bugün

anlamadığınız bir şey var. özel üniversiteye gitmek ve devam ettirmek için de yeterince başarılı olmanız gerekiyor.

özel üniversite diye yata yata sadece para vererek geçemiyorsunuz.

özel üniversiteye gitmemiş, sadece duyumlarıyla yorum yapan yazar beyanatı.
(bkz: o seni kazandı)
Bir de bu açıdan bak.
Sigara satmak için kaç market test yapıyor merak ettirmiştir. Zira özel üniversite kazanılmaz insanlar özel üniversiteye gönderilir.
vakıf üniversitelerinin bazıları için hakikaten kazanmadır.
paralı da olsa, burslu da olsa.
(bkz: Bilkent)
(bkz: Koç Üniversitesi)
(bkz: Sabancı Üniversitesi)
(bkz: kıskançlık belirtileri) 'ni görebileceğimiz başlık.
burslu değilsen garip bir olay. parasını verip sigara aldığım zaman sigara kazanmış mı oluyorum?
özel mi devlet mi diye sorulduğunda sohbet kesilebilir.
her üniversite özeldir. tabi ki üniversitede okuyorum diyecek, yoksa uludağda ki sol şeritte yola çıkıp, kelime ve bilgi katliamı mı yapsın? merak etme.

(bkz: herkes ektiğini biçer)
babasinin parasi olmayan fakirlerin zoruna giden durum.
fakirlerin kıskandığı, zengin, zeki bir öğrenci olmaktır. kıskanın çomarlar.
geneleve gidip, çılgınlar gibi seviştim demekten farksız durumdur.
(bkz: ben seni puanımla döverim)
gayet doğaldır. param olsa ben de özelde okur saçma sapan yerlerde gurbetlik çekmek zorunda kalmazdım. ayrıca eğitimi anadolu üniversitelerinden kat be kat iyidir özel üniversitelerin...
Paran olsa sanki sen gitmeyecek misin? Çocuklarını yollayıp büyük gururla "Eheh, üstadım ben bu sene Koç'a yazdırdım bizim haytayı!" demeyecek misin ey yazar arkadaşım?

Evet, mantık olarak özel üniversiteler parayla okunan yerlerdir. Basarsın parayı okutursun çocuğunu. Ancak bu noktada büyük bir haksızlık var zira özel üniversitelerde ciddi bir miktarda öğrenci de bursla okuyor. Yani çalışkan ama parası özel üniversiteye yetmeyen akıllı öğrencilere de burs veriliyor. O zaman da sana ne düşüyor canım kardeşim? Paran yoksa otur çalış ki burslusunu kazan, bunu da beceremiyorsan da kimseye laf etme.

Elbette özel üniversitelerde "şöyle böyle" okuyup hava atanlar var, onları ayrı tutuyorum ama genelleme yapmak doğru değil.

Peşinen edit: Ege Üniversitesi öğrencisiyim.
normaldir. önemli olan meslek hayatında ne olacağıdır. rekabet okuldan sonra başlar. ne o? cesaretin mi yok rekabete de bok atıyosun? şimdi sus okuldan sonra görüşelim.
baştan falso bir anlatımdır.

resmi olarak ''özel üniversite'' diye bir tanım yoktur. özel dediğimiz nanenin esas açılımı ''vakıf üniversitesi''dir.

vakıf üniversiteleri nedir?
belli bir vakfın maddi desteğiyle kurulan, çeşitli vergi muafiyetleri dışında her türlü giderini kendi bütçesinden karşılama zorunluluğu bulunan ve yetki olarak eğitim-öğretim açısında herhangi bir eksik yanı bulunmayan üniversitelerdir.

bu kurumlarda eğitim-öğretim ücrete tabiidir.

işte esas sorun burada başlıyor.

türkiye'de her sene üniversite sınavına giren tüm öğrencilerin yarısı bile bir kuruma yerleşemiyor. yüzdeler %30-35 düzeyinde.

