bugün

çocukken gerek isminden gerek görüntüsüsünden sevilmeyen yenilmeyen yiyeceklerin daha sonra belki önyargının geçmesiyle sevilebilmesidir.

(bkz: turşu)

(bkz: kapuska)
kokoreçtir. ilk yediğim ana kadar hep hayattam yemem dediğimdir şeydir kendisi ama bir gece alkol üzerine mecburiyet ve ısrar sonrası yaptığım hatanın farkında olmamı sağlamıştır.
(bkz: enginar)
damak tadının evrimleşmesi olayı.
on yıl önce: yine mi bamya.
on yıl sonra: ımmm, bamyeaa. vs.
(bkz: bamya)
(bkz: patlıcan)
(bkz: mercimek)
mantardır. küçükken beğenip yenilmez büyüyünce tapar hale gelirsiniz.
ıspanaktır. sanırım temel reis dayatması geri teptiği için inatlaşıp yemek istemiyorsunuz. büyüyüpte temel reissiz bir hayatın içinden ıspanağın tadına bakınca 'hımmm... fena değilmiş!' diyorsunuz.
anne dayatması sonucu oluşan durumdur. ben küçükken, bulguru zorla yedirmeye kalkışmasaydı şimdi güzel güzel yiyor olacaktım.
ıspanak, bamya ve patlıcan hariç bir çok sebze. küçükken üçü haricinde sebze yemezdim. şimdi burun kıvırsam da enginar haricini yiyorum.
yumurtalı ıspanak..

o zaman da sevmiyordum..

hala sevmiyorum..
Mantardır kendisi; aramızda konuştuk anlaştık, şimdilerde kaşarlı falan ohh mistir.
Çocukluktan bu yana bişey değişmedi nefret ettiğim şeyler hala aynı. Bamyadan nefret ederdim halada ediyorum. Yapış yapış bişey sizcede iğrenç değilmi.