bugün

birbiriyle uyuşmayan iki ya da daha fazla güdünün bireyi aynı anda etkilemesiyle yaşanan engellenme türüdür. güdünün türüne , şiddetine ve içinde bulunulan duruma göre değişiklik gösterir. üçe ayrılır :
1) yaklaşma-yaklaşma : gerçekleştirmek istediğimiz 2 ya da daha fazla güdüden birini tercih etme zorunluluğumuzun sebep olduğu engellenmedir.
2) kaçınma-kaçınma : istenmedik durumlardan birini tercih etme zorunda kaldığımızda yaşadığımız olumsuz duygu halidir.
3) yaklaşma-kaçınma : seçilen bir istendik durumun sonucunda yaşanabilecek olumsuzlukların kişide yarattığı çatışma durumudur.
devrim değerleriyle donatılmış laik türkiye cumhuriyeti ile akp hükümeti arasında olan münasebetin örnek olarak gösterilebileceği arbede.
Organizasyonlarda yaşamın normal bir koşulu ve kaçınılmaz bir gerçeğidir. iyi ya da kötü olarak nitelendirilemez. iki ya da daha fazla insanın aynı anda aynı yeri ya da kaynağı kullanmaya teşebbüs etmesidir. iki kişinin ya da grubun ihtiyaçları, çıkarları veya isteklerinin birbiriyle çelişmesidir. Anlaşmazlık, savaş, duygusal gerilim veya çarpışma.
bir emir.
bir tür mental bağımlılıktır.
insan aklı huzura alışık değildir; varlığına, kavramının anlamına... Huzur güzel bir yemeği her an avlanma tehlikesi hissetmeden yemektir, yatağa girerken ertesi sabah uyanıp uyanmayacağın konusunda telaşa düşmemektir. Bu tarz şeyleri huzur olarak değerlendirmeyen insan aklı, huzuru çok farklı yerlerde, şeylerde arar; bilmez ki huzur onun kompleksliğine, karmaşasına zıt bir kavram olduğu için, bir süre sonra reddedilir. Sürekli bir kargaşaya alışmış olan beyin, rahata alışamaz, alışmaya uygun da değildir. Hayatı boyunca içinde bulunduğu stresten aniden kurtulunca yaşanan kesin düşüş, onun sonsuz bir çöle düşmesine neden olur.

Birey kaos ortamında yaşadığı sürece, maruz kaldığı stres düzeyi de onun bu çatışma halini besler. Bu çatışma ya dış dünya yani çevreyledir ya da iç çatışma olup bireyin kendi kendine verdiği bir muhaberedir. Dış çatışma her ne kadar çevre ilişkilerini bozsa, bireyin aslında daima içinde bulunduğu kalabalık içindeki yalnızlığıyla yüz yüze getirse de iç çatışma kadar tehlikeli değildir. Birey ömrünün sonuna dek yanında olacak, bir insandan kendisi için bekleyebileceği her şeyi yapacak tek kişinin kendisi olduğunun farkında olduğu sürece yalnızlık artık acı vermemeye başlar; çünkü hayat için geçerli durum budur, herkes ve herşey geçicidir, somuttur.

Çatışma bir bağımlılık olduğu sürece de, bulantı kaçınılmazdır.
bir hikayedeki merak ve ilgi cekiciliği sağlayan gelişim cizgisindeki kırılmalardır.. karsıtlıga dolayısıyla olay dizisinin ilerlemesine neden olur. dramatik sanatlardaki hikaye kurgusunun temelidir. örneğin; kız ve erkeğin mutlu birlikteliği bir catısma içermiyorsa dramatik değildir..
birey düzeyli: standart karar verme mekanizmalarında bir bozulma ve bu bozulmanın sonucu olarak bireyin uygun eylem seçeneğini seçmede güçlüğe uğraması.

çoğulcu varsayım: insan yapısında varolan ve kalıtsal olduğu öne sürülen saldırgan içgüdülerin, bireylerce tek tek ya da gruplar halinde ortaya koyulması.
Freudyen psikanalitik yaklaşıma göre, aklın bilinçdışı bölümü çok önemlidir. Bir içgüdünün, ilk kaynağından, yani id'den ayrılarak ifade aramasının çatışmaya yol açtığı ileri sürülmektedir. Bu içgüdü, birkaç değişik kaynaktan kritik bir incelemeye uğrar; bu kaynaklar, ortamdaki gerçekliğe tekabül eden ego ile süperego'dur (vicdan).

Sonucunda aklın bilinçdışı bölümünde yer alan bir çatışma; baskı, simgeleştirme, vs.gibi birkaç akıl savunma mekanizmasını harekete geçirir. Savunma mekanizmalarının mutlaka patolojik olması gerekmez; aslında, bunların aktivitesi akıl sağlığı için şarttır.

Ancak; uygun olmayan savunma mekanizmaları hastalığa ve semptom formasyonuna yol açar; bunlar ise analiz ve hastanın uyumu bakımından daha uygun başka savunma mekanizmalarının kurulmasını gerektirir. Kişilik gelişimi, çatışmaya karşı kullanılan predominant akıl mekanizmalarıyla etkilenir ve yetişkinin kişiliği, çocukken kullandığı bu ilk mekanizmaları silinmez bir damga olarak taşır.

