bugün

küçük ama içli filmdir.Mülakatlara girmiş ,işten ayrılmış veya işe henüz girememiş,hayaller kurmuş ama suya düşmüş herkesi bi yerlerden yakalayıp yakacak olan filmdir.Bir elinde kitap gecenin bir yarısı cam kenarında diğer elinde el feneri ile birşeyler öğrenmeye çalıştığı sahne ile filmin sonundaki sahnede ağlatan film.
will smith'in duygu yüklü bir filmi.
--spoiler--
This part of my life... this part right here? This is called "happyness."
--spoiler--
ülkemizde "umudunu kaybetme" adı ile gösterime giren, başrolde will smith ve öz oğlunun oynadığı, azimli bir baba ve oğluna dair gerçek bir hikaye. amerikanın en büyük broker firmalarından gardner rich'in sahibi chris gardner'ın hikayesi...

tıbbi malzeme satıp hayatını kazanmaya çalışan bir baba'nın, zamanla satış yapamayıp karısının onu terk ettiği dünyasında, hayatının en önemli varlığı olan oğlu ile azimli hayat savaşı.

kesinlikle her erkeğin, baba adayının izlemesi gereken bir film. azimli olmanın, bir şeyi hedefleyip sadece onun için herşeyi yapmanın önemini ve bir o kadar da zorluğunu gösteren film.
kazanan bir erkek, en azından bu filmdeki gibi azmetmeli ve çabalamalıdır hayatındaki "önemliler" için.

ayrıca will smith'de çok güzel oynamıştır üzerine aldığı karakteri. kesinlikle kaliteli bir oyunculuk çıkarmış olmasına rağmen 2007 oscar ödüllerine en iyi erkek oyuncu dalında aday olmuş ama kazanamamıştır.
üstelik filmde gerçek oğlu ile oynaması da pek hoş bir enstantane yaratmıştır.

--spoiler--
bir şeyi ilk kez yapmakla, ikinci kez yapmak arasında fark vardır
--spoiler--
insanın içini cız,cozz şeklinde yakıp kavuran filmdir.will smith in oglu ise agucuk bugucuk çok tatlıdır.
bir insanın başarısız olmasının, hiç bir bahaneden ötürü olmadığını, asıl suçlunun kendisi olduğunu, en kötü ve en dipte olduğun anda bile tekrar ayağa kalkıp zirveye tırmanılabileceğini gösteren, gerçek bir hikayeden alınmış, harika bir film.
--spoiler--
hey! time machine. it's a time machine. this man has a time machine.
--spoiler--
seven pounds'u izlerken hatırlanan film. aynı kadronun elinden çıkma usta işi iki dram filmi bu ikisi, kıl olduğum will smith'in oyunculuk konusundaki hakkını teslim etmeme de neden olmuşlardır.
smithlerin oyunculukta aştığı film...
will smithin en iyi dram filmi:D oğulla babanın acıklı hikayesi:)
--spoiler--

will smith'in oğlunun oyuncağını yolda düşürdükten sonra otobüsü kaçırmamaları gerektiği için oyuncağı geri dönüp alamadıkları ve will smith'in işe kabul edildiğinin açıklandığı sahnede ağlamamak imkansız. will smith'in oyunculuğunu süper bir performansla kanıtladığı filmdir.

--spoiler--
etkileyici-duygu yuklu bir film. ise alindigi andan itibaren gecen her sana, insani feci etkiliyor. ardindan kalabaliga karisip nereye gidecegini bilememesi kendi kendini alkislamasi falan apayri bir olay.
gerçek bir hikayeden uyarlandığını öğrenince insanda garip duygular uyandıran film. devamı niteliğinde aynı kadroyla seven pounds çekilmiştir.
mutlaka izlenmesi gereken filmlerden birisi. will smith'in seven pound'la beraber muhteşem oyunculuğunu sergilediği flimdir.

