bugün

sürekli negatif bir hava yayıp , ekonominin iyiye gitmesi için çaba göstermeyen kişilerdir.

konuşmak kolay gelir bu kişilere...
işsiz olup,ekonominin iyiye gitmesi için çaba göstermemek zaten aptallıktır.Kınıyorum.
Türkiye'de yaşayan kişilerdir. Emekli maaşını çok bulup, dehşete kapıldığını söyleyen bir bakanı bile vardır bu insanların yaşadığı ülkenin.

edit; ülke ekonomisinin sermaye tarafından yönetildiğini, uluslararası tekellerin kazanırken, halkın sefalete, açlığa sürüklendiğini gören kişilerdir.
Düşünmek onlara konuşmak da böylelerine zor gelir. insan inanmak itediğine inanır görmek istediğini görür.istersen çıkart kanıtla gene de atıp tutarlar.

Edit:Türk ekonomisi günden güne gücünü açık seçik kaybetmektedir.Nitekim Times dergisinin türkiye ile ilgili ayırdığı sayfaları baştan sona kadar kontrol ederseniz anlaşılıcaktır.Ayrıca ekonomimiz en büyük 20 nin içinde olabilir ama bu güçlü olduğu anlamına asla gelmez.

Ayrıca önemli olan ekonomiden de çok mutluluktur ki Türkiye halkı mutluluk sıralamasında 93.dür.Madem ilk 20 deyiz neden bu kadar geriyedyiz arkadaşım?
(bkz: neyse o)
dünyanın en iyi 20 ekonomisi içindeki ülkenin vatandaşlarıdır bunlar.
olumsuz gördükleri noktalarda düzeltmek için çaba gösterdiklerini görmedim.

olaya sadece ideolojik bakan bir kitle de vardır. bunlar ne olursa olsun kendi ideolojilerine uygun değilse halk için iyi birşey bile olsa karşı gelirler.
Akp'nin ekonomi alanında, anlamında "halk için" neler yaptığını merak etmemize sebebiyet vermiştir.

bir açıklasana erenler biz de öğrenelim?

ideolojik bakılıyormuş. yediğimiz ekmeğin fiyatını bile ideolojiler belirliyor. ne konuşuyorsun sen hala.
ekonomiye akp-chp-mhp ....( parti ve ideoloji ) ekseninde bakanların anlamakta sıkıntı çekmesi normaldir.
Ülke ekonomisini kuzey afrika partilerinin yönettiğini zannedenlerin anlatamadığıdır.

yoksa Kendi kendine mi yöneliyor bu ekonomi?
partilerin bir ekonomik program hazırlarlar ve bu ekonomik programın eksiklerinin eleştirilmesinin normal olduğu kabul edilir.

ancak sürekli kötülemek farklı birşeydir.

iyi yapılan adımlar bile eleştirilmektedir.
pozitif hava yayalım, "ekonomi süper amına koyayım".

dünyanın en iyi 20 ekonomisi diye bir şey olmaz, en geniş ekonomileri olur. türkiye ekonomisi kötüdür. hiç bir şey bilmene gerek yok, aç bütçeye bak, gelirler karşısında giderler yazıyor açığın ne kadar? sonra bu açığı basitçe şöyle düşün. cebindeki paran bütçen, gelirlerin. giderlerin de harcamak zorunda oldukların.

bu farka bak. fark gelirler daha fazla ise ekonomi iyidir, değil ise ekonomi kötüdür. bu kadar basit kendini gazetelere siktireceğine kendin bul. ondan sonra da utanmaz isen gelip yaz buraya ben baktım sorun yok ekonomi iyi diye.

-elbette abd ekonomisi de açık verir, ama onun doları ve askeri gücü ile hem bu sıkıntıyı yayma şansı var hem de işgal şansı var karıştırmamak lazım.-
ya yazmayım şü yüzeysellikle muhattap olmayım diyorum ama elde değil. halen türkiye nin dış borcu şu kadar ekonomi o yüzden kötü diyen ekonominin e sinden anlamayan forum bebeleri yok mu. bunları görüp nasıl yazmayacaksın.

ulan abd nin borcu olmuş 12 trilyon dolar. dış borcun fazla olması kötü bir şey değildir aksine ülkenin kredi alabildiğini ekonomisinin güvenilir olduğunu gösterir desek bunların kafa basar mı.

hayır dış borç haricinde mantıklı argümanlarla gelseler tartışalım. ancak elli defa gerizeaklıya anlatır gibi yazdık şuraya. bir ülkenin ekonomisinin kötü olması ile dış borcunun fazlalığı arasında en ufak bir paralellik yok. aksine dünyanın en gelişmiş ekonomileri aynı zamanda en fazla borcu olan ülkelerdir.

şimdi kafanız buna basmıyor olabilir. nasıl ya diyebilirsiniz. basmıyorsa ya okuyup öğreneceksin ya da forward maillerle her geleni sözlüğe sıçmayacaksın.

alın daha dün şöyle bir entry de yazmıştım konu ile ilgili.

http://www.uludagsozluk.com/e/8119840/
*bütçe açıkları konusunda iyi bir iş çıkarılmıştır. bütçe açığı 2002-2009 yılları sarasında sadece 2009 yılında 53 milyar tl gibi yüksek bir rakam çıkmıştır.

