bugün

küçükken şu sorunun sorulduğu olmuştur.
"seni 1000 tane köpek kovalasa taşamı girersin sarayamıgirersin bahçeyemi girersin".
saraysa galatasaraylısın bahçeyse fenerli taşsa beşiktaşlısın
bu üç takımdan olmayan bu soruya cevap veremez.
gibi salaklıklar.
ninja kaplumbağaları(isimlerinde kaplumbağa kelimesi geçmesine rağmen)kurbağa, splinter ustayı da kurt zannetmem.
ramazanlarda grupça gidilen teravih namazlarında, rükû sırasında öndeki arkadaşın kıçına 'çötööööööööönnnk' diye vurmak.
aynı toplulukla bir araya gelip en yakın mezarlığa gitmek ve altına zçanlara gülmek.
mahallenin meyve veren tüm ağaçlarına dalmak ,ishal olana kadar kiraz, kayısı, elma, armut vs yemek.
yine grup halinde, herkesin elinde bi cetvel'hadi bakalım kiminki büyük' yarışması yapmak.
doğruluk mu cesaret mi? oynamak ve 'cesaret' demek.
çocuk:anne ben nasıl oldum?
anne:ne demek şimdi bu?
çocuk:nasıl doğdum?
anne:leylekler getirdi
çocuk:hadi ya, ben ısmarlama mıyım?
yedik zamanında bu masalları.
komşu kızına tokat atıp annesi de seni döver diye tüm gün bodrumda saklanmak.
dedesi ölmüş çocuğun evine oynamak için gitmek. çocuk onunla oynamayınca da ona darılmak.
kavanoza kurbaga toplamak, kirazin icini pislikle doldurup anlamayan birine yedirmek, yilan oldurup kesmek, kuyumcunun alarmini vitrinin lambasi sanip o lambalari yakmak icin alarma 10,20 belki de 50 kere basmak, sinirlenince bir yumrukta cam kirmak, kirpinin dikenlerinin batip batmadigini ogrenmek icin ustune oturmak ve daha neler neler...
-Balkonda çamaşır sermek için gerili olan ipte sallanmak
-Annenin o akşam yaptığı ıspanağı yememek için 2. katta oturduğumuz halde balkondan kaçmak *
-Yeni doğan kardeşi kıskanıp birkaç önemli eşyayı koyduğum küçük sırt çantasıyla anneanneye gitmek.
-Yine kardeşi kıskanıp ayağımın üstüne basamıyorum yürüyemiyorum numarası yapmak doktoru da bu işe alet etmeye çalışmak
arabanın el frenini joystick zannetmek.. zannetmekle kalmayıp tuşuna basınca farlardan ateş edildiğini sanmak.. çocuk işte..*
5 yaşında bile yapsanız hafızanızda sağlam bir yer edinen, insanların genel salaklıklarının erken yaşalara tekabül edeni.

anketi boş geçmeyelim:

