bugün

itiraf ediyorum sözlükteki hatunların yarısı ile yattım.
edit:bu entry'yi kötüleyen kadınların yatmadığım kadınlar, erkeklerin ise beni kıskanan erkeklerin olduğunu düşünüyorum.
uzun uzun yazmayı seviyorum, hele ki konu beşiktaş, tüpçü, tayyip, akp falansa siyasi bir konu mevcutsa kendimi durduramıyorum. yaz allah yaz, bazen beyinimin bir köşesindeki bilgiyi hatırlamak için 1 dakika duraksadığım oluyor hatırlayamazsam bilgi gelmezse gözümün önüne google denen mucizevi alete yazıyorum anahtar kelimemi şak geliyor, sonra da "ne diye yoruyorum lan beyni, zaten dolu mnskym" diyorum ve gerçek itiraf, upuzuuuuun yazıyı eklemeden önce üstünkörü bakıyorum, gözüme çarpan hata varsa, cümle düşüklüğü falan varsa gideriyorum ama esas kontrolü ekledikten sonra yapıyorum, sonra da durmadan "edit" ve "düzelt" butonlarını yoruyorum. bir de yazım yanlışını veya cümle düşüklüğünü görür görmez düzeltiyorum, tabi böyle olunca her paragraf için "edit" "düzelt" butonlarını kullanmak editlenme zaman aralığını uzatıp gidiyor böylelikle.

bu da böyle bir itirafımdır, heyırlı ossun.

edit: bak "gözüme çşarpan" yazmışım onu düzelttim. ulan bi sefer de eklemeden oku şunu bi. tüüü allah belanı vermeye.
o kadar tembelim ki lap top da kulaklıkla müzik dinlerken kısa süreli kalkmam gerektiğinde kulaklıkları kulağımdan çıkarmayıp, kulaklıgın kablosunu lap top dan çekiyorum. oturunca tekrar takıyorum.
keşke o gün yorgunum demeseydim.
otobüste, durakta, otobüs sırasında kulağımda kulaklıklarım müzik dinlerken insanların ne konuştuklarını anlamak için ağızlarını okuyup onların kulak misafirleri olmayı çok seviyorum*.
--spoiler--
spoiler kullanınca kendimi bi bok zannediyorum nedense.. yazıya efekt filan veriyo, bence varken kullanın..
--spoiler--
Gördügüm bütün çikotoları yemek istiyorum. Aralıksız, Nefes Almadan.
son derece şımarık çekilmez biriyim.
fortçuyum, affetmem.
3gündür kabızım acayipte gaz var. denemediğim yol kalmadı ama rahatlayamadım. birazdan içimdeki serbest moleküller dışarı çıkarsa onuda itiraf edicem. * *
fortçulara kılım, igne batırırım, affetmem.
hayatımın dörtte biri yalanla geçti ve geçiyor.
bazen çok beğendiğim entrylere 8-10 defa oy vermeye kalkıyorum. sonraki gün dünün beğenilen entryleri listesinde o entryi görünce "benim sayemde" diye gururlanıyordum.

işte öyle değilmiş lan. son zamanlarda öğrendiğim en acı gerçek bu gibi.
kibris cikartmasinda 10 tane rum askeri oldurdum... deermisim.*
sırf bir kıza yaranmak hoşuna gitmesini sağlamak için msn de hiç sevmediğim * smilesini kullanıyorum.
itiraf ediyorum alt komşumu öldürme planları yapıyorum beni o kadar çıldırtıyor ki *.
sivasspor'u çok kıskanıyorum sözlük *.
- yolda yürürken ekip arabası gördüğümde, aniden, sanki bir şüpheliymişim de beni arıyorlarmış gibi panikleyip ters istikamete doğru koşasım geliyor. daha sonra "olm türkiye lan burası" diyor içimdeki türk. tırsıyorum. tırıs tırıs devam ediyorum.

- henüz ilkokul çağlarımdayken, samsunda, gazetelerde ve haberlerde iki kadın canlı bombanın fotoğrafları yayınlanmış ve görenlerin hemen polise haber vermeleri gerektiği tavsiye edilmişti. bu haberlerden ve filmlerden etkilenmiş olmalıyım ki kalabalık mekanlara gittiğimde, özellikle parklarda, oturduğum yerde milletin canlı bomba olup olamayacağı ihtimalini gözlemlerdim. gözlem yeteneğimin ve insanların vücut dilinden anlayabilmemin gelişmesinin sebebini o yıllara bağlıyorum.

- hiç bir derdim olmamasına rağmen yaklaşık bir haftadır gün boyunca bira içiyorum. hatta az sonra msn başındayken tekrar içeceğim. lanet bir alkolik olmaktan korkuyorum.

- bu biraların bana tek faydası, entrylerimin istatistik yapmasında rol oynaması sanırım. kendi halinde zaten neşeli bir insanken, alkol aldıktan sonra daha da neşeli oluyorum.