*enflasyon konusunda da iyi bir iş çıkarılmışdır. enflasyon yüzde 8-9 civarına gelmiştir.

*borçlanma konusunda diğer ülkelere nazaran daha iyi durumdayız , borçlar artmaktadır ancak iyi bir düzeydedir.

*borçlanma faizi konusunda iyi bir durum vardır. yüzde 9'lar civarından borçalanabilmektedir türkiye.

*ihracat konusunda iyi bir performans sergilemişdir.

* bir dönem korkutsa da cari açık konusunda da başarılı sayılabilir türkiye.

şimdi bu konular görmezden gelinebilir mi?
hakikaten haklarinda yazmamanin mümkün olmadigi kisilerdir, ülke ekonomisinin neye göre iyi ya da kötü oldugunu anlamayacak kadar ve sirf siyaset yapmak icin anlarmis gibi bir de komik komik rakamlar sunanlar, size sesleniyorum;

türkiye ekonomisi ülke bazinda iyi yoldadir, ama yeterli degildir, cari acigin boyutu ise ülkenin ekonomik genisligi ile paralel seyreden bir durumdur, yani amerika'nin trilyon dolar dis borcu vardir mesela. hadi onu gec, somut argümanlar isteyenlere gelelim.

halkin durumu yani. bu tüm dünyada gsmh ve kisi basina düsen gelir gibi basit hesaplarla elde edilir, buna göre türkiye 15.000 dolar seviyesine yaklasmistir ki bu3. dünya ülkelerini geride birakmaya yetmektedir, ama sosyal devlet anlayisini oturtmus gelismis ülkelere denk degildir.

yani irlanda'nin ekonomik gelismisligi türkiye'den cok düsüktür, lakin halk fakir degildir, ama tr irlanda'dan cok daha büyük ekonomiye sahiptir.

yani sosyal esitlik konusu baska ülke ekonomisi baska. simdi buradan iste halk fakir ekmek bulamiyo vs diye siyaset yapanlara gülmekte haksizmiyiz.
koyun gibi susmaları beklenen, ekonominin bok yoluna gittiğinin bilincinde olan kişilerdir.

bir yerde eleştiri varsa sorun vardır. onu eleştirme bunu eleştirme. ne olacak? tabii ki de eleştirilecek. eleştirinin olduğu yerde demokrasi vardır, değişim vardır ya da olmalıdır.

eğer birileri sizin sürekli sırtınızı sıvazlayıp "ha koçum ha yiğidim yürü be!" diyorsa oradan uzaklaşın. o sizin dostunuz değildir. sürekli hatasız hareket edemez kimse. devletin başındakiler de, ekonomiyi idare edenler de. sonuçta, onlar da insan. tabii ki de muhalefet olacak, insanlar tepki gösterecekler, gerekirse mitingler yapılıp gösteriler düzenlenecek protesto edilecekler yaptıkları hatalar veya yanlış kararlar için.

aksine, eleştirmeyerek, koyun gibi tepkisiz kalarak ekonomiye, bu devletin gidişatına zarar veriyoruz. o zaman, herkes kafasına göre takılsın. sanki her yapılan doğruymuş gibi, mükemmel yönetiyorlarmış gibi. tamamen doğru bir şeyler, devletin ve ülkenin vatandaşının faydasına hayırlı işler yapılıyorsa zaten takdir edilir merak etmesin kimse.

boş konuşmanın alemi yok. tabii ki de eleştirilecek. ekonomi, hayatımızı etkileyen bir kavram. kötüye gittiği vakit tüm dünyada nasıl bir kaos ortamı oluştuğunu, insanların ne şartlarda yaşamaya çalıştıklarını, ekonomiyle biraz olsun ilgilenen herkes rahatça anlayabilir.

"ekonomik olarak büyüyoruz amaaa" yalanlarına kim inanıyor? açın biraz ekonomi kitapları karıştırın bence. ekonomik büyüme, insanların yaşamlarına pozitif bir etkide bulunmuyorsa bi boka yaramaz. ekonomik büyüme çok mühim bir şey olsaydı çin'de insanlar uyumadan, hayvanlar gibi her gün aynı şeyleri yemeye mecbur edilerek, 11-12 yaşlarında çocuklar yorgunluktan ölürcesine çalıştırılmazlardı. ne ekonomik büyümesinden söz ediyorsunuz ya? kimi kekliyorsunuz. siz önce insanların yaşam koşullarını iyileştirin ve sosyal devlet kavramına eğilin. insan hakları hiçe sayılıyor, madenlerde insanlar ölüyor, saçma tedbirsizlikleriniz yüzünden her gün bir can gidiyor birileri yetim, öksüz kalıyor.

her şeyden önce insan. insanları önemseyin. bu kadar adaletsizlik, birgün sizin de canınızı yakar.
elestirmeyi yapamayanlarin, ya da bilmeyenlerin komedyasidir. elestirmek dogru argümanlarla ve hakli somut verilerle yapilir, mesela söyle;

