bugün

Şu videoda 2.25'ten itibaren yapılanları tekrar ederseniz uğraşmanıza gerek kalmaz.

https://m.facebook.com/st...22&id=100013663352694
Siyasi çıkarlarıniz , milliyetçi duygularınız, inançlarıniz sizin olsun bana bulaşmayın. Ben bu devrin adamı değilim
Vicdani red? Hmmm vicdan sahibiyim diyorsun yani? Peki o vicdanın şey diyor mu sana örneğin "ben vicdani redciyim sıcak evimde g.tümü yaya yaya otururum,benim g.tümün rahatı için birileri eksi bilmem kaç derecede nöbet tutar ve bundan hic rahatsız olmam" hani vicdan sahibisin ya ondan soruyorum.
sahip oldukları çarpık düşüncelerle "askerlik" gibi vatani bir görevi bile şahsi duruma indirgeyen egoist kişilerdir.

bahaneleri de genellikle,

"ya ben orada gidip komutana mı hizmet edeceğim" veya

"ya orada çöp temizleyince vatan mı kurtuluyor" gibi klişelerdir.

askerliği bir vatan borcu olarak görmek yerine,

g.t korkusu sebebiyle kaçmaya çalışılacak bir kabus olarak algılarlar.

ama aynı zamanda da facebook tan,

"vatan için ölürüm, asarım keserim" diye saçmalarlar.

enteresan tiplerdir yani.
yüzde 100 pkk-hdp şakşakçısıdırlar. yani amerikancı kiralık katillerin...
Aralarında benim de bulunduğum yazarlardır. Devletin bakanları her ilden on çiçek derken neyi kast ettiği belliydi. Bu ülkenin 20 yaşında gençleri koltuk yüzünden ölmeyi hak etmiyor.
(bkz: işine gelmeyen herşeye faşist diyen gerizekalı)

(bkz: o zaman kalk s ktir git burdan)

Bir takım yazarlar.
50 gün boyunca düşündüm bir önceki yazdıklarımı.

Zorla abd komutası altındaki faşist orduda asker olmamız isteniyor. Yokum arkadaş ben bu davada. Ya paralı askerlik yada ölene kadar okumak. Sizin kirli işlerinizde yokum ben.
Ucu boklu değneği kavramış yazarlardır mesela ben.

Siyasilerin çıkarları için kendimi heba etmem. Ne de olsa faşist kardeşlerimiz var, onlara yol vermek gerekir. Eksileyin sizi gidi çay ustaları, sizin davanızda yokum arkadaş. Ülkenizde sizin olsun tarihinizde.
Keşke türk doğmasaydım, belki kafama uygun bir ülke bulursam vatandaşlıktan çıkarım.
bazı uydurma kavramlara değer vermeyen yazarlardır.

mesela şehit olmak. isteyen bu kavramın nasıl çıktığını, ne zaman çıktığını araştırabilir. başka bir örneği milliyetçiliktir. bu kavramlardan kurtulmayı başarırsak hepimizin düşüncesi benzer olacaktır diye düşünüyorum.

ama tabi bunlar teorik düşüncelerim. pratikte bence de çok saçma. sonuçta binyıllarca süren survival yaşantımızın izlerini silip atmak kolay değil.
Yasalara göre Müslüman değil laik bir ülkede yaşadığımız için müslüman olmamak vicdani ret gerektirmez. E o zaman ben de derim amk siz hizbullahla savaşıyorsunuz ben müslüman kanı dökmem gelmiyorum askere. Bu toprakların çocuğuysan bu topraklar üzerindeki vazifeni yapacaksın arkadaşım. Bedelliye karşı değilim zenginler zaten askere gitseler de rahat rahat yapıp dönerler. En azından ordunun cebine para giriyor bedellide.
doğuda çoluk çocuk öldürmek istemeyen yazarlardır.
benim.

ne var yarramlar? neden gidip öleyim lan sizin sikko takıntılarınız için?

toprakmış falanmış. hahahaha.

bu yaşa geldim hala gitmedim, daha da yarak giderim.
askerliğinde hizmet anlamında güzel bir eylem olduğunu idrak edemeyecek kadar küçük beyinlerle yaşayan yazarlardır. korkma evladım yalan değilse silahları da bırakıyorlar. ölmezsin. öleceksen de orda öl. şerefinle şehit ol.
askerden kaçmak için bahane arayan "hanım" yazarlardır.
Dahil olduğum grup, ülkeme askerlik yapmaktan daha iyi hizmet edebilirim.
Kimse kimseye gel benim götümü kurtar demezken, kendi çapında gelin guvey olan embesilleri rahatsız eden yazarlardir. 18 ay yaptım. Elimde olsaydi 1 gün bile Gitmezdim. Orada geçirdiğim her saniye haram zikkim olsun cocuklarina çüruk alıp benim bir buçuk yılımı çalan adı serefsizlere. Oğlumun bu boktan göreve(!) gitmemesi için elimden geleni yapacağım.

