doğruluğu.
çektiği ızdırabın büyüklüğü müdür peki
necip fazıl'ı şair yapan?
ya da vicdan eskiden kalma bir sözcük müdür halk dilinde olur olmaz kullanılan.
kolalı yastık yüz yüze kalınca ne düşünür kalbin o sırada?
altalta yazınca uyaklı olması mıdır şiir yazmanın formülü?
uğraşma!

ne kadar yazsan boşuna.
derinlik herkesin boyuna göre şekillenir.
sığ insanlarda inci tanesi arama.
derininde kaybolacağın sularda boğulma.

kısa metraj film tadında geçen zamanın, karanlıkta ama ışık hızıyla zihinde yansıması.