bugün

entry'ler (21)

metin demirhan

bu sabah dünyayı terk etmiştir. başımız sağolsun.

nihavenduyek

vampirdir.

http://www.vampircik.com/...d.php?&q=nihavenduyek

ditty

sözlüğe bilgi katma azminden vazgeçmemesini temenni ettiğim ikinci nesil yazar. bugünlerde böyle yazarlara çok ihtiyacımız var.

sözlükçülerin 30 yıl sonraki halleri

merhum sözlük yazarları listesinde yer alacağım hallerdir.

(bkz: sözlüğün en yaşlı yazarı)

ıslak mayolu adam

edebiyata ilgisi ve duyarlılığı nedeniyle, yazmaya ara vermemesini temenni ettiğim birinci nesil yazar.

rastgele

sözlüğün kaybolan tatlarını keşfetmek için kullanılabilecek imdat çekici.

josef k

bunca ajitasyonun, cehaletin, ergenlik bunalımının ve itiş kakışın sol sütundan lağım misali aktığı bir sözlükte gece gündüz demeden gösterdiği moderasyon çabasına hayran kaldığım ve sabır dilediğim moderatör. sıradan bir yazar olarak benim nefesim daralırken onun nasıl tahammül edebildiğini anlamak çok zor. diğer moderatör arkadaşlar için de benzer sözleri söylemem mümkün ama istatistiklerde edindiği konum nedeniyle bu sözleri en çok o hak ediyor.

özgür demokratik ve eşitlikçi bir türkiye için

kesk, tmmob ve ttb 3 kasım 2007'de ankara'da "özgür, demokratik ve eşitlikçi bir türkiye" mitingi düzenliyor...

--spoiler--
özgür, demokratik ve eşitlikçi bir türkiye için 3 kasım'da ankara'dayız!

değerli basın mensupları,

türkiye önemli bir tarihsel eşikte bulunmaktadır. türkiye halkı, ya 12 eylül'den bu yana adeta bir karabasan gibi üzerimize çöreklenen neo-liberal ekonomik politikalara ve türk-islam sentezi anlayışına dayalı muhafazakâr politikalara teslim olacak ya da özgür, demokratik ve eşitlikçi bir türkiye'den yana taraf olarak umut dolu, aydınlık yarınlara adım atacaktır.

seçimlerin ardından türkiye "yeni bir anayasanın" hazırlanması tartışmalarının içine girdi. ne var ki, akp'nin kapalı kapılar ardında hazırlıklarını sürdürdüğü anayasa, tüm yenilikçi iddialarına rağmen, eskinin devamından ibarettir. yeni anayasa da, akp'nin tüm diğer uygulamaları gibi, toplumun bütününün ihtiyaç ve beklentilerine göre değil, belli kesimlerin ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir.

değerli basın mensupları,

anayasalar, bir ülkenin toplumsal yaşamını belirleyen temel belgedir. bu bakımdan anayasaya dair yürütülen tüm tartışmalar aslında nasıl bir ülkede yaşamak istediğimize dair tartışmalardır.

12 eylül darbesi'nin ürünü olan 1982 anayasası, yıllardır yaşamımızın her alanını baskı altında tutarak, darbenin izlerini tüm canlılığıyla yaşatmaya devam etmektedir. bu deli gömleğini yırtmak, ülkemizdeki tüm kesimlerin sorumluluğundadır. ne var ki, akp'nin gizli kapılar arkasında hazırlıklarını yaptığı "yeni anayasa", 1982 anayasasından kopuşu sağlayacak nitelikte değildir. akp'nin anayasa'sı, 12 eylül'ün yarattığı toplumsal tahribatı gidermek, antidemokratik ve baskıcı karakterden sıyrılmak yerine, onun neo-liberal ve muhafazakâr yönünü pekiştirmeyi amaçlamaktadır.

özelleştirme uygulamalarını anayasal bir statüye getiren, piyasanın geliştirilmesi için devlete görevler biçen bu anayasa tasarısı, emekçileri yok saymaya devam etmektedir. toplumun tüm kesimlerinin ülke imkânlarından yararlanmasını sağlayacak sosyal politikaları içermeyen, çalışma yaşamının demokratikleşmesini sağlamayan, insan hakları, demokratikleşme ve laiklik konularında ülkedeki tüm kesimlerin taleplerini ve beklentilerini kapsamayan, kürt sorunu etrafında yaşanan gerginliğin demokratik yollarla aşılmasını öngörmeyen bir anayasa 12 eylül karanlığını yırtmamızı sağlayamayacaktır.

