bugün

seviyorum. bu kadar.
o halde rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun.*
Allah'ım şükürler olsun, Allah'ım şükürler olsun, Allah'ım şükürler olsun...
Sevgilimin doğum gününü unuttum ve bu kara lekeyi temizlemek için anneme aldığımız gömleği kaybolmuş süsü vererek değiştirip sevgilime gömlek hediye aldım.Üstelik sadece 5 lira ekledim.Utanç verici ama o leke yerine bu lekenin kalması daha mantıklı geldi.
yani bugün son eylül sabahı mı?

korkunç! yani yani yani diye başlayan bir sürü cümle kurabilirim şu an sabahın 4 buçuğunda...

yani şimdi bir daha. eylül hatrına...
ilginç bir şekilde bu saatte uykum geldi.
şimdi sen gittin, yani yoksun, yani bir daha olmayacak mısın dedim biraz önce uzaktan giden adama..

''bir bira ısmarlarsan kalabilirim dostum'' dedi bana. bende ona bir daha bira ısmarlamıycak, bir daha borç vermiycem s.ktir git rıza dedim. meğer adamın ismi hikmet'miş. titreyerek uyandım, yangın her yeri sarar, gördüğüm acılarla vurdum en dibe kadar.. * * *
bursa/nilüfer de ihsaniye taraflarında oturanlar bilir, gece 02.30 civarında yakınlarda biyere yıldırım düştü. evet itirafımın konusu o yıldırım.
oğlum altıma sıçtım lan, yemin ederim yerimden hopladım ve çok ciddi söylüyorum ev sallandı, o nası bi yıldırımdı öyle. sanki bahçedeki köpeği çarptı amk. ama sonuç olarak şunu anladım ki; gece gece birisi zeus'u fena sinirlendirmiş ve tanrılar en kısa zamanda yeni bi kurban istiyolar, mümkünse bakire olsun.
müracaat: hero of the day II
askere gitmeden önce askeri birliklerin etrafındaki tel çitlerin ve duvarların içeriye girişi engellediğini sanırdım. askere gidip terhis olanların arkaya bakmadan kaçarcasına tel çit ve duvarların dışına çıktığını görünce, bu engellerin dışardan içeri girişi değil, içerden dışarı çıkışı önlediğini öğrendim.
sözlük itiraf ediyorum. ondan ayrıldım. ahanda şu maili attım ona.

bitti.
ama gerçekten zor biti.
belkide en iyisi buydu olması gerken.
birimiz hayatımızı tekrar kurmalıydı.
olmadı denedik tamam yapamadık en azından severek ayrıldık. birbirmiziden nefret etmeden.
hayırlısı bu dedin ama bence hiç hayırlı değil. söktün kopardın herşeyimi. ışıklarımı söndürdün.annesini kaybetmiş günahsız bir çocuk gibi ortada kaldım sanki.aklımda cevapsız sorular bırakara. zaen sorduğum hiç bir soruya cevap ta vermezdin ki. erkek adam herşeyini söylemezmiş ya...
gitme, yapma, beni sensiz bırakma diyeceğim ama nafile sesimi duyamıyorsun ki...
aslında kızmıyorum sana yada kızamıyorum. belki de ikimizde suçsusuzdur.
belki artık ömür boyu yüzünü göremicem yeşil gözlerinde kaybolamıcam sonsuzluğunda...
antala, marmaris, ve hatta klan geceleri artık geçmişte bir anı benim için. güzel bir anı hepsi tek tek beynime kazılı.
gecenin 3'ünde dışarı karnım ağrıyor diye bana sodaaramya çıktığında ben kafamdabaşka şeyler kurup beni yalnız bıraktığını düşünüp ağladığımda ve üzerine senin gelişinde ki üz ifadeni de unutamam.
geride kaldı yepyeni bir hayat başlıyor ikimize de. artık ne ben seninim ne de sen benim. bana yaşattığın mutluluklar için teşekkür edeirm.
he bu arada bana özür dilerim sözlerimi tutamadım demiştin ya ben de özür dilerim tutamadım ve hala ağlıyorum. napim senin nasıl elinde değil se benim de elimde değil. tutamadım gözyaşlarımı, uyuyamadımda. öyle işte...
zamansız zamana yolculuk...
çocukluğumdan beri hep vampir olmak istemiştim biliyormusun

elveda ama beniunutma nolur...
Çocukluğumdan beri çok az uyuyorum sözlük, hatta uyuma sürelerim gün geçtikçe kısalmakta. Nedenini bilmemekle beraber, aslında çok da merak etmiyorum. Hep insanlar uyuyabilmem için "şunu yap, bunu yap" diye akıl verirler ama uyku ilacı da dahil, hiçbir tavsiye bende işe yaramıyor ne yazık ki. O yüzden ben de uykumu kendi haline bıraktım artık, ne hali varsa görsün.

