bugün

gece kalkıp çöp kutusuna işemek. *
'bu yaz beni hiç arı sokmadı' tespitinde bulunup, arı kovanına el sokmak.
eriğe dalarken "eriğe dalan vaaaaarrrrrr" diye bağırmak *
rocky'i izledikten sonra evde bulunan yorgan yüklüğünü yumruklamam.
Okuldan kaçıp eve gitmek. Ulan evde ne işimiz var ki bir türlü anlamazdım
babam yüzmeyi ögretirken boyumu gecen bir yere beni bırakırdı, bende cok inat oldugum için hic kolumu filan cırpmazdım bütün suyu yutardım batardım en sonunda babam beni dayanamayıp cıkartıp kumsala koyduktan sonra küfredip giderdi.
sinekleri canlı yakalayıp bir kanadını kopardıktan sonra karınca yuvasına atmak daha olan biteni izlemek.
yaşıtlarımı korkutmak gibi delicesine zevk aldığım bi huyum vardı. bırakana kadar canım çıktı. bütün arkadaşlarımı çevreme toplar saçma sapan uydurma cin, peri hikayeleri anlatırdım. ama öyle bi anlatırdım ki bi süre sonra kendim de inanırdım. akşamları uyuyamazdım da. çok bilirim ağlaya ağlaya yataktan kalktığımı.
terli terli maçtan gelip 2-3 bardak soğuk su içmek.
fen dersinde kutunun içine pamuk ve mercimek koyup onun gelişimini izlemek.
(bkz: insan yedisinde neyse yetmişinde de odur)
abla ile abinin birleşip küçük kardeşe*:eskiden pastel boyalar yenirdi çileklileri muzluları vardı hem boyama yapar hemde yerdik demesi üzerine küçük kardeşin ertesi gün ''belki kırmızı boyada elma tadı vardır lan''diye düşünüp ağzına atması bu duruma örnek olarak verilebilir.
sözlük yazarlarının çocukken yaptığı anlamsız hareketler ve salaklıklardır.

yonca evcimik in bandıra bandıra şarkısında deli gibi oynamak.
serdar ortaç dinlemek. yetmez mi?
mutfaktan bi bardak su getirmem istendiğinde bardağa su koyduktan sonra birazını içip bardağı kişiye götürmek. *
(bkz: çocukken yapılan salaklıklar)

edit: ulan yönlendirme yaptık başlık zaten var diye. bunu bile kötü oylamışlar.
annemle babam her kavga ettiğinde boşanacaklarından korktuğum için çocuk aklımla buna engel olmak adına; boşanırsanız kötü kız olurum sokaklara düşerim beni arabalarına alırlar derdim. nasıl bi bilinçaltım var yahu!
küçük ibo'yu izleyip bu çocuğun hali ne olacak diye dertlenmek. yıllardır hafızamdan silinmediğine göre daha fenası olamaz herhalde.
çikolata yemek. ulan nasıl sevmişsem eşek kadar adam oldum hala yiyorum doyamadan.

en iyisi hiç başlamamak.
merdivenlerden gözü kapalı inmek.
sonuç: sandalyenin ayağı girmiş bir çene.
simidi geçirir geçirmez denize koşmak, ardından 50 cm suya balıklama atlayıp simidinin ayaklara çıkması sonucu 20 saniye boyunca birinin şu salak boğulmaya son vermesini beklemek.*
çocuklukta yapılan en mutlak şey şirinleri izleyip eğer iyi bir çocuk olursak onları görebilme ihtimali olduğuna inanmaktır.hatta mahallede nurselin ablası görmüş dedikodularına bile inanmaktır
duman arabasının arkasından koşmak.
yüzme bilmeden gece havuzun merdivenlerinde (millet derin taraflarda akarken) kendince cool hareketler yapmak, oturarak dalmaya çalışırken poponun kayması sonucunda muhtemelen boyundan 3 kat derin havuzda ölüm kalım savaşı vermek.
ilkokul zamanında, sınıfa 1'i erkek, 1'i kız 2 kişi gelmediği zaman ooo bunlar gizli gizli buluşup sevişiyor derdik. ne salakmışız ya.