yarınlarımızı bir kabus olmaktan çıkartıp, geleceğe umutla bakabilmek için özgürlükleri, demokrasiyi ve eşitliği esas alan bir yaklaşımı benimsemek gerekmektedir. bunun için de eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, barınma gibi en temel sosyal haklarımız kamu güvencesi altına alınmalıdır.

tüm emekçi kesimlere örgütlenme özgürlüğü garanti altına alınarak, sendikaların grev ve toplu sözleşme hakkının önündeki engeller kaldırılarak, kamu emekçilerinin siyaset yapmalarının önündeki yasaklar kaldırılarak çalışma yaşamı demokratikleştirilmelidir.

laikliğin, çağdaş bir toplumsal düzenin vazgeçilmez bir unsuru olduğu herkes tarafından kabul edilmelidir. toplumsal yaşamın hiçbir alanında dinsel referanslı baskının yaşanmaması için kamu iradesi gereken önlemleri almalıdır.

ülkemizdeki bütün kültür, kimlik, din ve inançların kendilerini özgürce ifade edebilmeleri sağlanmalıdır. farklı kültür, kimlik, inançların birisini diğerinin önüne geçirmeden, hiçbirini ötekileştirmeden bir arada yaşamı sağlayacak düzenlemeler yapılarak herkesin eşit biçimde özgürce yaşaması kamunun güvencesi ve koruması altına alınmalıdır.

değerli basın mensupları,

5 yıllık iktidarı döneminde anlaşıldı ki, akp'nin dilinden düşürmediği yenilik anlayışı, mevcut neo-liberal politikaları yeni yasal düzenlemelerle kurumsallaştırmaktan ibarettir. akp, hazırlığında olduğu anayasayla dikensiz bir gül bahçesi yaratmaya çalışmaktadır. bu anayasayı, kamusal alandaki çeşitli yasal düzenlemelerle desteklemek istemektedir.

sağlık ve sosyal güvenlik alanında başlatılan piyasaya açılma sürecini taçlandıracak olan ssgss yasası, akp'nin en öncelikli politikalarından biri durumundadır. ülkemizdeki tüm sosyal politikaların çöküşü anlamına gelen bu yasayı, kamu personel rejimi yasası izlemektedir.

değerli basın mensupları,

bizler özgürlüklerden ve demokrasiden yana emek ve meslek örgütleri olarak, geleceğimizin gasp edilmesine seyirci kalmayacağız. ne anayasa ne de kamusal alanı düzenlemeye yönelik diğer yasalar emekçilere rağmen hazırlanabilir. ülkenin geleceğini ilgilendiren yasal düzenlemeler tek bir partinin inisiyatifinde kapalı kapılar arkasında yürütülerek ve meclis çatısı altına hapsedilerek sonuçlandırılamaz.

bizler bu süreçte emekten ve demokrasiden yana tüm örgütlerle birlikte güçlerimizi seferber ederek, geleceğimize sahip çıkacağız. neo-liberal, özelleştirmeci, piyasacı, gerici ve baskıcı tüm düzenlemelere karşı özgür, demokratik ve eşitlikçi bir türkiye için 3 kasım'da ankara'dayız!

kesk kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu
tmmob türk mühendis ve mimar odaları birliği
ttb türk tabipleri birliği
--spoiler--

halit ayarci

kalemini uludağ sözlük'ten çekmiş yazar. o da ocak 2007'de çekilmiş ortalıktan.

muhsin kanadikirik

tek bir entry* bırakmış yazar. kıyamamış şaire.

metin demirhan

http://www.yenisafak.com.....2007&y=AliMuratGuven

caty blake

sapasağlam kalem. gelsin de devam etsin yazmaya.

banasonic

gelir gelmez geyik başlıklara atlayan yeni yazarlar arasından bilgi içerikli entryleriyle sıyrılan yeni yazar. hoşgelmiş.

meister writer

silik yazar. ya intihar etti ya da faili meçhul bir cinayete kurban gitti.

metin demirhan

http://www.medyatava.net/haber.asp?id=40383

metin demirhan

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=11273423

metin demirhan bayramin ikinci gunu gecirdigi beyin kanamasi sebebiyle bakirkoy ruh ve sinir hastaliklarina kaldirildi ve bakimi devam etmekte, yardımı olabilecek biri çıkar ümidi ile ailesinden gelen yazıyı paylaşmak isterim:

