bugün
- artificialintelligence14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- bik bik'in balona binmesi26
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- icardi190518
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- bir kadının yemek ısmarlaması12
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- futbolcu ismiyle nick almak9
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü19
- kanınıza rengini verir misiniz16
- abır nerede sorunsalı8
- arkadaşlar biri var11
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak13
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- alınan en güzel iltifat8
- vatandaşlık farkı alan otel10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı11
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı48
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
entry'ler (2013)
Sıkça telaffuz etmemeizin zamanı giderek yaklaşıyor gibi görünen kelam.
Somasa bir sürü it birikmeye başladı. Bunların yarattığı kirliliğe karşı tavır aınmalı
Somanın şu anki ortamında eylem yapılmamalı.
1. entry üzerine mesaj atanlar var. benim gözüme çarpan ama pek farkedilmeyen insanların çocukların ruhsal sağaltımına duyulan ihtiyaç. diğer yardımlar fazlasıyla yapılıyor. gönül yaralarının sarılması gerekiyor.
(bkz: soma için ne yapılmalı)
somadan yazıyorum. somanın hallerini anlatmak istiyorum. öncelikle soma alışık böyle şeylere ama bu kadarına değil. her zamanki gibi bir haber yayıldı önce. normal karşıladık ama çok geçmeden işin rengi değişti ve kömür karasıına döndü.
sokaklarda öbek öbek insanlar birikmeye başladı. herkesin yakını o saatte o madende bulunuyor değildi ama artık şu anda somada herkes herksin birinci dereceden karındaşı. herkes sokaklarda birbirine bilgi sordu, birilerini sordu. bu arada ambulans sesleri çoktan ortalığı velveleye vermişti. vahimdi
resmi ağızla, birinci ağızdan aldığımnız haberler çok farklydı. her tarafı en kesif haliyle ölüm sardı. ölümü kılcal damarlarımıza kadar hissettik. uyunmuyordu
sabah ruh gibi dolaşan insanlar vardı etrafta. gün boyu cenaze ilanları dıyduk eşlerin evlarların ana babaların hıçkırıklarına nasıl ket vurmaya çalıştıklarını gördük. çınar gibi, dağ gibi adamların cılız bir papatya gibi boyun büküşünü gördük camilerden sürekli cenazeler kaldırıldı.
siren sesleri, sürekli okunan kuran sesi helikopter sesleri, cenaze anonsları, feryatlar hıçkırıklar birbirine karıştı. bugünü farklı bir boyutta yaşadık adeta. en dahi senaristin yazamayacağı, en yetenekli yönetmenin kuramayacağı bir dram setindeydik. taşı eritecek manzaralara yüzyüzeydik hep. böyle bir durumda insan algılarını yitiriyyor, hiçleşiyor. bir hafiflik bir sükunet geliyor üzerine.
kendisi kurtulan, arkadaşlarını kurtarmaya çalıştı yakını olmayanlar yakını olanları teselli etmeyi görev bildi. o boş sandığımız alnından öpülesi liseli gençlerimiz titreyen taze yürekleriyle işçi yakınlarına su yemek dağıttı. bu bütünleşme türkiyenin her yerinden insan barındıran somada yaşandı.
bi taraftan tam da cenaze namazları kılınırken cam çerçeve indirmekle uğraşan bir grup vardı. keşke gidip su dağıtsalardı. siyyasiler bürokrarlar keşke hiç gelmeselerdi. bugünün rengine onların rengi hiç yakışmıyordu.
bu olayda ihmal vardır veya yoktur pek de önemli değil. önümüzdeki uzuuun yıllara yansımalarıyla alakalı ne yapılacağı önemlibabasız kalan yüzlerce çocuk var. gerçi babalarıyla birlikteyken de öok yi bir hayatları yoktu.
anlaşılan o ki maddi yardımlar bi şekilde karşılanacak. kana ihtiyaç yok mesela; onların kanı ülkenin geleceğine mal olup gitti zaten. bizim herşeyin ötesinde aklı selime ihtiyacımız var memleketin her köşesinde hepimiz için. şunu duyumsayabiliyor muyuz? onlar canlarını bizim ekranlarımızz parlasın diye verdiler. onların çocuklaına bir gelecek borçluyuz. babalarının evlerimizi ağarttığı gibi evlatlarının geleceğini ağartmak zorundayız. bunu iş bırakma eylemleri yaparak değil daha çok üreterek yapabiliriz.babalarının asıl problemi açık özgür kafa yapısına sahip olamamasıydı. evlatlarından açık toplumu inşa etmeliyiz. ki babalarının razı olduğu koşullara razı olmasınlar.
o işçiler önce gelişme imkanı tanınmayan sonra bu hallerinden dibine kadar yararlanılan insanlarsı. banka kredileriyle çocuğunun geleceği ipoteklenen insanlardı. ve şimdi gündemde istatistik olarak yer alıyorlar yalnızca
neyse dağımık oldu galiba ama şu anki ruh haliyle titreyen parmaklarla ve gözyaşıyla ısalanan klavyayle bu kadar oluyor...
