bugün

muhteşem bir yorum parçası. hatta daha da iddialı olursam, en güzel yorum parçası...
bu kente yalnızlık çöktüğü zaman
uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
alıp da başını gitmek istersin
karanlık sokaklar kör sağır dilsiz

ey sevda kuşanıp yollara düşen
bilesin bu yollar dağlar dolanır
yare ulaşmadan düşersen eğer
yarına sesinin yankısı kalır

gecenin ucundan gün aralanır
yar sevdası ile yürek bilenir
sızılı bir ırmak uğurlar seni
su olup akarsın kır çiçeklenir....

söz: ibrahim karaca
beste: grup yorum
protest müziğin kraliçesi
dinledikçe dinlenilmek istenen, sadece kemanla çalındığında bitirdikçe bitiren parçadır...
birisine uğur büyüsü yapma olayı..
hilmi yarayıcı solo kasetinde de yorumlamıştır bu muhteşem parçayı...
duygulandıran, düşündüren, hüzünlendiren hoş parça.
(bkz: inanılmaz olaylar)
insanların bir aşk şarkısıymış gibi yorumlanmasından nefret ettiğim grup yorum parçası.
giriş müziğiyle insanı büyüleyen, yorumun tarihi boyunca imza attığı en güzel şarkılarından biridir. asla eskimez bir klasiktir...
ayrıca hilmi yarayıcının geçen sene yeniden yorumlayarak ve bir de klip çekerek katlettiğini düşündüğüm şarkıdır. zira kendisi gruba dahilken çok daha güzel seslendirirdi...* *
ruhun gıdası şarkı.
grup yorumun yare adanan şarkısı.
giden sevgilinin ardından bakakalıp ruhen çöküntüye girilen seramoni.
bu kente yalnızlık çöktü..uykusunda bir kuş öldü ecelsiz...
alıp da başını gitmek istemeyenler için çalsın bu şarkı; alıp da başını gitmek isteyenler kör sağır dilsiz...
Grup Yorum'un en güzel şarkısıdır.Çocukluğumdan kulağımda kalmış birkaç güzel melodiden biridir.*
iyi dileklerin dilden dökülüp, içinde yanan ateşin gözlerinden düşürdüğü damlacıklarla sevdiğini yolculama .. allaha emanet etme belki, belki de bir daha görüp göremeyeceğinden emin olamama düşüncesiyle duygularının coşması.. dilden dökülen iki kelime " uğurlar olsun "
Gerizekalı bazı insanların aşk şarkısı sandığı şarkı.

ey sevda kuşanıp yollara düşen
bilesin bu yollar dağlar dolanır

daha ne desinler yahu.
* grup yorum tarihinin en iyi şarkısı..

hava çok soğuk .. adeta sokaklar buz kesmiş. dışarıda delicesine esen bir rüzgar yürek deliyor adeta. deliyim ya bendee çıktım sokağa, kulağımda bir kulaklık dinliyorum bir şeyler, çalıyor kafasına göre..

derken tenha bir sokağa geliyorum. tam o sokağa girdiğimde işte bu şarkı, uğurlama yankılanmaya başlıyor kulaklarımda.. olmaz bu kadar güzel bir tesadüf olamaz..
bir an durakladıktan sonra başlıyorum bu tenha sokakta yürümeye.. bir yandan yürüyor öte yandan dinliyorum..

bu kente yalnızlık çöktüğü zaman,
uykusunda bir kuş ölür ecelsiz.
alıp da başını gitmek istersin,
karanlık sokaklar kör sağır dilsiz.

diyor üstat.. duruyorum bir an. bakıyorum etrafıma hala ıssız, hala sessiz. hala yalnız..

ey sevda kuşanıp yollara düşen,
bilesin bu yollar dağlar dolanır.
yare ulaşmadan düşersen eğer,
yarına sesinin yankısı kalır.

diyor bu sefer. sevdasını kuşanıp yollara düşen, yarine ulaşamadan düşenler geliyor aklıma. derin bir of çekiyorum bu sefer. ilerlemeye devam ediyorum yine.

bu sefer de yürek yakan bir müzik başlıyor. içine işliyor insanın adeta. tam kalbine.
ardından ;

gecenin ucunda gün aralanır,
yar sevdasıyla yürek bilenir.
sızılı bir ırmak uğurlar seni.
su olup akarsın, kır çiçeklenir..

diyor..

