bugün

hey yavrum hey. nostalji yaptım yer misin? *birisinin nickiydi ama güzeldi.

neyse konumuz o değil. peki konumuz ne, ne bil bakalım ne ? bilemedin di mi dur ben diyeyim.

çocukkene herkesin içinde bu vardır abi. yani para kazanma hırsı. aman yarabbim bu uğurda arkadaşlarımızı satmaktan çekinmiyorduk.

bu ayak kaydırma olayları arkadaşının kuyusunu kazma falan hep o zamanların eseri. valla bak lan. kapitalizm bizim ruhumuzda var hacı. para esir almış bizleri.

para para diye ortalıkta sayko biçimde dolaşan çocuklardık biz.
türlü türlü yöntemler vardı kuşkusuz.

inşaatlardan bakır çalmak mesela bu işte çok tehlikeliydi üstelik sigortası bile yoktu. bunda yakalandın mı yarağı yedin demektir.

benim bir arkadaşım vardı işte inşaattan bakır çalarkene yakalanmıştı şimdi o inşaatta yaşıyor mesela. baya memnun hayatından..

maçlarda soguk su satmak bu işte en zevklisiydi. bir taraftan maçı izler bir taraftan buz gibi soguk su diye gırtlak patlatırdık. zevkli günlerdi ama o da çabuk bitti. bu işin bile mafyası var lan. yaşatmıyor köfteler.

yazın gelince tomurcuk toplamak aha bu manyaktı hacı. kendimizi tıp dünyasına adamıştık ve tomurcuk topluyorduk. şimdi pek yok onlardan ama dere kenarlarında yetişirdi. ilaç yapıyorlarmış. bir ara baya modaydı bu. 90 larda çocuk olmuş her çocuk muhakkak bunu toplamıştır ve hayalinde ''tomurcuk satarak zengin olacam amk'' diye düşünmüştür. hayalinde düşünmek?

kozalak toplamak bak bunun ne işte yaradığını bilmiyorum. toplardık ama sonra hepsini atardık. yahut ates yakar içinde patlatırdık. ama kozalak toplayarak zengin olacagımızı sanardık. hayatım agacların tepesinde geçti lan benim..

teneke toplamak en tehlikelilerinden birisiydi kuşkusuz. annemden yediğim dayağı unutamam. iyi para getiriyordu ancak çop tenekesinden içilmiş bira kutularını toplamak üstüne sinmesi yaşının henüz 9 olması ve bira kokman anne ve baba tarafından pek hoş karşılanmıyordu. kariyerimin zirvesinde bıraktım diyebilirim.

ama eğlenceliydi tabi. ehe
simit satmak,babaya yalakalık yapmak.
ohhooo adam gibi bir tane yok. en güzel para kırmanın, kaldırmanın yolu. (ama mevsimlik) yazın caddenin en dar yerine koğuşlanacaksınız 3-5 kişi korna sesini duyar duymaz caddeye, düğün arabasının önünü keseceksin. ala bildiğin kadar alacaksın. çok para kaldırdık bu yöntemle.

zeytin zamanında zeytin dibi toplayıp marmara birliğe satmak hala geçerli bir iş.
bazen bir kış günü kar küremektir yaşlı amcalarımız işe gidebilsin diye.
pazarlar da su satmak
hurdacılar için demir, teneke toplamak
meyve bahçelerinden meyve koparıp pazar da satmak
simit satmak

Bunların hepsiyle uğraştım cocukken. Para kazanma hevesi vardi icimizde, kendi basimiza biseyler yapabilme hevesi vardi.
Baya iyi de para kazaniyorduk, ama sonra kazandigimiz paranin cogunu atari salonlarinda harciyorduk. *
abinin/ablanın test kitaplarını satmak başı çeker.
ateri kasetlerini satmak.
verilen harçlıkları biriktirip dövize çevirip sonra en uygun zamanda bozdurmak. bu yolla çoğu istediğim şeyi aldım ordan biliyorum.
bayram günü beklemek.
evdekilerle çeşitli iddialara girmek, olmadı ispiyon tehdidiyle işini görmek...
- abla senin geceleri gizli gizli kimle konuştuğunu biliyorum, abi bu hafta kimlerde toplanıp alkol alacağınızı biliyorum, anne babamdan gizli aldığın kıyafetlerin fişleri bende, baba annemin söylediği hedeyi tamir etmedin yenisini aldın; sbamk... *
el öpmek.
bisikletini kiralamak.
miskette milleti ütüp sonra geri satmak.
fındıklığı olmamasına rağmen : sıcağın altında yaşıtları bisikletlere binerken, dışarda hava güzel o çimen o dere benim diyen çocuklarla oynamak varken yevmiye karşılığında fındık toplamak. *
kandil zamanlarında ara sokaklar veya caddeleri,karşılıklı olarak kuşatarak ortadan ip kaldırılması ve arabanın veya insanların geçmesinin engellenmesi ve bu sayede insanlardan hoş bir haraç alma yolu olarak anımsadım şuanda çocukken para kazanmanın en kolay yolunu.
(bkz: niyet)
(#4650674)
pazarda su satmak, oyuncaklarını satmak, sokak sokak gezip demir toplayıp hurdacıya satmak, bira şişesi avına çıkmak, ilkokuldaki kağıt atık kutularının içindeki kağıtları aşırıp kağıtçılara satmak, çocukluğumuzun en önemli eğlencelerindendi bir zamanlar.
yerden para bulmak.
sahilden deniz kabuğu toplamak, hepsini tek tek fiyatlandırıp etiketlemek, sokaktaki bankların birine tezgah kurup arkadaşlara satmak, toplam hasılat olan 1 lirayı (o zaman iyi paraydı) depremzedelere bağışlayıp kaç insanın ekmek peynir alabileceğini hesaplayıp mutlu olmak..
çocukluk güzeldi be hacı..
araba yıkamak.*
pokemon kartları ve tasoları satmak. şansınız varsa salak bir arkadaşa denk gelirsiniz ve elinizdeki bütün sahte pokemon kartlarını orijinal diye aşırı yüksek fiyatlara satarsınız.*
dağlarda yol kenarlarında kapari (yöresel adı: yılan karpuzu) toplayıp satmak.
salyangoz toplayıp satmak.

bunlar biraz taşrada, köyde yaşayan çocukların tercihidir.

şehirde yaşayanlar için daha çok alternatif mevcuttur tabi.
bahçede oynarken, apartmandaki insanların yoğurt, ekmek gibi isteklerini, attıkları para ile gidip aldıktan sonra, para üstünün gereken kadar kısmına el koymak. yavaş ama emin bir yoldur. risk sıfırdır. iyi bir çocuk olursanız bir günün sonunda bir şişe gazozu kaparsınız.
buzlukta eskimo yapıp satmak.
simit satmak, yada ayakkabi boyamak gibi yöntemler buna örnek verilebilir.

(bkz: daha uzun yazamadım sözlük)
güncel Önemli Başlıklar