Doğuştan gelen biyolojik predispozisyon'da, kullanılan bu predominant mekanizmalarda ve bireyin ego'sunun güçlülüğünde ve güçsüzlüklerinde rol oynar. Psikanalitik teori, hastanın bu bilinçsiz çatışmaların bilincine vararak bunları çözümleyebilmesi için başlıca yolun psikanalitik tedavi olduğunu varsaymaktadır.Hasta,bu tedaviyle, çatışmalarının bilincine varıp bunları çözümleyerek, akıl bozukluğundan kurtulmaktadır.
sağ, sol, merkez sağ, merkez sol, inanan, çok inanan, inanmayan, milliyetçi, muhafazakar, liberal ne kadar ayrım varsa ayrılıp her bir tarafın tarafını ve antitarafını seçip çatışığı konjonktürdür, kısacası içinde bulunduğumuz durumdur.
iki deniz aracının bir birine çarpma durumudur. iskele yada sancakta sizin rotanızın üzerine giden bir gemi belli bir süre sonra hala aynı mevki açısını koruyorsa çatışma kaçınılmazdır. deniz üzerinde sabit duran bir nesneye çarpmaya çatışma denmez.
birbiriyle uyuşmayan iki veya daha fazla güdünün aynı anda bireyi bireyi etkilemesidir.

yaklaşma-yaklaşma çatışması (Örnek: hem yüzmeyi hem de sinemaya gitmeyi aynı anda istemek),

kaçınma-kaçınma çatışması (örnek: okumak istemeyen gencin, okumadığı takdirde istemediği halde tamirci yanında çalışmak zorunda olması),

yaklaşma-kaçınma çatışması (örnek: sevgilisiyle aynı evde yaşamak isteyen gencin aynı zamanda hem dini hem de sosyal açıdan yanlış sayılan bu davranıştan kaçınmak zorunda olması), şeklinde psikologlar tarafından belirlenmiş üç türü vardır.
çatışma, mücadele;

çatışma, mücadele; eski yunandan beri, hayatın, toplumun, doğanın anlaşılması ve analizi bağlamında önemli bir terimdir.
felsefenin düşünce metodolojisinin iki ana kolu idealist-metafizik, diyalektik-materyalist çatışma halinde günümüze kadar ulaşmış felsefi disiplinlerdir.
idealist anlayış çatıçma kavramını reddetmezken, anlam daraltmasına uğratmıştır. idealistler için çatışma insan ve toplumların birbirlerini engelleyici basit çıkar çatışmalarından ibarettir.
kökleri ilk çağ materyalistlerine dayanan, hegelin inşa ettiği diyalektiğe materyalist muhteva kazandıran marksçı görüş, çatışmayı oluşun, gelişme evrim ve sıçramanın merkezine oturtmuştur.
marksçılık çatışmayı çelişme kavramıyla süslemişler, anlam berraklığı sağlamıştır.
çelişme, çatışmanın yaşandığı süreçte çatışma halinde tarafların birbirleriyle olan ilişkinin ifadesidir.
marksçılar diyalektiği, nesnelerin bizatihi bağırlarında taşıdığı çelişmenin bilgisi olarak tanımlarlar.
tabiat, toplum, insan düşüncesi ve gelişimi, birbirlerini dışlayan çatışan karşıtlıkların yansımasıdır.
herşey hem kendisidir, aynı zamanda kendisini kendinden farklılaştıracak süreçtir. işte bu süreç, o şeyin bağrındaki çelişkidir çatışmadır.
basit manada değil, gelişmenin motor gücü çelişmenin gücü tükendiği noktada, çatışkıyı bağrında taşıyan varlık sönümlenir.
hayat, hareket ve ilerlemenin özü diyalektik çatışma, çelişen çatışanların birliğidir.
mermiler.. saatin kaç olduğunu bilmiyorum. hava karanlık zihnim gibi. kafamın yanından geçip giden kurşunun rüzgarı kulaklarıma zeki müren'in bir şarkısını fısıldıyor. ellerime mor renk çok yakıştı. burnumu hissetmiyorum. sanırım üşüyorum. zeki müren sorma ne haldeyim diyor? ne halde acaba? diye düşünmeden edemiyorum. şarkıyı söylerken kimi düşün müştü? gerçekten sevmiş miydi?

aklıma sevdiğim kız geldi. O kadar kara gözleri var ki, burada olsa gece güneş kadar aydınlık kalırdı bakışlarının deydiği yerlerde..

arkadaşım vuruldu. boynundan. hırıltılı sesler çıkarıyor. bana baktı. onun için çok geç artık. kendini şanslı hissedebilir belki de. en azından kadavrası kokmayacak -21 derecede. bir kaç saat sonra cesedini kurtlar yer zaten. taze insan eti. tadı nasıl acaba. cebimdeki bıçakla ince bir dilim alıp denesem mi? ayaklarım beni taşımıyor artık. 4 gündür tek bir lokma geçmedi boğazımdan. bir siperden başka bir sipere.
edebî bir eserde gerilimi doğuran, heyecan ve merak unsurunu sağlayan temel unsur.
bir meseleyi sonuca bağlamak için başvurulan eylem. **
birden fazla motivin aynı anda aktif hale gelmesi ve bireyin bunlardan sadece birini seçmek zorunda kalmasıyla ortaya çıkan ruhsal gerginlik durumudur.3 ayrı durumu vardır.
1- istenen iki durumun çatışması. (yaklaşma - yaklaşma)
2- hem istenen hem de istenmemesi. gereken durumun çatışması (yaklaşma - kaçınma)
3-istenmeyen iki durumun çatışması. (kaçınma - kaçınma)
Aynı anda ulaşılması imkansız iki güdüden bir tanesini seçememenin verdiği kararsızlık halidir. iki güdü çatıştığında birinin doyumu diğerinin engellenmesine yol açar. Bu nedenle çatışma engellenmeye neden olan bir etken olarak da görülebilir.