yar sevdasıyla yürek bilenir. off ne cümledir bu. ne acıtır kalbi hele ki suratına bir tokat vururcasına çarpan rüzgardan alarak kuvvetini..

sonra bir daha söylüyor

ey sevda kuşanıp yollara düşen,
bilesin bu yollar dağlar dolanır.
yare ulaşmadan düşersen eğer,
yarına sesinin yankısı kalır'ını..

ve deşiyor kalbini adeta yeniden..
ne kadar dinlesem aklıma lise yıllarımı getiren grup yorum şarkısı. geçmişe özlemimi barındırıyor sanki içinde. sanki gel diyor giden-biten yıllarım, gözlerimi kapatıyorum, tam ellerimi uzatıyorum o acı anı görüyorum. yine aynı odam yine aynı masa yine loş bir ışık yine kitaplar kalemler bilgisayar..... göremiyorum o okul bahçesindeki güneşli havada gezen arkadaşlarımı.
bağlama ve kemanın sevişmesinden doğan kavga şarkısıdır. isteyen aşk uğruna dinler ezgiyi, isteyen kavga yoluna. şu bir gerçek yorum denilince akla gelen ilk şarkılardandır.
ardindan insani derin bir suskunlugun kaplamasina neden olan veda.

birileri hep bir yerlere gitti. ya temelli yasamak uzere baska bir memlekete gitti. ama kabullenilmesi kolay gidislerdi onlar. cunku mutlaka gorusuldu, konusuldu o gidislerin ardindan. ya da birileri temelli gocup gitti artik geri gelmeyecegi diyarlara. ama onlar da kabullenilmesi kolay gidislerdi. cunku herkes sonucta onlarin oldugu yere gidecekti. son durakti orasi.

ama kabullenilmesi zor gidisler de var hayatta. geri donulup donulmeyecegi belli olmayan, bir bilinmeze dogru olan gidisler. insani caninin bir parcasindan, oglusum diye sevdigi yol arkadasindan, nese kaynagindan, siginilacak limanindan, akil vereninden ayiran gidisler.

ugurlarsin gideni. sorun olmayacak, geliceksin geri dersin. dayanamaz defalarca sarilir opersin, ayrilmak istemezsin. ama o gitmek zorundadir ve gider. sonrasi; allah kavustursun diyenlere sagol demek, eve gelip odana kendini kilitlemek, aglaya aglaya suskunluga burunmek. en son da; kabullenmeye basladigin bir anda sozluge girip aklindan geceni bir entrye dokmek.

artik o yok. ne sabahlari, ne oglenleri, ne de aksamlari. ne ilkokul cocuklari gibi simarmalar var artik, ne birlikte kurulan hayaller, ne dudak buke buke aglayip dertlesmeler, ne de dertlere cozum bulmak icin yapilan beyin firtinalari. artik, hic birsey yok.

imho lynyrd'nin gidisi ustune "limon, o benim kardesimdi, kolum kanadim kirildi" dedi demin. hakli. ben de simdi ayni seyi senin icin dusunuyorum. kol kanat kiriliyor dahasi kalbin bir parcasi yerinden kopup uzaklasiyor. allahim seni korusun, melekler yoldasin olsun. gule gule can yoldasim.

gurbete giden doner mi donmez mi
belli degil bilirim
ben bir karaagac golgesi buldum
cebimde umitlerim
bu bir sevda şarkısıdır. sevgiliye duyulur söylenir, ideallere inanılır söylenir, kavgaya inat yine söylenir. uğurlamadır. gidenin ardından yarım kalmaktır. gidene "neden?" diye soramamaktır, hayata "neden?" diye soramamaktır, bunca pisliğe "dur" diyememektir. ama yine de gecenin ucundan aralanacak günü beklemektir.

korkma! sadece toprağa gideceksin;
sonra toprak olacaksın,
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin,
oradan özüne ulaşacaksın,
çiçeğin özüne bir arı konacak.
belki...
belki o arı ben olacağım.
devrimi bu denli lirik ve samimi şekilde anlatabilecek başka söz yahut müzik olamaz diye düşündüren, adeta serum şişesine doldurulmuş vodka misali insanın içine ince ince işleyen, yarınlara sesinin yankısından fazlasını bırakanlara adadığım muhteşem yorum bestesi.*
kafede gitar çalan insanın, çalınması için çokça istek aldığı parçadır.*
yazın gitarı yerde bulanın söylediği akdeniz akşamları neyse, komünizme yeni başlayanlar için "uğurlama"da o dur.