bugün

https://youtu.be/TDchGVyOMcs

şarkı da iyiydi.
Eski batıl inançlardan birtanesidir. Olmaması istenilen bir durumun engellenmesi, nazar değmemesi için kullanılır. Yakınlarınıza tahta yok ise kuru götlü sevgilinizin ardına 3 defa şaplak atmak ile de bu ritüel tamamla bilir. Popo kaşımak ile aynı şeyir.
bunu yapmak isterken düşünmeden kulak memesinden asılıyorsunuz ki bulunduğunuz ortam plastik, mermer ile dolu olduğundan kulağınızı çektiğinizle kalıyorsunuz.
şamanizm türklerin islamdan önce seçtiği dindi. şamanizmin yerini müslümanlığa bırakmasıyla iyice allak bullak olan batıl. bir diğeri için;

(bkz: kurşun döktürmek)
kötülükten korunmak, kötü ruhların duymasını önlemek amacına yönelik eski bir Şaman inanışıdır. Bazısı Amerikalılara da geçmiş adetlerdir. Geçerken Kuzey Buz Denizi'ndeki Bering Boğazını kullanmış olsa gerektir. Zira Amerikalılar da ''knock on the wood'' deyip 3 defa tahtaya vururlar.
Çok eski zamanlarda meşe ağacının, yüksekliği ve sağlamlığı nedeniyle, bazı güçlere sahip olduğuna inanılıyordu. Tahtaya vurma inancı dünyanın apayrı iki yerinde birbirinden bağımsız olarak gelişti. Önce milattan önce 2000'li yıllarda Kuzey Amerika yerlilerinde, sonra da Ege'de Helen uygarlığında. Her iki kültür de meşe ağacına çok sık yıldırım düştüğünü gözlemlemişti. Amerika yerlileri meşenin, Tanrının yıldırımla yeryüzüne inip üzerinde oturduğu yer olduğuna, Helenler ise Yıldırım Tanrısı olduğuna inanmışlardı. Kuzey Amerika yerlileri, bu ağacın köküne vurarak, ileride başlarına gelebilecek tehlikelere ve şansızlıklara karşı Tanrı ile temasa geçtiklerine inanıyorlar ve ondan kendilerini korumasını istiyorlardı. Ortaçağda ise Hıristiyan din adamları bu inancı kendi devirlerine taşıdılar. Onlara göre bu inanışın temelinde Hz. isa'nın tahta bir çarmıhta öldürülmesi yatıyordu. Hatta Avrupa'nın her katedralinde orijinal tahta haçın küçük bir parçasının bulunduğuna inanılıyordu. Bu tahtaya vurmak ise "Tanrım dua ve isteklerimi gerçekleştir" anlamına geliyordu.
burak kut şarkısı için;

(bkz: tahtalara vur)
şamanizm'den günümüze gelen bir inanç.
Meşe ağacına insanların ruhani bir değer vermesi çok eskilere dayanır. Ağacın yüksekliği ve sağlamlığı nedeni ile bazı güçlere sahip olduğuna inanılıyordu. Tahtaya vurma inancı dünyanın apayrı iki yerinde birbirinden bağımsız olarak gelişti. Önce milattan önce 2000'li yıllarda Kuzey Amerikayerlilerinde, sonra da Ege'de Helen uygarlığında.

Her iki kültür de meşe ağacına çok sık yıldırım düştüğünü gözlemlemişti. Amerika yerlileri meşenin, Tanrının yıldırımla yeryüzüne inip üzerinde oturduğu yer olduğuna, Helenler ise Yıldırım Tanrısı olduğuna inanmışlardı. Kuzey Amerika yerlileri bu batıl inancı bir adim daha ileri götürdüler. Bu ağacın köküne vurarak, ileride başlarına gelebilecek tehlikelere ve şansızlıklara karşı Tanrı ile temasa geçtiklerine inanıyorlar ve ondan kendilerini korumasını istiyorlardı.

Ortaçağda ise Hıristiyan din adamları bu inancı kendi devirlerine taşıdılar. Onlara göre bu inanışın temelinde Hz. isa'nın tahta bir çarmıhta öldürülmesi yatıyordu. Hatta Avrupa'nın her katedralinde orijinal tahta haçın küçük bir parçasının bulunduğuna inanılıyordu. Bu tahtaya vurmak ise "Tanrım dua ve isteklerimi gerçekleştir" anlamına geliyordu.

Diğer kültürlerde inanıştaki tahta aynı kaldı ama cinsi biraz değişti. Amerika yerlileri ve Helen medeniyetinin ağacı meşe iken, Mısırlılar incir ağacını, Almanlar dişbudağı tercih ettiler. Hollandalılar ise ağacın cinsine önem vermediler. Boyasız ve cilasız olması onlar için yeterliydi.

Amerikalıların tahtaya vurma inancının kökeni ne gariptir ki Amerikan yerlilerine dayanmıyor. Romalılar devrinde Avrupa'da iyice yaygınlaşan eski Helen inancının bir parçası olarak Amerikalılar tahtaya vuruyorlar...
ona buna aman düşman başına allah korusun falan derken kendi parmağının üst kısmının içine etmiş insan evladı
ilkel kabileler doğadaki canlı, cansız her varlığın bir ruhu olduğuna inanırlardı. ağaçtan, suya; sudan, toprağa her şeyin içinde bir ruh vardı onlara göre. bu bağlamda bakıldığında, 'tahtaya vurmak inancı'nı anlamlandırmak kolaylaşır, zira bu inanışa göre tahtanın içinde de bir ruh vardır ve dış dünyanın şerrine karşı bu ruhtan tahtaya vurarak yardım istenir. bu inanç animizm ve dinamizmle temellendirilebilir.
bir tahtaya vururlardi birde kelerin kafalarina vururlardi eski turk filmlerinde ama hala ben o kelerin sucu ne anlamamisimdir degisik bir espri anlayisiydi demek o da *
batıl inançlardan yalnızca biri. genelde herhangi bir kötü durumun gerçekleşme olasılığı dile getirilince söylenen "allah korusun" ibaresinin hemen arkasından gerşekleştirilen eylem. onunda arkasından kişi kendi kulağını çeker, hatta içi rahat etmez ellerini yumruk yaparak karşılıklı birbirine vurur, yok rahat etmez bir de duvara vurur. kardeş deli mi dürttü pardon denilesi, dikkat dağıtası ama yine de insanın yapmaktan kendini alamadığı harekettir.