Zaten çoğu gece rüyamda aşırı yükseklikteki bir binanın tepesinden inmeye çalışırken görüyorum kendimi. O kadar yüksek ki, her şey miniminnacık görünüyor yukarıdan bakınca. Sanki rüya değil de, gerçekmiş gibi, korkudan ödüm patlıyor. Ama karar verdim sözlük, aynı rüyayı ilk görüşümde (eğer ki o anda rüya olduğunun bilincine varabilirsem) kendimi boşluğa bırakacağım.

edit: bugün yine aynı rüya ve yine yapamadım.
inanmakla inanmamak arası gelip gidiyorum sözlük.
çocuk doktoruyum ben, inançlı bir insandım güya. etrafıma baktıkça nefret ediyorum her şeyden. işleyişten, insanlardan. onca hasta bebek neden doğuyor, bunca mal ana-baba hangi mekanizma ile çocuk sahibi olabiliyor, sonra ufacık yaşta beyin tümörü olan,kan kanseri olan, komaya giren, daha henüz dünyanın ne olduğundan haberi yokken onca gün hastanede acı çeken bebeklerin suçu ne, tanrı varsa neden bu kadar adaletsizlik var bunu algılayamıyorum. sorguladıkça bütün bunları çok kızıyorum, çok mantıksız geliyor her şey. yine de hiç bir şeyin karşılıksız kalmayacağına, tanrının varlığına inanmak istiyorum. çok sinirlendiklerimin ağzını burnunu kırmak isteyip yapamayınca, haksızlığa uğrayıp çaresiz kalınca ilahi adalet istiyorum. öbür taraf diye bir şey gerçekten olsun, ölüp gidiveren çocuklarım öbür tarafta hak ettikleri yerde, cennette yerini bulsun istiyorum. umarım tanrı vardır ve umarım adalet en azından öbür tarafta sağlanır. ha yoksa; onca hakkımı helal etmediğim insan öylece çekip gidecek, yüzlerce gerizekalıya neden gereken müdehaleyi yapmadım diye kendimi yiyeceğim o olacak.
(bkz: aramaya inanmak)
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)

şimdi bunun adı rekabet mi oluyor? *
bu sabah çok sevdiğim insanlardan birini italya' ya yolladım ve şimdiden özlemeye başladım.. o gelene kadar istanbul, eski istanbul olmayacak..
bir senedir istanbulda yalnız başıma yaşıyorum, şehirler insanı yalnızlaştırmıyor sorun şehirlerde değil, insan kendi yanlızlığını da yanında getiriyor.
bi daha hiç 30 eylül 2010 gününü yaşamayacagımı farkettim birden, ve üzüldüm şuan. sanırım aptallaştım ya da duygusalım artık. bilmiyorum sözlük.
entry yi arama kısmına yazdım. evet yaptım bunu.
sevilmemiş sevmişim bir gönüle girmemişim.*
sıkıldım herkesin düşüncelerimle alay etmesinden ya da onları aşağılamasından.
en samimi itirafımdır bu. siktir git demek istediğim adamları bile özledim. buna messi de dahil.
babamın bu kadar iyi bir terapist olabileceğini bilmiyordum. derdimi anlattım şıp diye rahatladım. **
itiraf ediyorum
Lise hayatım boyunca hep aldattım ve üniversiteye gelirsem de böyle devam ediceğini düşünerek aşkın olmadığına inanıyordum lâkin aşkı öğrenene kadar. Şimdi onsuz yaşayamadığım saniyem bile yok. Nefesimi her çekişimde O2 ile birlikte beynime giriyor...
Özet: aşkımı seviyorum * ve büyük konuşmamak lazım
ayrıldık işte ne oldu sanki
sende huzur bulamadın ki
unutma seni,benim kadar ..seven olmaz ki..seven olmaz kii.. demiş şair..müslüm baba yı baş tacı yapdığım bu yaralı günlerde geri dönse de artık bende bitmiştir be sözlük.
sevgili sözlük;

benim bir sorunsalım var: nasıl delirdim ?

sağlık yönünden de psikolojik yönlerden de birçok sorun yaşamama rağmen doktora gitmiyorum. inat ediyorum, gitmiyorum. bünyesel ciddi sorunlar yaşarım, gitmem. alerjik fonsiyonlar gösteririm, gitmem. trafik kazası geçiririm, iç kanama geçirmiş olabileceğimi soylerler*, gitmem. e psikolojik olarak da birçok dengesizlik var, yine gitmem. vs vs vs...

mantıktan uzak olmak ne kadar berbat bir şeymiş. iş hayatına yorucu dedim, dinlenmeye eve çekildim, şimdi de düşünecek çok vakit var... kötü oluyormuş bu kadar düşünmek.

ama asıl istediğim ne biliyor musun sözlük; tek başıma kalmak, her şeyden, herkesten ırak. her şeyi ve herkesi silip en baştan başlayabilmek. eğrisiyle doğrusuyla taptaze bir hayata başlamak. hayat bu kadar yorucu olmak zorunda mı? bak bir kişiyi daha delirttin, tebrikler hayat.
bugün teyzemi aldın benden hayat.

hep istediği şeymiydi sevdiği eşiyle aynı anda hayata veda etmek? her sevenin duası değil midir sevdiğimin kaybını gösterme? bak kabul oldu. aynı anda gittiniz yoksunuz artık.

belki ömrünüz bu kadardı bunu anlayabilirim! peki ya ardında bıraktıklarınız?

sizsiz bi ömür geçirecek olan 3 çocuk... mekanınız cennet olsun.
ben clozette sıçıyorum.ve bunu yaparken penisimi içerde mi yoksa dışardamı tutmalıyım diye düşünüyorum çoğu kez bunu sizle paylaşmak istedim canım kardeşlerim,şimdi ayağı kalkıp eşseçsin herkes.
güncel Önemli Başlıklar