bugün

(bkz: hayattan anlık tiksindiren şeyler)

iştahla kahvaltı yaparken, çatala batırdığınız beyaz peyniri ağzınıza götürürken çaya düşmesi ile eşdeğer olan hadisedir.
hevesin kursakta kalması cümlesini tam anlamıyla özetleyen olaydır.
öff çay battı bee! ne baıtırıyon sanki! ağzında ıslatsana dedirtecek illet durum. düşmesi deli eder.
bir de çayın içine düşerse hem bisküvi hem de bir bardak çay haram olmuş demektir. çay kaşığıyla o erimeye yüz tutmuş bisküviyi çıkarmaya çalışırsınız. küçük bir parçasını kurtarabilirsiniz. çeker alırsınız çayın içinden. fakat çayınızın dibi bisküviyle dolmuştur.

insanı hayattan soğutur.

(bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk)
pötibör bisküvinin statik ve direnç hesaplarında hata olmasındandır.
malum bisküvinin yolun basında yani cayın içine düşmesinden daha iyi olaydır.
(bkz: beraber yürüdük biz bu yollarda)
Hevesin kursakta kaldığı andır. bırakıp, bir daha hiç yapmaması gelir insanın içinden.
(bkz: tutunamayanlar)
önce pötibör bisküvimiz büyük bir özen içerisinde cay kaşığı yardımıyla ortadan cizmek suretiyle ikiye ayrılır yoksa ince belli cay bardağımızın icine sığmaz ardından sıcak çayımıza yavaaasca hepsi içeri girmeyecek şekilde batırılır bu safhada süreyi iyi ayarlamayıp uzun tutacak olursanız yarı yolda düşer ve hüsrana ugrarsınız cok dikkatli olunması gereken hadisedir.
hayattan bir anda soğutur.
yer çekimi gereğince olması olmuş olan ıslantılı bisküvi.
geçenlerde bilmemnereli bilim adamları tarafından dikey değilde yatay olarak batırıldığında düşmeyeceği kanıtlanan bisküvidir aynı zamanda. namert değildir yani.
düşen püskevit bir süre bekledikten sonra çay bardağının içinde kusmukumsu şeyler oluşturur o çay da içilmes püskevitcik te yenmez.
dusecegini bile bile hizli dikkatli cevik dengeli birsekilde agza goturulmeye calisilir ama nafile daha cay bardagindan bi kac santim uzaklasmadan lop diye derin sulara dalar, elde kalan yarimi batsin bu dunya denerek afiyetle yenir.
büskivinin düşmesindn birkaç saniye önce düşeceğini anlayıp aniden çekerek ağza düşmesini istemektir. ama malesef bisküviyi çektiğinizden hemen sonra büskivinin düşmesini izlersiniz. çok büyük hayal kırıklığı.
başıma çok gelmiştir, her seferinde banarım dikkatli olmaya çalışırım, en ufak sarsıntıda bile şop diye düşer, her düşüşde sinir katsayım artar.
çayın içine düşmüsse o bisküvünin kurtuluşu yoktur.eninde sonunda benim olacaktır.
Üzerinde çok ince matematiksel ve fiziksel deneylerin yapılması sonucunda tam zamanında çaydan ayırıp ne çok yumuşak ne ilk hali gibi sert bir kıvamda olmadan bardakla ağız arasındaki mesafeyi ölçerek düşürmeden yenilebilen muhteşem ikili.
Bir sonraki çay için ya bardağın yıkanmasına ya da hiç bir sıvı madde bırakmayacak şekilde içilmesine sebep olur.
"böyle öne eğilmiş, ağzı açık vaziyette kalakalırsınız ya, işte öyle bir şey" olarak izah edilebilecek durum.
(bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları) , çay çok sıcaksa ya da çok uzun tuttuysan içeride altını destekleyerek al o bisküviyi.
hayal kirikligina ugratir, cayi batirir. cok bekletmeyin hemen batirip, agiza atin.
(bkz: evlat acısı)
berbat bir durumdur. hem büsküvi niye çaya batırılır ki?
güncel Önemli Başlıklar