Cigeri beş para etmez orospu çocuklarının sadistçe eğitimlerine, hayatta tek başarısı askerde cavus rütbesi almak olan ezik pezevenklerin dayaklarına maruz kalıp, bunu vatani hizmet sayan gerizekalikar yüzünden kutsal addedilen bu siktir boktan mecburiyet yüzünden binlerce ev evlatsiz, binlerce evlat babasız kaldı. Ne uğruna? üç beş mehmet için meclisi toplamaya gerek görmeyen bir avuç asalagin siyasi menfaatleri için mı verildi onca can?
Turk ordusunun dunyanin sayili guclu ordularindan biri olmasina zerre kadar katkisi olmayan yazarlardir. Muhtemel suretle bu entryi iclerine sindiremeyip eksi bombardimanina tutacak olan yazarlardir ayni zamanda.
yanlış iş yapmayan yazardır. letis'tir mesela.
vicdani ret kanunu çıksa ben askere yine giderim.
ama sen adamı zorla askere götürürsen o adam gece nöbet tutarken alaya giren eşeği farketmez.
sen adamı "her türk asker doğar" diyerek asker edebileceğini sanarsan 30 senede pkk'yı bitiremezsin.
asıl vicdansızlık askerliği reddetmek değil, o adamı zoraki oraya göndermektir.
asıl vicdansızlık asker olarak değil de mesleğini iyi icra ederek yaşadığı topluma hizmet etmek değil, o adamı zorla askere gönderip şehit düştüğünde de timsah gözyaşları dökmektir.
barışın, huzurun savaşla gelmeyeceğini bilen yazardır.
"barşçı, hümanist işte" diyerek akıllarınca küçük gören şiddet yanlılarının kendisini anlayabilecek duyarlılıkta olmadığını bilen yazardır.
devletin emretmesiyle dahi olsa birinin hayatına son verme eyleminin "aslında" ne anlama geldiğini bilen yazardır.
birini öldürmeyi, kanunlar suç olarak tanımlıyor diye değil, yapılmaması gereken bir eylem olduğunun bilincinde olduğu için yapmayan yazardır.
ideolojileri, ahlaki anlayışı, dini inancı önemsenmese de, bu anlayışlara ve inançlara sahip bireylerin varlığından haberdar olan yazardır.
askerliği, birini öldürmeyi öğrenmeyi kabul etmeyenleri destekleyen yazardır.
düzenlemeler yapılsın, sorunlar çözülsün, yönetim görevi üstlenilsin diye oluşturduğu parlamentonun, görevlerini yerine getirmesini bekleyen kişileri destekleyen ve bu beklenti içerisinde olan yazardır.
sorunların ilkel bir şekilde değil, insan olmanın gerektirdiği gibi çözümlenmesini bekleyen yazardır.
tek bir gezegende, düşünebilen ve duyguları olan yaratıkların neyi paylaşamayıp sürekli savaş çıkarıldığının farkında olan bunun piyonu olmak istemeyenleri destekleyen yazardır.
uydurulan kılıflara, kutsallaştırılan kavramlar karşısında, mantığını ve duygularını birlikte kullanıp, kavrama karşı insanı koyan yazardır.
en temel insani hakkini kullanmak isteyen yazarlardir. nihayetinde mevzunun 'cocukluguna' inersek; kim kimin icin savasiyor? vatan denilen hede kimin, kac kisinin.halkin olmadigi asikar, o yuzden banane yrram.korunan da vatan falan degil, onlarin varliklari, mulkleri, kan emici picler.
dayatılmaları sevmeyen yazarlardır.

bir keresinde dersin adını vermeyeceğim, öğretmenim ile şu diyaloğa vesile olan konudur aynı zamanda, vicdani ret.

-hocam, san marino gibi göt kadar ülkede vicdani ret varmış. isteyen gitmiyor askerliğe..
-onlar anca birbirlerini siker.

meslek lisesi...
herkesin yapabileceği iş değildir zaten ne bilsin jon jon soğuklarda ölmeyi, onuru,
ne bilsin, ay yıldızın önemini, bilmez!...
o yüzden bırak vicdanı rahat olsun vicdansızın!...
en asil duygularin insani
ben.
bunu uygulayan ülkelere gelince;
ingiltere (1916)
danimarka (1920) (4 ila 12 ay askerlik veya 4 ila 13 ay kamu hizmeti)
isveç (1920)
hollanda (1922)
finlandiya (1931) (8,5 ay askerlik veya 13 ay kamu hizmeti)
almanya (1949) (9 ay askerlik veya 10 ay kamu hizmeti)
fransa (1963)
lüksemburg (1963)
italya (1972)
avusturya (1974) (7 ay askerlik veya 12 ay kamu hizmeti)
portekiz (1976)
ispanya (1978)
polonya (1988)
macaristan (1989)
letonya (1990)
çek cumhuriyeti (1990)
slovakya cumhuriyeti (1990)
slovenya (1991)
estonya (1994)
yunanistan (1997) (12 ay askerlik veya 13 ay kamu hizmeti)
litvanya (1997)
ayrıca askerlik ödevi diye bir kavram anayasasında bulunmadığından ret kavramından da bahsedilmeyen 88 ülke.