asla göreceğini sanmıyorum. belki de bu da yarım kalacak.
hayatımda, ne bir bara gittim, ne bir bar çıkışında hatun kişisiyle deli gibi seviştim. bu sevişme hikayelerinin, yüzde 90'ının yalan çıktığını da biliyoruz. Aynı zamanda ne birini şarkılarda buldum, ne de şarkılarda aradığım birini dışarıda buldum. uzun süredir arkadaşım olan kişinin doğum günü bar ortamında olunca, üstüne o gün barda parti gibi bir olay gerçekleşince, insan ister istemez hiç gitmediği, yabancı olduğu bir ortamda nasıl davranacağını bilemiyor. Yılda 4-5 kez giydiğim kıyafetlerimi çıkardım, gömlektir, pantolondur, cekettir hepsini giyip arkadaşımın doğum gününe gittim. gittim de öyle bir gittim ki, karşımda bir melek vardı sanki. Ve kesinlikle benimle aynı duyguları paylaştığına emindim. O da bu ortama alışık değildi, yalnızca benim giydiğim kıyafetler, beni ortam orospusu gibi, onun ise giydiği düz tişört ve tayt, onun hiç bir şeyi takmayan bir melek gibi gösteriyordu. O da zaman geçtikçe sıkılmıştı, o da hüzünlü şarkılarda birini arıyordu. Millet mahalle düğünü tarzı şarkılarda koparken, o ve ben ayrı masalarda, birbirimizin gözünün içine bakıyorduk, sadece alkışlamakla yetiniyorduk.
Ama yapamadım sözlük...

Karakter anlamıyla, biriyle tanışacak çekingenlikte olduğum için, en azından gidip adını bile soramadım.
Çok hüzünlüyüm sözlük, oysa ki ben onun o güzel yüzünü gördüğüm günü, saati, giydiği kıyafetleri unutmamak için ağzıma tek gram bir içki bile koymazken, onu bulamamak bana çok koyuyor.
- 6 yıllık içiciydim, sigarayı şubat ayı itibariyle bıraktım diyorum. şu tarihe kadar 3 dal içtim kendimi tutamayıp o kadağğ.
- sigarayı bırakma sebebim, yani temel sebebi, ne sağlık ne para. annemlerin yüzüne baka baka yalan söylemeye daha fazla dayanamadım. bıraktım biliyorladı kaç yıldır.
- stajdayım, yarına yetiştirmem gereken bi proje var ve bi bok yapamadım daha.
- dün mfö konserindeydim, harikaydı. bu adamlar iyi ki var. niyeyse bu adamların şarkılarını diğer herkesten daha çok bilmek beni sevindirdi. bazen'i söylediler, bi ben eşlik ettim. vurgun yedim'i de bi ben biliyordum en baştan. isteklerim milli park-yalnızlar garı boynu bükük kaldı ama sağolsunlar. on numara beş yıldızdılar.
- eskiden kafamı yorduğum, ciddi anlamda can sıkan şeyleri artık daha az düşündüğümü fark ettim. çünkü harbiden zaman yok. stajdayım ve 9 saat mesaideyim en az, çoğunu da harbiden çalışarak geçiriyorum. trafikti , yoğunluktu eve gel, yemek, az bi dışarı çık falan filan, direk yorgun düşüyosun. bu durum iyi mi kötü mü daha çözemedim.
- uzun süredir sözlükte yoktum. 1-2 haftadır yeniden okumaya ve yazmaya başladım. tanımadığın bi dolu adamlar konuşuyo gibisin burda. bu tuhaf şekilde rahatlatıcı bir şey ya kanımca.
insanlar senin önemini başkaları ağızlarına sıçtığında anlıyorlar ya hani. işte bu süper.
gittiğim her avm , market , bakkal'da caramio adlı çikolataları kırıyorum , onları kırmak çok değişik bir haz veriyor sözlük.
birinin güvenini sarsmak ne kadar acı ne kadar pişmanlık vericiymiş.
zamanla onarabilirim inşallah.
seni seviyorum.seni seviyorum.seni seviyorum.
--spoiler--
şiirler gözlerini
şarkılar saçlarını
--spoiler--
Maymun evrim hesabına göre insanın en yakın akrabasıyken nedense filmlerde falan sefil, hırsız, salak, ahlaksız gibi en çirkin şekilde karakterize ediliyor ya işte benim garibime en çok bu gidiyor.
Bir keresinde bi kızı sevmiştim. Neyse biri bana özelden arayıp sen onun seviyesinde değilsin, kenar mahalle yaraşır sana demişti. Şimdi ise mahallemden biri ile beraberim. içime oturmuş, aklımdan çıkmadı.
Bugün içimde bir şey oldu bir tel vardı sanki o koptu... Her şey aynı sıcaklığıyla aynı acımasızlığıyla aynı ağırlığıyla bir gram eksilmeden duruyormuş yüreğimde halama baştan sona anlatınca fark ettim...resmi var mı dedi yok dedim yok resmin falan olmasın da o değil de çok özledim çok...bir kere daha dünya gözüyle görsem bir kere daha sıçsan ağzıma razıyım, verdiğin acıya da alıştım... Hamdolsun hasret çekiyorum...
herkeslerin sallayarak geçtiği dersten ben kaldım. nasıl oluyor da bu kadar şanssız oluyor insan anlayamıyorum. sallayarak ya salladılar ve 60 70 alıp geçtiler. izninle küfretmek istiyorum sevgili sözlük. böyle işinde, dersinde, şansında... neyse neyse bunu yapamıycam.
Hayatımda hiç kuzu çevirme yiyemeden ölmekten korkuyorum.
Açık söylüyorum, okuduğu açıköğretim üniversitesinin açılımını yapmayıp belli olmasın diye "iaü öüf" diye şekilden şekle girenlere vay amk diyorum.
Doğal akışına müdahale ettiğim her olaydan pişmanlık duyuyorum ve biran önce bu şehri terketmek istiyorum.
Evde boş boş oturmaktan sıkıldım sözlük. Şu sıralar tek arkadaşım sensin. Of sözlük of. Bu nasıl bir yaz başlangıcı?
Aşırı subjektif entryler siliniyorsa bu başlık nasıl coşmuş diye düşündüğüm başlık.
iki basamaklı bir sayı kadar geçen yıllar sonra, takvimler aynı tarihte yine aynı günü göstermeye başladı.
eksiltmiyor, arttırmıyor gibi görünse de;
tesadüflerin kötü olanı, şarkıların hüzünlü olanı gibi bir şey aslında bu.
kaç yılı daha böyle sayarım?
Birkaç gün önce yaşadığım huzursuzluk yok oldu şimdide sebepsiz mutluyum ve hep sırıtasım var .
Ne oluyor bana sözlük ?
Keçileri mi kaçırıyorum ne ?
kimi için mücadele etmediğime pişmanım.
seviyorum ama açılamıyorum sözlük. reddedilmekten korkmuyorum. reddedildiğim zaman yüzünü bir daha görememekten, gözlerimin içine bakıp güldüğünü görememekten korkuyorum.
Sigara.

