bugün

1983 çıkışlı pink floyd albümü . albüm bir pink floyd albümünden ziyade roger waters'ın solo albümlerini anımsatır. çok eleştirilmiş , en kötü pink floyd albümü bile denmiştir lakin bu eleştirilerin hiçbirini kulak ardı etmemek elde değil çünkü roger waters yapmış kusura bakmasın kimse.

1)the post war dream
2)your possible pasts
3)one of the few
4)the hero's return
5)the gunners dream
6)paranoid eyes
7)get your filthy hands off my desert
8)the fletcher memorial home
9)southampton dock
10)the final cut
11)not now john
12)two suns in the sunset
kim ne derse desin bu albümün a momentary lapse of reason ve the divison bellden daha çok pink floyd olduğunu inkar edemez. *
jude law' ın başrolünde olduğu, yakın çevresinin gerçek yüzünü su yüzüne çıkarmak isteyip, kamerayla çekim yaparken öldürülen bir adamın, geri dönüşlerle cinayetine uzanan hikayesinin anlatıldığı başarılı gerilim.
robin williams'ın başrolünü oynadığı idare eder bir bilim-kurgu.
http://www.imdb.com/title/tt0364343/
roger waters'a has ruhsuzluğu az da olsa barındıran albüm. eşsizdir, pink floyd'dur; o ayrı.
savaşa karşı temaların işlendiği, savaşı kötüleyen, ikinci dünya savaşı sonrası gençliğin yaşadığı sıkıntıları sorunları dile getiren harika ötesi muhteşem bir pink floyd albümü.
parçaların belirgin bir bağlantı sırası olmamakla birlikte, albümdeki sıra ile dinlenmesi ile anlam kazanır. destansı bir anlatım, olağanüstü müzik, dinlenilesi bir albüm.
Roger Waters'ın savaş ve babasına olan 'hastalıklı' ve 'abartılı' takıntısı yüzünden pink floyd'a 'yaratıcılık dönemi bitmiş bir çalışma' diyerek s..ktir'i çektiği*, son pink floyd albümü olan the division bell den daha az sevdiğim albüm.
Daha az severim çünkü The Wall'daki pink ve onun getirdiklerini ve bunun gibi benzer temaları, bu albümde çok abartılmış bir şekilde bulmak mümkündür.

Gerçekten önceki albüm the wall mükemmeldi, the final cut'ta söz ve müzik olarak fena sayılmaz ama hem kendini tekrar eder, hem sıkıntılıdır, hem de insanı yoran bir albümdür.Artık bu savaş ve onun getirdikleri teması bence hem waters'ı hem floyd'u tüketmiştir,hem de baymıştır. Ama roger waters'ın bu eksikliğin biletini kendisine değilde gruba kesip, 'pink floyd bitmiştir' demesi ayrıca bana çok tuhaf gelir, bence çok yanlış bir hareket... *
roger waters albümüdür. hangi çılgın bana bu pink floyd albümüdür diyecekmiş şaşarım. albümdeki the hero's return, not now john gibi neşeli atmosfere sahip şarkılarla syd barrett'a selam durmuştur roger waters. ya da bana öyle gelmiş ve gözümde kademe atlamıştır bu adam.
bir gilmourist olmama rağmen en beğendiğim parçalardandır.sözlerini paylaşalım efendim;

Through the fish-eyed lens of tear stained eyes
I can barely define the shape of this moment in time
And far from flying high in clear blue skies
I'm spiraling down to the hole in the ground where I hide.

If you negotiate the minefield in the drive
And beat the dogs and cheat the cold electronic eyes
And if you make it past the shotgun in the hall,
Dial the combination, open the priesthole
And if I'm in I'll tell you what's behind the wall.

There's a kid who had a big hallucination
Making love to girls in magazines.
He wonders if you're sleeping with your new found faith.
Could anybody love him
Or is it just a crazy dream?

And if I show you my dark side
Will you still hold me tonight?
And if I open my heart to you
And show you my weak side
What would you do?
Would you sell your story to Rolling Stone?
Would you take the children away
And leave me alone?
And smile in reassurance
As you whisper down the phone?
Would you send me packing?
Or would you take me home?

Thought I oughta bare my naked feelings,
Thought I oughta tear the curtain down.
I held the blade in trembling hands
Prepared to make it but just then the phone rang
I never had the nerve to make the final cut.
(bkz: when the tigers broke free/#16691997)
roger waters'in gruptan ayrılmadan önce pink floyd severlere son bir defa bıçak sokayım da öyle gideyim dediği, bunu amaçladığı albümdür. en kötü eleştirilerine maruz kalsa da bu albüm, kesinlikle en iyisidir bana göre.
the wall fanatiği bir çok ergeninin bok attığı albüm. pink floydun en narin en güzel albümüdür. roger waters'ın son kazığıdır. daha sonra efsane the division bell gelir.
The wall ın ek paketi konumundaki 83 çıkışlı pink floyd albümüdür ayrıca pink floydun koskoca seksenlerde çıkarttığı iki stüdyo albümünden biridir aynı zamanda en çok bok atılan pf albümüde budur albüm neredeyse roger waters ın solo çalışması gibidir ve waters ın gruba vedasıdır.