bugün

insanın eğitim alma hakkını kullanabilmesi için sömürgeci ve dayatmacı bir politikayla dünyada en yaygın kullanılan 2. dili haline getirilmiş bir lisanı bilmek zorunda olmadığına inanan bir öğrencidir.

kişinin en iyi ana dilinde anlayabildiği, en iyi ana dilinde hayal kurabildiği ve topluma yeni bir şeyler kazandırabildiği açık bir gerçekken neden başka bir dilde yaşamak istemektir bu.

ingilizce ye bu kadar hayransan niye hala türkiye de kanıtlamaya çalışıyorsun ingilizce ni; abd ye, ingiltere ye, avusturalya ya falan yerleşip oradakilerle boy ölçüştür ingilizce ni biz seninin hızına yetişemeyiz.

bir de ayrıca şöyle saçmalıklar var:
(bkz: yabancı dilde egitim)
(bkz: yavaş yavaş bir sömürge haline gelmek)
üniversite öğretim verir ama öğrenmek öğrencinin sorumluluğundadır. ve ülkece sorumluluklarımızın tam olarak farkında değilizdir.bu yüzden şaşılacak bi durum değildir ancak üzücü bi sonuçtur.ve ülkemizde fazlaca mevcuttur..
sadece ülkemizde değil tüm ülkelerde olabilecek insan. illa ki ingilizce öğrenme zorunluluğunu hissetmeyen kişi.
üniversite okuyup hiçbir şey bilmeyenden daha zararsız olan kişinin durumudur.
boğaziçi üniversitesi'nin bu kadar populer ve kaliteli üniversite olmasının yegane sebebi ingilizcedir. ingilizce artık bir toplumun dili olmaktan çıkmış, uluslararası bir dil olmaktadır. milliyetçi sanılan fransızlar bile ingilizceyi iyi bilirler ama konuşmaz, keza belçika'da da durum aynıdır. toplum olarak ezbere meyilli olduğumuz için üniversite öğrencisi bile olsa çoğu zaman öğrenmek istemez.* kendine yararlı olduğunu düşünen üniversite öğrencisi çabalar ve öğrenir.

ayrıca devlet ilköğretimde ve lisede yeterince yabancı dil hizmeti vermemekte. kimilerinde fransızca kimilerinde ingilizce eğitim vermektedir. tabi öğretenler da din hocası olursa ne kadar öğrenebilir. işte öğrencinin dilini piç eden bir sistemle karşı karşıyayız. tabi üniversite öğrencisi bu gibi nedenlerle yabancı dil öğrenmekten soğumamalı. tam tersine muhakkak bir dil öğrenmelidir.
(bkz: bir lisan bir insan)
üniversite'nin yegane amacının ingilizce öğrenmek olduğunu düşünmeyen insanlardır. yaşamaları için fazlasıyla yetecek bilgileri zaten almışlardır.
(bkz: boş)
hatta yeni tür arkadaşlar vardır. Onlar yeni bir ingilizce icad etmişerdir "Erasmus ingilizcesi"
sonrasında bu ingilizce ile üds'de kpds'de 90 çıkarmayı beklerler.
halbuki bilinmez ki eramus ingilizcesinin temeli bar muhabbetleri, en iyi bira?, şu sarışın güzelmiş vb
dir

do you speak english?
yes,i speak erasmus english very well
oh thank you
inanılmaz bir gerçeklik olarak ingilizce öğretmenliğinde okuyan öğrencilerin de dahil olduğu tipolojidir. *
daha kötüsü 2 yıl hazırlık okuyup sonra da girilen sınavda ingilizce yüzünden başarısız olan tiplerdir.asılması gereken tiplerdir.
çarpık eğitim sisteminin kurbanı olmuş tiplerdir.
ingilizce eğitim görmüş ve mezun olmuş öğrencilerin bile dahil olabildiği gruptur.zira çoğu insanın tek derdi bişeyler öğrenmek değil mezun olmaktır.o yüzdendir ki ezberlenir ezberlenir,sınavdan sonra unutulur gider..
ingilizce bilmek zorunda olmayan tiplerdir. aşağılanmaları yanlıştır. insanların yabancı bir dili bilmedikleri için aşağılanmaları emperyalizmin vatandaşların bilinçaltına işlediğini gösterir.
"abi bak japonca bile öğrenirim ama o soğuk milletini dilini bana sokma!" diyen tiplerdir. cesaretlerinden ötürü kutluyorum.
Üniversite mezunu olup, Türkçe bilmeyen insanların yanında görmezden gelinecek kadar ufak bir ayrıntıdır.
-üniversite okuyup ingilizce bilmeyen tipler
+ee?
-seni ziksin naci
+rektörler de seni..
en azından ı cant speak english diyebilen insanlardır.üniversite okuyup dünyada en fazla konuşulan dillerden biri olan ispanyolca bilmeyenleri de ben kınıyorum ve onlara buradan hola diyorum adios ameros perros * demek istiyorum.
bilmeyenler tarafından bilen tiplere bir artı olarak bahşedilmiş durumdur.
(bkz: maliyet muhasebesi bilmeyen tipler) anlaşıldığı üzre daha vahim konularla uğraşıyorduk.
kesin lisede de ingilizce görmüş tiplerdir. ama tüm suçu onlara yüklemek yanlış olur sanırım. suçlu için ; (bkz: eğitim sistemi)
okuduğu üniversitede ingilizce eğitimi olmayıp da başka bir dil öğrenen tiptir. pek fazla bir şey kaybetmiş sayılmaz. sonuçta herkes ingilizce bilecek diye bir kural yok. daha da kötüleri için;
(bkz: ingilizce bilince kendini adam sanmak)
(bkz: üniversiteye gidince kendini bi bok sanmak)
(bkz: ingilizce bilmeyenleri küçümseyen tipler)
Sinan cemgil'in hikayesidir
Odtü'de öğrenci olduğu sırada bir derse sürekli ingilizce konuşan öğretmenine sürekli Türkçe cevap vermektedir.Bunun üverine sinirlenen öğretmen ile arasında geçen tarihi dialog
öğretmen:Odtü'de okuosun ama ingilizce bilmiyorsun yazık.
Sinan Cemgil: üç kelime ingilizce biliyorum o bana yeter Yankee Go Home!

Sinan Cemgil 68 kuşağı devrimcilerindendir,ayrıca Deniz Gezmişlerin dava arkadaşıdır.
ingilizce bilip saçmalayan tipler kadar zararlı değillerdir.

üniversiteye 3 yılım var, ingilizce de biliyorum; bilmem neden, söyleyesim geldi.
aynı öss'yi kazanmak için dersaneye gitmek gibidir. okursun, okursun, okursun belirli şeyler dışında bir bok öğrenemezsin.
bilmeyenin değil öğretmeyenin suçlanması gerektiği halde, yadırganan tiplerdir. eğitim sisteminin külliyen yanlış olduğu bir ülkede ne olmasını bekliyoruz ki? ve ayrıca üniversite mezunu ve ingilizce bilen kesekagidi da bunun avantajını ülkesinde hiç yaşamadı...
meslek yüksek okulu mezunlarının çok büyük bir bölümünün içine girdiği tiplerdir.