bugün

sürekli başkalarının hayatına dahil olmaya çalışan insanlardır.

bu korkuları yüzünden zaten yalnızdırlar ve buldukları ilk insana öyle bir tutunurlar ki gitmesine izin vermezler, karşıdaki gitmeye kalksa engel olmak için her yolu denerler. hayatlarındaki insanların yanında sevdikleri için değil kendileriyle baş başa kalmaktan korktukları için dururlar.

bu insanların korkularının temelinde kendilerini sevilmeye değer görmemeleri vardır, öyle ki kendilerinin bile sevemediği bir varlığı başkasının sevebileceğine ihtimal vermezler ve böylece yalnız kalma korkusu oluşur. bu yüzden genellikle takıntılı insanlardır.

edit: imla.
Öz güven eksikliği olan insandır.
genellikle yalnız insanlardır.
Yalnızlık, insanı zorla alıkoyan bir sevgilidir.
çok afedersiniz.
(bkz: ilgi orospusu)
görsel
Karanlık, bazen yalnız kalmaktan bile kasvetlidir...
yalnızlığı, iyi kötü bilen biri olarak; korkmasın desemde yine korkacağı olduğu için söylenişlerin fayda etmeyeceği insandır. her şey insanın kendinde bitiyor, hem bu kimsenin hüküm verebileceği bir şey değil. korkabilir sonuçta. niye korkuyorsun diye veya kork diye felaket tellallığı yapmakta doğru değil.
Belki de evde yalnız kalmaktan korkuyodur.
Çoktan yalnız kalmış olan insandır.
Korkuyordur, herkes bir şeylerden korkuyor. Bazılarımız palyaçolardan bazılarımız cinlerden en azından mantıklı bir şeyden korkuyor.
en tiksindiğim tiplerden biridir. nedeni ise yalnız kaldıklarında arkasından atıp tuttuğu, söylemediğini bırakmadığı kişinin yalakası olabilme özelliğine sahiptirler. hepsi için konuşmuyorum tabii istisnalar olabilir. fakat bilirsiniz ki istisnalar kaideyi bozmaz.
hala korkabildiğine göre insan kalmayı başarabilmiş insandır.
Aslında bir yanı hep yalnız olan insandır. Yalnızlıktan korkmak için önce yalnızlığın nasıl bir şey olduğunu bilmek gerekir.
Yalnızlık tek başına sinemaya gitmek, tek başına yemek yemek yada tek başına özgürce takılmak değildir. Çünkü bu, tercihtir ve böylesi güzeldir.
Hastayken seni merak edecek veya kolundan tutup doğrultacak birinin olmamasıdır yalnızlık ve evet korkunçtur.
benimdir, yalnız uyumaktan da nefret ederim. yatağın köşesinde kedim ayağımın dibinde yoksa mutsuz uyuyorum.
Yalnız kalınca deliren biri olarak korkmam normal bence. Sonra duvarlarla, hayali arkadaşlarla konuşmaya başlıyor insan.
iki türlüsü var bence. Birincisi herkesin ölüp bizim bu hayatta yalnız devam etmemiz durumu, ki bu konuya girersem hiç çıkamam.
ikincisi şuan içinde bulunduğum, etrafımdaki curcuna eğlence bitip, herkes evine döndüğünde gelen hüzün. Hep birlikteydik, mutluyduk. Bir anda sona geldik ve herkes gitti. Ben şimdi ne yapacağım diye kara kara düşünüyorum. Gelecekte bir daha böyle günler yaşayamayacağım fikri beni mahvediyor. Diğerleri buna nasıl katlanıyor? Nasıl sakince yollarına devam ediyorlar? Hiç üzülmüyorlar mı?

Sanki benim dışımda herkes çok mutlu, harika vakit geçiriyor gibi hissediyorum. Her an yapacakları bir şey var sanki. Bir ben bomboşum. Olmam gereken bir yer yok gibi.

Eve girdikçe bu hal iyice çekilmez oluyor. Dışarıda birileriyleyken daha iyiyim. Ama şöyle tek başıma oturuyorum ya...

Eskiden severdim ben tek başıma oturmayı. Ne oldu da böyle oldum anlamadım.
ölsün bir zahmet...

beni bir ay karanlık, ışıksız bir hücreye tıksalar gık etmem a.q.

insan sesine lüzum yok...

kendi kendime şarkı söylerim eğlenirim...
yüzlerce türk sanat musikisi arşivi var kafamda sabahtan akşama kadar o makam senin bu makam benim... 1 ay öyle geçer vallahi.
ilk başlarda bendim. Dedim hayatta yalnız kalamam cin falan çarpar diye korkuyordum.* Yaş ilerledikçe artık kafanız fazla gürültü patırtı çekemiyor ve tek eve çıkıyorsunuz. Fazla yalnız kalan evlenmek de istemez artık.
Zerre korkum yok yalnız kalmaktan hepsinin üstesinden gelirim ama annemin yokluğunu yaşamak istemem bir tek ondan korkarım.