Dertleri bitirmediği söylenir her zaman. Kanserden başka bir etkisi olmadığı söylenir. Cebe ne kadar zarar verdiğinden bahseder insanlar. Çok kötü kokuyor derler. Ama öyle zamanlar oluyorki yalnızca sigara anlıyor sizi. Yalnızca o kötü kokan sigara sizin yanınızda oluyor.
Gecikmiş ergenlik yaşayan insanlar ölsün istiyorum.
Beynimi uyuşturmak istiyorum sözlük, bazen sebepsiz yere ağlamak istiyorum nedenini arıyorum kendimde sadece boşluğa ağlamak istiyorum. Sonra yüzümü silip kocaman kahkahalarla dışarı çıkıyorum. Yalnızlığın tadını çıkarıyorum. Odanın ortasında sandalyeye oturup sadece düşünüyorum bazen sahilde. Herşeyin bomboş olduğunu düşünüp kendime guluyorum ne yapıyorum lan ben mal mal triplere giriyorum diye kalk yürü git hayatini yasa üzülme boşuna diyorum gidip resim yapıyorum iste.
Sözlükte, konuşarak sabahladığımız eski arkadaşlarımı çok özledim.
2 - 3 yıl önce burada ilk üyeliğimi almıştım. fakat mailleri unutunca aha da böyle 8. nesilden 11. nesile düştüm. koyuyor bu durum ey yâr. (bkz: itiraf gibi itiraf)
popüler kültüre ve popülizme karşı büyük bi antipati güdüyorum sözlük. öyle ki yavaş yavaş kendimi marjinalleşme yolunda giden biri olarak hissediyorum.

ihtiyacım olduğu için ayakkabı alacaktım sırf herkes new balance alıyor sırf herkes onu öneriyor diye nike air max ürünü aldım.

sırf ortalıkta iphone lu tipler çoğaldı diye para toplarlayıp xperia z2 almayı düşünüyorum. ki 2010 dan beri iphone kullanıyorum.

herkes whatsapp kullanıyor diye önce onu sildim telefondan. sonra line sonra viber derken tüm sosyal ağları sildim telefondan. sms im de yok.

herkes kullanıyor diye facebook kullanmıyordum zaten.

eskiden lana del rey dinlerdim. sonra twitter da sadece born to die şarkısını bildiği halde 'lana del rey aşığııııı' yazan tipler yüzünden artık lana del rey den de soğudum. çiğ köfte ve nutellaya olan antipatim de bu tipler yüzünden başlamıştı.

yakında komple telefon kullanmayı bile bırakabilirim.

ve popüler olanlardan soğuma konusu elimde olan birşey değil farkında olmadan soğuyorum..