bugün

bilinçdışı, algı-ötesi anlamına gelen kelime biliçdışı eylemlere örnek olarak astral seyahat verilebilir...
sigara dumanını karanlığa üfleyerek, aydınlık çıkarmaya çalışmak.
sapkın ve anormal isteklerimizin zihnimizdeki sansür mekanizması ile bilinç ve bilinçaltından atılırak gönderildiği yer. bilinçaltınız çok fazla şişer ve bilince baskı yapmaya başlarsa size sapık derler.
freud ve pierre janet arasında tartışma yaratan psikanaliz. ilk olarak janet tarafından ortaya atıldığı sanılıyor.
Lütfican Umut'un Altın Koza'da finale kalmış kısa filminin adıdır.

http://www.youtube.com/watch?v=qQS8-U7nfmo
Bilinçten tümüyle kaçan, bilincine varılamayan şeylerin alanı. En genel anlamda bilinçdışı, bilinç taşımayan varlıklar alanını yani usavurma yeteneği bulunmayan varlıklar alanını karşılar. Örneğin bir gürgen ağacının ya da bir balığın yaşamı tümüyle bilinçdışı bir yaşamdır. Bilinçdışının alanı, kişisel bilgiden tümüyle uzak kalan sinirsel süreçlerin alanıdır. Bu sinirsel süreçlerin başında organik işleyişler, refleksler, kendi kendine edimler gelir. Bu süreçler bilince kapalı süreçlerdir, bununla birlikte sonuçları bilince kapalı değildir. Bilinçdışı olgularını o an bilincine varılamasa da, başka bir zaman bilincine varılabilecek olan bilinçaltı olgularından ayırmak gerekir. Bilinçdışı Freud’da özel bir anlam kazanır. Freud bilinçdışı davranışı, derinden derine etkileyen ama bilincine varılamamış olan dinamik süreçler olarak anlar. Bu süreçler direncin ortadan çekilmesiyle bilinçli duruma gelebilirler. Bunların bilinçli duruma gelmesi için düş gibi, ruh ayrıştırması gibi durumların gerçekleşmesi gerekmektedir. Freud bu konuda şöyle der: “Ruh ayrıştırmasıyla tedavinin çabası tüm hastalıklı bilinçdışını bilince döndürme formülüyle özetlenebilir”. Jung, bilinçdışı kavramını genişleterek “toplumsal bilinçdışı” deyimini ortaya atmıştır. Buna göre bireyde bilinçdışı, ataların özellikleriyle koşullanmıştır. Bilinçdışı, Hartmann felsefesinin temel belirleyici kavramlarındandır. Hartmann’da bilinçdışı etkin ve düşünsel tek temel ilkedir, maddede, düşüncede, yaşamda açıklanır, bireyler de onun görünümünden başka bir şey değildir. Bize göre bilinçdışı olan bu şey kendinde üst bir bilince sahiptir.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...bilincdisi/#ixzz2ORgnK9Nk
biliçdışı insanın farkında olmadığı çocukluktan beridir birikmişliklerin bulunduğu dinamik bir yapıdaki derin alandır. bilinçaltı ise biraz çabaladığımızda ya da çağrışımlar sonucunda ortaya çıkabilecek bilgilerin bulunduğu biliçdışı ile bilinç arasındaki kısımdır. bilinç ise buz dağının görünen kısmı, o andaki farkındalık hali . biliçdışından bilinçaltına sızmalar olabiliyor. rüyalar bilinçaltında maskelenerek ortaya çıkıyor. bunlar hep biraz masal biraz gerçek.
burada yer alan duyguydu düşünceydi isteklerdi yaşantılardı isteseniz de hatırlayamacağınız lakin gündelik yaşantınızdaki tüm davranışlarınızın da temel yöneticisi olan güçler durumundalar gençler.paradoks paradoks doğurur evet ama üzülmeyin bihipnoz bi serbest çağrışım herşeyi halleder.
Sigmund Freud’ un psikanalitik okulunun esas kavramlarındandır. Zihnin büyük kısmını, buzdağının suyun altındaki görünmeyen yüzü kadar geniş yer kaplayan bölümünü bilinçdışı oluşturur. Acı veren anılar, yasaklanmış istekler ve bastırılmış deneyimler bilinçdışında bulunur. Bilinçdışı malzeme fanteziler, düşler ve dil sürçmeleriyle kendini ifade etmeye çalışır. Bilinçdışındaki bastırılmış malzeme, farkına varılıp zihnin bilinçli bölümü ile entegre edilemediğinde psikolojik sorunlar gelişebilir. Psikanaliz denen psikoterapi yöntemi bunu düzeltmeyi amaçlar.
görsel
uyurken osurmak gibi.
Descartes, öznenin konumu hususunda özneyi bilinçte konumlandırır. Ama ona şu sorulmalıdır: düşünmeye başladığın an ile düşündüğünü fark ettiğin an arasında geçen zamanda var mıydın?