hadi bunların bir kısmını dandik adam diyelim. geri kalan öğrenciler ne olacak?

kontanjan sorunu yüzünden hakkı olan yükseköğrenime erişemeyecek.

vakıf üniversiteleri işte bu eksiklikte bir çözüm olarak ön plana çıkıyor. ''parayı basan okusun'' meselesi değil.

güzel yanı yok mu?
olmaz olur mu?

yine kanuna göre bu kurumlar öğrencilerinin en az %20'sini burslu okutmak zorunda. bu rakam vakfın ekonomik gücü ve eğitim misyonuna bağlı olarak değişebiliyor.

peki geri kalanlar?

şimdi hiç kimse burada ücretli okuyan öğrencilerin hepsinin bal kaymak tabakadan olduğunu iddia edemez. fakat aileler taksit imkanından dolayı buraları cazip görmekte.

yani yıllık ücreti 22.000 TL olan bir okula kayıt için gidildiğinde aileden peşinen bu rakam istenmiyor. anlaşmalı bankanın desteğiyle uygun taksitlendirmeler yapılıyor.

geri kalan noktalarda eğitmen kadroları devlet üniversiteleriyle çok farklı olmasa gerek. çünkü aynı hocalar farklı okullarda eğitim vermekteler.

bu basit bir önyargı meselesidir.

''ben param yok diye okuyamıyorum'' diye isyan edenlerin aileleri ayakkabı alacak parası yokken bugün villalarda oturan bazı şahsiyetlere oy vermekte beis görmemekteler.

sen yönetimini uygun seçme ondan sonra isyan et.

önce kökten bir değişim gerekiyor. sonrası zaten gelecektir.
cesaret ister.
olağandır.
bölüm aynı bölüm, ders aynı ders.
kimi lys'de puan basar, kimi vakıfa para basar. adı üniversite mi? evet.

not: özel üniversite okumuyorum.
"üniversite okuyorum" mu diyorlar? eğer böyle diyorlarsa hakkaten garipmiş. *
üniversitede okuyorum demek istiyor olmalılar.
kimseyi ilgilendirmeyen olaylar listesinin ilk sıralarında oturan eylem.

her şeyden önce, adamın aklı başına sonradan gelmiş olabilir. liseden sonra sınavla üniversiteye giremediği ve ailesini mahçup ettiği için pişmanlık duyuyordur, şimdi de eşek gibi çalışıyordur. böyle bir şey de olabilir yani. öyle hemen üniversiteye baba parasıyla gidiyor. altında da arabası var, vay zengin piçi, demek olmaz.

ya öyle olsa bile yeni en başa dönüyorum. "sana ne?"
kısa dönem veya bedelli yapıp askerlik yaptım demeye benzer.
var var böyle bi akrabam var. uzaktan yeğenim oluyor hatta kendisi. koç üniversitesinde iktisat okudu. şimdi de burs kazanıp ingilterede london school of economics de takılıyo. hani şu abdullah gülün filan bitirdiği yer. yeğen büyük ihtimalle 20 yıl sonra merkez bankasında önemli bi göreve gelecek. demek ki neymiş? özelde okuyup, senin hayalini bile kuramadığın yerlere gidiliyormuş...
ne alaka dedirten uludağ sözlük yazarı önermesidir. kuvvetle muhtemelen zengin olmanın suç olduğunu düşünüyordur.
Normaldir. Adı üstünde "üniversite".

Ama sonuçta her şey lys puanına bakar. Düşük almışsan nereye gidersen git, asla bir boğaziçili vs. olamayacaksın; yüksek alırsan da nereye gidersen git, zaten puanın yüksek. O değil de son zamanlarda en iyi üniversiteler sırasıyla sabancı, boğaziçi ve koç'muş. Yetkili abi söyledi valla, ben bilemem.
burslu gidilmedikçe aslında babasının okuduğunu fark etmeyen evladın gafı.