- bu satırları kafam ayıkken yazıyorum. hıck. öpüjem.
evrim teorisi başlığında darwine maymun dedim. ama sonra editledim.
ilkokul aşkım beni bulup kendine aşık etti. geberiyorum...
otomattan su almak için son bozuk parayı atıp rastgele bi numara sallamak. sadece 1 tane boş olan otomatta o boş sayıyı tutturmuş olmak ve otomatın boş bir tur atması. o kadar sayı içinden onu tutturmak zor, böyle bir şeye kalkışmak mantıksız özellikle de susuzluktan ölünen bir anda yapılmış olması tam bir mallık. mağmanın derinliklerine doğru yola çıktım, dönücem.
aslında motosikletim yok. *
dün gece salağın biri bana öküz dedi ve ben öylece kaldım. itiraf ediyorum sözlük cevabını veremedim. bu lafı msnden söyledi. başkasıyla konuşurken, benim duyacağımı bile bile dedi bu lafı. bense sadece ayağı kalkıp, odayı terkedebildim.
yazar olduğum günden bugüne kadar sözlük yazarlarıyla alakalı bir çok fikir edindim ve bu fikirler kafamda tam manasıyla oturana kadar bayağı bir uğraştım. bu süre zarfı içinde çoğu selebriti olmuş yazar hakkındaysa bir çok ön yargı besledim. işte o ön yargılarım neymiş hep beraber bakalım;

zall - öncelikle; (bkz: #4678492) no'lu entarimden ziyade bir kaç kelamım daha olacak kendisi hakkında. ama aga hakkaten marjinal biri biliyordum ben seni ya. ulu klonunu yarattın ya, kesin küpen vardır diye düşünüyodum. hatta on tvi ile röportajını izlemeden önce ''kesin şortla çıkar kamera karşısına. elde puro, diğer elde 500 milyonluk kırmızı şarap'' tarzı yargılarda bulunduğum bile oldu. neyse ki korktuğum gibi değilmiş, sağol zall

vaudeville for vendetta - bir ara sırf bütün şukelaları topluyor diye kıskançlıktan eksiliyordum. çatır çatır hemde... v for vendetta mı yazmış? bas eksiyi anasını satim. hiç okuma huyum bile yoktu, o derece kafaya taktıydım kendisini ama geçti. iyileştim sonunda. artık hapşuuu yazsın, çok yaşa niyetine artıyı basarım.

rapper ninja - bir başlık altında 4-5 tane boş bakınız vererek geyik yaptığı esnada denk gelmiştim ilk entarisine. dedim bu çoluk çocuktur, eğlenmeye gelmiş. o başlıktaki bakınızlarından sonra tek bir entarisini ne okumuştum ne de oylamıştım. kalitesiz olduğunu, yazamadığını düşünüyordum. bunun için de doktora gittim, önce okumamı tavsiye ettiler yazılarını, sonra iyileşeceğimi söylediler, yaptım. 2 ay önce taburcu oldum, şimdi okuyorum.

enderun sevgiler - inanmazsınız biliyorum lakin ironinin ne mana içerdiğini daha tam kavrayamadığım, mağara adamı rolü takındığım esnalarda kendisini ateist, evet resmen ateist sandığım için haftalarca çatır çatır eksiledim. adam meğerse ateistliğe dem vurarak bize bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş. sonra bildiğin hacı hoca çıkınca dumur denizinde kulaçlar attım inanın. ama bu tam komalıktı aga. 1 hafta boyunca gidip geldim öbür tarafa. anca iyileştirdi doktorlar.

zehir - hangi nick altına girsem, kendisinin 2-3 cümlelik ve paso geyik içeren yazılarıyla karşılaşınca kendisine de rapper gibi bebe, eğlence arayan, uludan defolsun gitsin yazarı gibi görüyordum. sonra baktım sözlükte bi dolu kankası var. ee olcek o kadar dedim, oturdum kıçımın üstüne. bu hastalık antibiyotik ile geçti.

moonlight sonata - bayram mesajını bana özel gönderdiğini sanıp, acaba bizi hatun mu belledi? yazacak mı lan yoksa, valla oyarım! gibi düşüncelere bürünmüştüm. iyi niyetli bedevilerden çıktı o da.

post modern birinci nesil yazar - kendini parmakladığını hayasızca anlattığı ve hatun olduğunu bana ve millete yutturmaya çalıştığı günlerde, ''acaba yazsam verir mi?'' diye düşünmedim değil. lakin bi zaman sonra ''hacı ayıp oluyo ama, bizde de sendekinden var, geyik takılıyoruz şurda'' deyince kemerimi neyin topladım, ceketimi ilikleyerek ''öhmmm, hömm. öyle mi? peki üstad iyi entariler'' şeklinde karşılık vererek kurtuldum. en acısı buydu sanırım, çıkması zor oldu.
yok yok şaka abisi. kendisi de bilir hiç bir şekilde öyle bir konuşma geçmedi. dimi lan? geçmedi de!? *

şimdilik bu kadar... aklıma gelmiyor zira diğerleri.
itiraf ediyorum uludağ sözlükte en beğenilen entrylerde bi şey göremeyince bilgisayarın fişini çekiyorum.