"arkadaşlar abim metin demirhan'in ssk bağkur gibi sosyal güvenlik kuruluşlarindan hiçbirinden güvencesi olmadiğindan yeşil kart başvurusuda bulundum. evraklarini istanbul eyüp ilçe emniyet müdürlüğü yeşil kart birimine teslim ettim.oradaki yetkili yeşil kartin en az üç hafta içinde çikabileceğini ve bunun dahada uzun sürebileceğini söyledi. yazişmalarin yapilacağini emniyetten sonra eyüp kaymakamliğin onayina gideceğini sonra istanbul eyüp ilçe sağlik ocağinda heyet raporunun düzenleneceğini ve ankaradan onay geldikten sonra kartin teslim olunacağini açikladi. bunu yüzünden sürenin böyle olacağini söyledi.

arkadaşlarimiz arasinda bu kamu kurumlarinda tanidiği olan ve bu işlemleri hizlandiracak arkadaşlarimizin yardimini rica ediyoruz. yeşil kartin müracati isimle ve soy isimle takip edilmektedir.

birde hastane masraflari 3 gün için 850-900 ytl.ni bulmuştur.biz ailesi olarak elimizden gelen tüm fedakarliklari yapiyoruz.lakin 3 hafta gibi bir süre yoğun bakimda kalmasi durumunda bu katlanacaği bildiğimizden metin demirhan'in arkadaşlari ve sevenleri olarak sizlerdende sikilarak utanarak da olsa metin abim için onu yaşatmak için mümkün olduğu kadar yardim etmenizi rica ediyoruz.

en azindan şu yeşil kartin çikmasi bizi rahatlatacak bu zordumdan kurtulmamizi sağlayacaktir.

şimdiden hepinize çok teşekkür ediyorum.

kardeşi şeniz demirhan

yapilacak yardimlarin yatirilacaği banka hesap nosu aşağidadir.

>banka adi : garanti bankasi
>şubesi : levent şb.
>şube kodu : 401
>hesap no :6689740
>hesap adi : şeniz demirhan"

sol frame

sözlüklerin kaderini belirleyen çerçeve. popüler kültür ile yüksek kültürün hayatta kalma mücadelesini kıyasıya verdiği savaş meydanı. hangisi düzenli ordularla, hangisi gerilla birlikleriyle savaşmaktadır, bilinmez gibidir. vasat faşizmine direnenler ile bilgisiz fikirlilerin bir arada yaşama sanatını öğrenmeyi denedikleri mecradır da.

uludağ sözlük

sözlükler arasında ekşi sözlük'ten sonra en çok sayıda başlık, entry ve yazarı barındırmakta oluşuyla cazip ve popüler, ama bilgi ve eğlence özelliklerini aynı anda bünyesinde koruyabilme işlevini gerçekleştirmekte bir hayli zorlanan sözlük. güncel siyasi ve toplumsal hadiseler hakkında bilgisiz fikir belirtme alışkanlığı ve hevesi ayyuka çıkmış durumda, küfür ve hakaret pervasızca ortalıkta gezinebilmekte, uzlaşma ve diyalog kültüründen fersah fersah uzak, cinsel içerikli geyik başlıklara ve entrylere teşne abazanların sayısı hızla çoğalmakta... keşfedebildiğim birkaç kaliteli yazarını ya kaybetmiş ya da hevesini kırmış bir ortam. sahip çıkılması, olumsuz özellikleriyle azimle mücadele edilmesi, kendini bilmezlere meydan bırakılmaması, bilginin ve eğlencenin bir arada olabilirliğinin mutlaka gösterilmesi gereken sözlüktür.

nuhungemisi

kurucusu olduğu ve sözleşmesini o güzelim kalemiyle bizzat kendisinin hazırladığı mrmr sözlük'ün bugün içinde olduğu hal karşısında kedere kapılıp sözlüğe yazma hevesini kaybetmiş, entelektüel birikimi ve tevazusu ile gönüllerde apayrı bir yer edinmiş, sohbetine doyum olmaz insan.

sozlukte demokrasi

üyelik sözleşmesine baktığım hiçbir sözlükte vadedilmeyen yönetim biçimi. bir gün birileri sözlüklerin tarihini yazacak olursa karşısına bazıları soykırım olarak nitelendirilebilecek kıyım hadiseleri çıkacaktır. değil kavramların, sıradan kelimelerin bile sözlük anlamlarından bihaber moderatörlerin yönettiği onlarca sözlük klonu türüyor durmaksızın. hakaretin, küfrün, ırkçılığın, ayrımcılığın, faşizanlığın fikir beyan hürriyeti olarak görüldüğü bir dünyada bunlara itiraz etmeye ve moderasyonu eleştirmeye kalkıştığınızda ya "memleket nasılsa biz de öyleyiz işte, siz de alışın" derler ya da "format bu kardeşim, işine gelmiyorsa yallah."