ülke bazinda ekonomi iyi yönde olabilir ama halen asgari ücret komik rakamlarda. mesela bu gercekten bir elestiridir ve haklidir.
sanırım ekonomik büyüme olunca birinin kapısını çalıp kucak dolusu para vereceğini sanan arkadaşlar var sözlükte. ekonomik büyüme bugunden yarına hemen insanların yaşantılarına yansımaz. bunlar zamanla olur.

ekonomin büyür. üretimin artar. yeni çalışma alanları oluşur. yavaş yavaş işsizlik azalır. belki fasonculuktan markalaşmaya gidilir. emek yoğun sektörlerin yanında teknoloji üreten şirketleriniz de oluşmaya başlar.

ama bu hemen bugünden yarına olmaz.

ekonomi tabiki eleştirilir. eleştirilmelidir. ancak kötülemek ile eleştirmek birbirinden tamamen farklı şeyler.

eleştiri derken de çocuklar çalıştırılıyor veya vatandaş aç aç yüzeyselliğinde eleştirilerden bahsetmiyorum. kaynağa dayalı gerçek eleştirilerden bahsediyorum.

çin büyüor da noluyor diyenleri bir 30 sene sonra görmek isterim. dünyanın zaten hiçbir yerinde gelir adaleti diye bir şey yok. bir milyarlık çinde mi gelir adaleti bekliyorsunuz. kaldı ki çin in çok gelişmiş bölgeleri de var. eğer ekonomisi büyümekte olmasaydı şu anda her yeri fakir her yeri gelişmemiş olurdu. bu mu yani beklentiniz. tekrar söylüyorum. şu yüzeyselliği forward mailleri bırak başkan bunları vatandaş aç aç laflarını bırakın.
bu daha kötüsüdür;

(bkz: sürekli ülkenin ekonomisini kötüleştiren kişiler)
spekülatör ajanlar ve memnuniyetsiz mecnunlardır.
reel olarak geçmişe göre iyi, geleceğe göre kötü yerdeyiz.
gelişmemiz gerek ama yerin dibine girerek değil, başımızı dik tutarak.
asgari ücret, emekli maaşı gibi nedenlerle kötülerse son derece haklıdır. ancak vay efendim dış borcumuz çok fazla, ekonomiyi batırdılar gibi nedenlerle gelinirse, aynen geri gönderilir. şöyle ki,

Borçlanmada miktardan daha önemli husus, o ülkenin borcunun milli gelirine oranıdır.

2002 yılında borç stoku 215.323, gsmh 350.476 yani stok/gsmh oranı %61,4;
2008 yılında borç stoku 267.799, gsmh 950.144 yani stok/gsmh oranı %28,2 dir.

Kamu Net Borç Stokunun GSMH'ya oranı, AB Maastricht kriterlerine göre yüzde 60'ın altında olmalıdır. Ülkemizin bu konuda ciddi bir performans gösterdiği ve yüzde 28,2 gibi bir orana ulaştığını tespit ediyoruz.

bu tür yüzeysel eleştirileri yapanlar, Dünyada ülkelerarası ilişkilerde toplam 51 trilyon dolar borcun mevcut olduğunu ve bu borcun yüzde 44'ünün ABD ve ingiltere'ye ait olduğunu bilmezler. ekonominiz ne kadar büyük ve güvenilir olursa, o kadar fazla borçlanabilirsiniz. bunun nedeni borçlanma maliyetinin ve kur riskinin azalmasıdır. yani ödeyebildiğin sürece kredi kartının limitinin yüksek olması iyidir. ama tabi ödeyebildiğin sürece, yoksa yunanistan gibi patlarsın.

not: 2009 verilerine bakmadım. hayırsever bir yazarımız onu da paylaşır belki.
(bkz: ekonomi güzelleşti de iyi konuşmadık mı)
halbuki bu kadar zenginlik içinde ülke ekonomisinin nesi kötülenebilir acaba diye düşünüyorum sözlük. babam emekli. ve ben türkiyenin büyük şehirlerinden birinde öğrenciyim. ama benim için hiç sorun olmuyor. gerçekten. yeter ki ülke ekonomisine laf gelmesin. ben çektiğim maddi sıkıntılardan hiç bahsetmem. hatta ortalamanın üstünde bir hayat yaşadığımı bile söyleyebilirim. yeter ki siz mutlu olun lan..

neyse ben şimdi çalışmaya gidiyorum sözlük. part time iş buldum.ne de olsa emekli maaşıyla üç çocuk okutmak babam için zordur. pardon ya nededim ben. ülke ekonomisi o kadar iyiyken ben maddiyat sıkıntısı için çalışmaıyorum tamamen eğlence amaçlı çalışıyorum..tamamen duygusal...
pozitif durummu varki negatif durumu sadece eleştirenler oluşturur. eleştirmekte birşey yoktur efendim eleştirmek iyidir.
(bkz: içimizdeki irlandalı lar)
güncel Önemli Başlıklar