Bu soru ile öznenin konumu bilinçte olma temelini kaybetmektedir. Ve bilinçdışı özneye daha yakın kalmaktadır.
Mən bu xüsusun içindən çıxa bilmədim. Bu mövzuyla əlaqəli olaraq Lacan ən az Dekart qədər araşdırılmalıdır.
Bütün hayvani dürtülerin olduğu yer. Manik atak geçirdiğimde birine psikolojik taciz uygularken cinsel haz alıyordum ama normal psikolojik taciz değil otomatikman bilinçsizce bildiğin akıl oyunları yapıyordum. Tamamen beynin amigdala aktivitesiyle alakalı. Muhakeme empati engelleniyorsa allaha emanet önünüzde sapık katil olma ihtimali yükselir. The shining jack torrance örnek.
sık sık subconscious ile karıştırılır. mamafih şümulu daha geniştir.
Ben bilinç ve bilinçaltı-bilinçdışı konusuna açıklık getirmek istiyorum kendimce:

Bizim bilinç dediğimiz şey prefrontal cortex. bilinçaltı-bilinçdışı dediğimiz şey amigdala.

Diyelim ki birinin prefrontal cortex aktivitesi yüksek bu kişi matematik dahisi olabilir.

Diyelim ki birinin amigdala aktivitesi yüksek. Bu kişi sosyal dahi olabilir.

ikisinden biri olup diğeri olmazsa sekteye uğrar o alanda gelişemez düz kalır.

Amigdala dediğimiz şey travma veya stresle çok fazla artabilecek bir şey bunun sonucunda kişi psikoza girebilir ve prefrontal cortex kişinin zekasına göre baskılanır. Psikoza girmek için amigdala aktivitesinin normal bir insandan kat kat artması gerekiyor.

Beta beyin dalgası (prefrontal cortex) (13-33)(+)(hertz): insan beyninin en düzenli en düşük frekansa sahip aralığıdır (gamadan sonra ama onu anlatmayacağım) günlük hayatta beynimiz bu dalgada seyrediyor. Davranışlarımız, kişiliğimiz, problem çözme, odaklanma bu aralıkta seyrediyor. Yaş ilerledikçe bu beyin dalgası artar. Matematik çözerken bu dalga aralığı en tepeye kadar çıkar. Bizim dahi dediğimiz insanlarda bu dalga aralığı daha yüksek bile olabilir her insan beyni aynı odağı göstermez.

Delta Beyin dalgası (amigdala) (-)(1-3)(hertz): insan beyninin en düzensiz en yüksek frekansa sahip aralığıdır. psikozdayken bu dalga daha aşağıya bile inebilir. Beyninizin uyku halinde olduğu zamandır. Bu aralıkta doğayla temas halindesiniz. Yaş ilerledikçe bu beyin dalgası azalır.

Psikozdasınız diyelim; bu aralıkta geleceği görme, telepati, duyular dışı algı gibi durumlar yaşanırsa korkmayın. Geleceği herhangi bir zamanda görebilirsiniz. Telepati yapmak içinse yanınızdaki kişininde amigdala aktivitesinin yüksek olması gerekiyor diğer türlü insan beyni bir yere kadar iletişim kurabilir. Biri size bakarken ve düşünürken görüş alanınızın dışında onu algılayabilirsiniz. Durugörü ve telepati bilinçsizce olur beyninize resim veya ses olarak gelir, ağzınızdan çıkan kelimeler bilinçsizce çıkar. Bir şeyler size dokunuyormuş gibi gelebilir veya yerçekimi kuvvetini dalgalar halinde görebilirsiniz. Daha önce bunları yaşamış biri olarak söylüyorum. insanlar size garip diyebilir, sizden korkabilir, ağlamaklı olabilir. işte insan beyninin müthiş gücü bu aralıkta devreye giriyor aslında, tamamen kaos. Zamanında psikozdayken psikozda olduğumu biliyordum içgörümü kaybetmemiştim. Dünyanın en zor çağrışım gerektiren bulmacalarından birine odaklanmıştım (gerçekten normal insan beyninin algılaması imkansız) bulmacada sadece 2 kelime var ve ikiside 5 harfli diğer ikisini internetten bilgi edinerek bulmalı ve aralarında bağlantı kurmalısınız. Ben bu bulmacanın 5 sorusundan 3'ünü çözdüm ve yapan kişi doğruladı. internetten bir çok bilgiye ulaştım ve beynim kendi kendine bağlantı kurdu. Kesinlikle bu frekans aralığını iyi değerlendirmeliyiz psikoza giren insanların hepsi aynı değildir deli muamelesi yaparsanız siz kaybederseniz. Bana mesela hastasın delisin diyorlardı halbuki hepsinden sağlıklıydım. insanların beynine girer manipüle eder dolandırırdım ama onlar bana hasta derdi :D

Ek olarak bu resmi eklemek istiyorum:
görsel