koka, annesinin almanyada yaşayan arkadaşının kızını görür ve çok beğenir. bir gün bunlar türkiye deyken koka lara gelirler*. koka bir kaç saat sonra kızı kandırır ve evcilik oynamak için yatak odasına götürür. sonra kahramanlarımız yorganın altında iç çamaşırlarıyla basılır. annesi kokaya gelecek 15 yıl boyunca * bunu anlatıp güler koka hatırlamıyo ayağına yatar. * * *
günün birinde eve gelen garip bir misafirin** evde günlüğünü, günlüğünün içinde de bir porno dergi unutması. üstelik bunu ders kitaplarımın yanında unutması. dergiyi görmem, bulmam, almam, o ilk garipseme, hemen en yakın arkadaşa göstermek. arkadaşla önce şaşırmak, sonra iğrenmek, sonra ayıp (!) olduğuna karar verip dergiyi sobada yakmak.. evet yaptım ben bunu.
çocukluk zamanında nasıl oluyorsa kerhanenin anlamını yanlış bilmek, tamam bu kelimeyi bilmesek de olur ama yanlış bilmek ve eve gelen misafirler kapıdan çıkarken oluşan kalabalık ortamda kerhaneye çevirdiniz lan burayı demek hoş olmuyor. Ters bakışlara maruz kalınıyor, baba sizi bir kenara çekiyor ve sen kerhane ne demek biliyormusun diye soruyor, önce bu ilginç olayların şokuyla hayır diyorsunuz sonra da kalabalık yere kerhane denir diyorsunuz, babanızdan aldığınız bir daha bilmediğin kelimeleri kullanma azarından sonra bu kelimeyi öğrenmek için çabalıyorsunuz.
söylüyorum ama gülmek yok, micheal jackson dansı yapmaya çalışmak...
hani vardı ya ayaklarını geri geri sürte sürte, işte ondan...
atom bombası yapacam diye bütün bakliyatları karıştırıp, karbonat ekleyip üstüne limon sıkmak, limonun sıkılmasından sonra biraz köpürüp, kabaran karışıma bakıp 'bu sefer yaklaşmıştım' demek.
büyüklerin büyüklüğüne imrenmek.
-gözlük camına değiyor diye upuzun kirpikleri makasla kesmek.

allahtan eski hallerine geldiler de bu salaklığın izi ömür boyu kalmadı. zaten artık gözlük de kalmadı.

-kaşlarım kalın( aslında değil de hanı filmlerdekiler gibi incecik niye değil saplantısından ötürü) diyerekten ve cımbızdan da korktuğu için kaşları jiletle inceltmeye calışmak. kaştan tamamen olmak, bayram sabahı olduğu için halanın kaşlar gözükmesın dıye evde kahkül kesmesi, durumu duyanların yarılması. o gün bugündür kahkül kullanmamak.

- kendı kafana göre ertesi günü cadılar bayramı ilan etmek ertesi günün harbiden cadılar bayramı olduğunu duyup kendınden tırsmak içime seytan kactı dıye ağlamak.

- kafam yamuk siz beni bebekken düşürmüşsünüz babanem söyledi sizin yüzünüzden aptal olcam diye ebeveyni suclamak. hakkaten yaş olmuş kaç kafada bi problem olmak.
1. sınıfın yaz tatilinde kaça gidiyorsun sen sorusuna yanıt bulamamak. hala 1 mi yoksa 2 mi?
prizin iki deliğine birer ip sokup küçük bir lambanın fişine değdirerek iplerin elektriği geçirip geçirmediğini denemek.**
kalın ve izole bakır teli, fişin iki deliğine birden sokarak sigortaları attırmak. bunu kendi evinde değil de anneannenin evinde denemek.
balkonlardan ve çatıdan akan suların tahliye edildiği oluğun altına girip banyo yapmak. komşuların apar topar tutup eve götürmesi ve annenin seni yıkamak istemesi üzerine "yok anne ben aşağıda yıkandım zaten" demek.
çocukken bir salaklık yapmamak.
tuvaletteyken korkup kendi kendine yüksek sesle konuşmak birşeyler anlatmak akabinde salona dönüldüğünde anneyle babanın gülmekten gözlerinin yaşarmış olduğunu görmek. * *
bakü'nün komşusu olduğu hazar Denizi'nin karşı kıyısında küba'nın olduğunu düşünür hatta bakü ve küba adlarının bilerek verildiğini iddia ederdim. harflerin yerini değiştirin bakın ben haklıyım diye de savımı kanıtlamaya çalışırdım. *
ismi tersten okunduğunda anlamlı bir kelime olan isme sahip arkadaşlara isminin tersiyle hitap edip dalga geçtiğini sanmak.
'-pide naber leyn?
+iyi dir eşya.' gibi.
(bkz: erikli su markasını gerçekten erikli sanmak).
bununla yetinmeyip gidip bide babaya;
"baba ben bugün bi su içtim erikliydi demek".
babanın
"a benim salak oğlum o suyun markası" diyerek seni yerin dibine sokması.*
güncel Önemli Başlıklar