(bkz: soma) başlığının altındaki benim yazıma ve diğer yazılara da bakarsanız aydınlatıcı olabilir
ves selam
sokaklarda öbek öbek insanlar birikmeye başladı. herkesin yakını o saatte o madende bulunuyor değildi ama artık şu anda somada herkes herksin birinci dereceden karındaşı. herkes sokaklarda birbirine bilgi sordu, birilerini sordu. bu arada ambulans sesleri çoktan ortalığı velveleye vermişti. vahimdi
resmi ağızla, birinci ağızdan aldığımnız haberler çok farklydı. her tarafı en kesif haliyle ölüm sardı. ölümü kılcal damarlarımıza kadar hissettik. uyunmuyordu
sabah ruh gibi dolaşan insanlar vardı etrafta. gün boyu cenaze ilanları dıyduk eşlerin evlarların ana babaların hıçkırıklarına nasıl ket vurmaya çalıştıklarını gördük. çınar gibi, dağ gibi adamların cılız bir papatya gibi boyun büküşünü gördük camilerden sürekli cenazeler kaldırıldı.
siren sesleri, sürekli okunan kuran sesi helikopter sesleri, cenaze anonsları, feryatlar hıçkırıklar birbirine karıştı. bugünü farklı bir boyutta yaşadık adeta. en dahi senaristin yazamayacağı, en yetenekli yönetmenin kuramayacağı bir dram setindeydik. taşı eritecek manzaralara yüzyüzeydik hep. böyle bir durumda insan algılarını yitiriyyor, hiçleşiyor. bir hafiflik bir sükunet geliyor üzerine.
kendisi kurtulan, arkadaşlarını kurtarmaya çalıştı yakını olmayanlar yakını olanları teselli etmeyi görev bildi. o boş sandığımız alnından öpülesi liseli gençlerimiz titreyen taze yürekleriyle işçi yakınlarına su yemek dağıttı. bu bütünleşme türkiyenin her yerinden insan barındıran somada yaşandı.
bi taraftan tam da cenaze namazları kılınırken cam çerçeve indirmekle uğraşan bir grup vardı. keşke gidip su dağıtsalardı. siyyasiler bürokrarlar keşke hiç gelmeselerdi. bugünün rengine onların rengi hiç yakışmıyordu.
bu olayda ihmal vardır veya yoktur pek de önemli değil. önümüzdeki uzuuun yıllara yansımalarıyla alakalı ne yapılacağı önemlibabasız kalan yüzlerce çocuk var. gerçi babalarıyla birlikteyken de öok yi bir hayatları yoktu.
anlaşılan o ki maddi yardımlar bi şekilde karşılanacak. kana ihtiyaç yok mesela; onların kanı ülkenin geleceğine mal olup gitti zaten. bizim herşeyin ötesinde aklı selime ihtiyacımız var memleketin her köşesinde hepimiz için. şunu duyumsayabiliyor muyuz? onlar canlarını bizim ekranlarımızz parlasın diye verdiler. onların çocuklaına bir gelecek borçluyuz. babalarının evlerimizi ağarttığı gibi evlatlarının geleceğini ağartmak zorundayız. bunu iş bırakma eylemleri yaparak değil daha çok üreterek yapabiliriz.babalarının asıl problemi açık özgür kafa yapısına sahip olamamasıydı. evlatlarından açık toplumu inşa etmeliyiz. ki babalarının razı olduğu koşullara razı olmasınlar.
o işçiler önce gelişme imkanı tanınmayan sonra bu hallerinden dibine kadar yararlanılan insanlarsı. banka kredileriyle çocuğunun geleceği ipoteklenen insanlardı. ve şimdi gündemde istatistik olarak yer alıyorlar yalnızca
neyse dağımık oldu galiba ama şu anki ruh haliyle titreyen parmaklarla ve gözyaşıyla ısalanan klavyayle bu kadar oluyor...
(bkz: soma) başlığının altındaki benim yazıma ve diğer yazılara da bakarsanız aydınlatıcı olabilir
ves selam
müşteri hiizmetleri hattı bulunan ama defalarca aranmasına rağmen müşteri temslcisiyle görüşülemeyan ayakkabı markası.
herhangi bir vara benim diyemeyeceğin için asıl sahibinden ümit ve emanet etmek, allah'a ısmarlamak şeklinde gerçekleşen eylemdir.
ötekiler i dığurmuş da seni doğurmamış mı?
o ani nerdeyse biz de getirtelim ordan huzur. kalamış olmasın.
şehrin yerini değiştirsen insanların haberdar olmamacasına gaflete daldıkları zaman. dinginlik ve yarışsızlığın vakti. biraz sonra insanların birbirine katacakları yeryüzünde ferah bir nefes alma fırsatı. sokağa çıkılınca kendime şehir kapattım denilebilir.
vazgeçmiş hale getirmektir.
duyana, insanın var oluş prosesindekiki etkinliğin kendisine ait olduğunu sandıracak lakırtı. lakin kazın ayağı şu şekil: getirildik, gönderiliyoruz...
sabah ezanı. ardından tercihen kuş cıvıltısı...
insanoğlunun acziyetinin saf ifadesi.
kader icabı demkmiş. bazen kullanıyoruz bazı işler için hasbel kader (kader icabı) oldu diye sanki diğer işler film icabı oluyormuşçasına...
yıllar sonra hatırlandığında hala iç ezici olabilenlerdir. bireysel olarak aldığı yoğurdu diğerleri yemesin diye çekyatın altına saklamak gibisinden olmayan şeylerdir. mutlak yetememezliği yaşamışsınızdır.
aşk kitabındaki hatalardan biri de çizdiği klişe amerikan ailesi portresinde herkesin adı yöreye aitken ailenin yaşlı köpeğinin adının türkçe gölge olması.