bugün

"şeker almayacak mısın" dendiğinde "saol ben şeker kullanmıyorum" diyerek tüm bakışları üzerinize çekersiniz ve acayip bi havanız olur. ama gene de her şeyden önemlisi çayın tadını alırsınız..
karizmanın tavan yaptığı andır. dikkat üstünüzü çekilir hatta sizle fantezi bile kurulur.
şeker hastalarına özgü karizmadır.
"şeker kullanmıyorum çayı sigarayla içiyorum." denirse ayrı karizması olur.*
olmayan karizmadır.
(bkz: diyabet hastalarının karizması)
öğrenci evinde yapılacak bu davranış karizmadan çok sevap kazandıracaktır.

- şeker?
+ yok kardeş kullanmıyorum.
- eyvallah hacı. şekerde pahalı biliyonnu..
kendim tatlıyım ya o yüzden çayı şekersiz içiyorum diye esprik * yapan insan karizmasıdır. *
karizma marizma değildir arkadaş, damak zevkidir hepiciği bu.
yoktur. bi karizması olduğunu sanan mallar vardır.
Nedense ayrı bir karizması vardır. Senelerdir çayı şekersiz içerim. Kime söylesem bir tuhaf bakar. Kendini ağır abi modundan satmak gibi birşey.
ağzın yüzün buruşurken pek bir karizma olur.
O ağız efe'nin ağzı gibi olurken ağız burunla sevişirken karşıdan gelen kızlar aşık olup evlenme teklifi ederler. ikinci bir çayda çocuğunuz olur sonraki çayda boşanırsınız.
Tabi süt şişesi içinde çay içerseniz hele şekersizse pek bir karizma olur size önerdim beni iç.
seni alan yaşadı esprileri dönmesi karizma olmaktan daha muhtemeldir. *
aşk bir çaydır,karşılıklı ise şeker
bizim gibi garipler çayı şekersiz içer.
çayı şekersiz içmenin karizması, otobüste kitap okumanın karizması, televizyon izlememenin karizması, yerli olan her şeyi kötülemenin karizması vs. vs. diye uzatılabilecek "cool" olmayı bir halt zanneden ve bu uğurda bir taraflarını bile feda edebilecek kişilerin, yine aynı taraflarından uydurdukları hede.
uyanın millet, yok böyle bir şey ! nietzsche'den, can yücel'den iki kelam ezberleyip, polat alemdar, ezel yada barney stinson gibi davranarak olmuyor o "karizma" dediğiniz şey.
(bkz: sigara ve alkol kullanmamanın karizması)
kaç şeker abla?
yöö beğn şeker küllanmiyörüm.
karizma mıdır bilinmez ama gerçekten çayın tadını aldığınız andır. çünkü şeker kattığınız da çay değil başka bir karışım içiyorsunuzdur.
bir şeker bağımlısı olarak takdir ettiğim eylem.
bir nebzede olsa yararlandığım durum ama memleketim çaylarının çoğu zift gibi olduğu için çoğu zaman karizmam çiziliyor.
çay şekersiz içilir zaten ama güzel çay şekersiz içilir. ama zift gibi çay yapan yere gidince ya açık içiyorum ya limon sıkıyorum ya da mecburen şeker atıyorum. o yüzden ilk defa çay içtiğim yerde şekeri alın diyemiyorum ama hiç bir zaman iyi demlenmiş, taze bir çaya şeker atılmaz. çayın gerçek tadı kesinlikle alınamaz çünkü şekerle.
kişinin damak tadının olmadığını gösterir. karizması yoktur. kendini zorlamaktır. ben şekersiz de içebiliyorum havalarına yatar .
bir tek kahve'de olamayan karizma.
çayı, kahveyi ve diğer normal koşullar altında yaygın olarak, şeker takviyesi ile tüketilen bilimum meşrubat türlerini son 1,5 yıldır şekersiz olarak tüketen bir birey olarak bana çevremdeki insanlar tarafından pek fazla hissettirilmeyen karizmadır.*

Evet, ilk zamanlarda artizlik olsun diye bu eylemi gerçekleştirmeye başlamıştım. Fakat zamanla şekerli çay, kahve vb. içemez oldum zira şerbet gibi geliyor. Ayrıca diyabet değilim, kilo problemim yok, gayet sağlıklı ve zindeyim...
çayın gerçek tadını alabilmenin karizmasıdır...
(bkz: yok ben kullanmıyorum)
olsa olsa orta yaş karizmasıdır.