--spoiler--
tuvalette will smith'in ağladığı sahnede ağlamamak olası değil.
--spoiler--
izlenildiğinde insanın içini yaşam sevinciyle dolduran, Jaden Smith'in de ileride yeni bir Will Smith olacağını gösteren izlenilesi, herkese tavsiye edilesi film.

Not: Mendilleri unutmayın.
hayatta ne olursa vazgeçmemek gerektiğini anlatan çok iyi bir film.
çok sağlam bir dram. özellikle çocuğuyla mağara diye tuvalette kaldıkları sahne ve işe girdiği haberini aldığındaki o gururlu ağlayışıyla sizi de ağlatır. will smith'e birkez daha hayran bırakır.
amerika fotoğraflarıyla sosyal sınıfları-doğrusu sosyal uçurumları- aynı karelerde defalarca gösteren bir film.

--spoiler--
sonunda bizimki yırtıyor tabii ama sokak sadece eksi birbuçuk (baba ve oğuldur kastım) evsizle yaşamaya devam ediyor.
yani gardner kadar umudunu kovalayan bir direngenlik ve zekaya sahip değilsen sokağa mahkumsun, bunu mu anlamalı...
--spoiler--

ve fakat filmde baba oğul oyunculukta döktürmüşler, yani ağla , ağla, ağla....
filmde oğlunu oynayan çocuk will simithin gerçek oğludur. baba oğul izleyenleri hüzünlere boğarlar. ben bu filmi izlerken resmen içim acıdı, canım yandı. uzunca bir süre de etkisinden çıkamadım. filmin adını gördükçe de yine hüzünlenirim. bir filmin güzel olması için illa ki büyük paralara, çıplak kadınlara, yakışıklı erkeklere, cesur sevişme sahnelerine, müthiş bilim kurgu tekniklerine hiç gerek yokmuş meğer, bu film bana bunu düşündürdü. sıcak, içten bi konu, güzel samimi bir senaryo, iyi oyunculuk bi baba bir de oğul yeterliymiş meğer. sinema bu da demekmiş aynı zamanda.
iyi filmdi, ama her uyarlamada olduğu gibi abartılar olduğunu düşünüyorum(ilk dönem türk romanları gibi bu kadar tesadüf olmaz heralde, bu kadar düşüp, bu kadar yükselmek zordur be adamım). beğendiğim diyaloglardan biri şuydu(yaklaşık olarak):

chris hapisten koşarak çıkar, önceki günden beri üzerinde olan boyalı ceketiyle iş görüşmesine gider. big boss*la konuşurken big boss derki:

bb-chris buraya iş görüşmesine gömleksiz gelen birini işe alsam ne dersin? nasıl açıklarsın
c-harika bir pantalonu varmış demekki.

ve chris in işe alınması...

"eğer biri bana birşey sorarsa eğer cevabını bilmiyorsam, bilmiyorum diyebilen biriyim. ama sorunun cevabını nasıl bulacağımı öğrenirim ve bulurum." herhalde chris gardner ın büyümesinin temel nedeni.

öss ye girecek olanlara izlettirin, gaza getirici bir film zira. ayrıca will smith in ülkücü bıyıkları baya enteresan olmuş.
(bkz: san francisco ülkü ocakları)
en iyi will smith filmi.will smith i oscar a aday yapan film.en sevdiğim film.aynı zamanda şaşırtıcıdır ki emperyalizm karşıtı arkadaşların hoşuna gitme sebebi amerika nın gerçek yüzünü yansıtmasıymış.
Adamın icini sızlatan cisten.
will smith'in gercekten kariyerindeki en iyi performansi. oglu da bir o kadar iyi..
sirf will smith icin izlemistim ama film gercekten etkileyiciydi gercek yasam hikayesinden alinmis olmasi da ayrica daha bir anlam katiyor.
will smith in muhtesem bir performans sergilediği filmlerinden sadece bir tanesidir.