bugün

lise 2'deydim. tabi ergenliğin, apaçiliğin nirvanasıni yaşıyorum. bir gün voyvoda diye saçma hareket çıkarttım. Böyle çocuğa uzaktan koşa koşa geliyorsun, karşındakine uçarak omuz atıyorsun. yine bir gün kopuyoruz, herhalde dozu fazla kaçırmışım o gün. arkadaş pencereden dışarıyı izliyordu, pencere açık ve arkasında, gazla beraber bi voyvoda dediğimi hatırlıyorum bir de kırılan cam seslerini. sonrasında suçu arkadaşa attım ki bundan hala rahatsız değilim çünkü şerefsizin tekidir, sevdiğimi elimden aldı lan.
eh işte butonu ne işe yarıyo sözlük? bu kadar gereksiz butonlara ne gerek var...
hızır orucu sonunda evleneceğin kişiyi rüyanda görürsün meselesi için,
ikinci defa aynı kişiyi rüyamda gördüm.
rüyası doğru çıkan insanlar tanıyorum.
hayır ola...
evlenirsem söz size, başlık açacağım konuyla ilgili.

arkadaşının biri evlenmiş,
darısı bizim başımıza olsun.
Küçükken kuzenimle köyde playstation 2 oynamaya gitmiştik ki o zamanlar ps2 on numaraydı, herkes winning eleven, tsunami, 9+10 falan oynardı maç olarak yani o ara pes yoktu. Neyse efenim, bu kuzenim aynı zamanda adaşım yanına hiç para almamış, ben de çok fazla yoktu (O zamanın parasıyla 2tl falan) derken başladık maç yapmayaa.. sonra maçtan sıkılıp antrenmana girdik yine we'de. tabi süre işliyo. biz açık hesap açmıştık ve canımız sıkılıp kalkmak isteyince (3.5-4 saat sonra) dayı bize 6tl demez mi ?! ben 2 lirayı bıraktım kuzenle beraber orda sonra ağlaya ağlaya eve gittim annem para vermeycek diye. neyse evde annem bağırdı çağırdı bi tokat attı sonra verdi parayı ben de götürdüm ödeyip çıktım. ama kuzenle çok korkmuştuk bi daha yıllarca ne playstation ne de internet cafede açık hesap oturmadık. *
Öğrenmiş, okumuş... yalancının tekiyim artık onun gözünde. Tebrikler bana... bu siktiğimin sözlüğünü de bırakıyorum.
yıllarca mezun olmayı bekledim.oldum da noldu şimdi?hiç.diplomalı işsiz oldum.hani ne değişti?daha kötü oldu.şimdi bir de kpss ye hazırlan,memur ol. zaten tarihe de hiç kafa basmıyor. sınava giremeden mutsuzluktan ölürüm belki.lan bir guitar hero oynıcak arkadaşım bile yok.hoff.
(bkz: işsiz güçsüz halde kız istemek)5 parasız halde söz takacam sözlük.
Doğdum doğalı baba tarafından tiksiniyorum sözlük. Tabi bu durumdan babamı tenzih ediyorum, adam gibi adamdır kendisi, lakin aile fertlerini görecek gözüm yok. Babamla annemin evliliğine karşıymışlar, o nedenle de ailenin ilk çocuğu olan ben, henüz annemin karnındayken anneme çok baskı yapmışlar ''o çocuğu kürtajla aldıracaksın'' diye. Tabii annem ve babam buna sert dille karşılık vermişler. Büyükbabam,yani annemin babası, ise apayrı bi insandır, adeta bir çılgın. Bunu duyunca almış emektar silahı basmış bunların evini ' ya o çocuk doğacak, ya da ben sizi vururum ! Rahat bırakacaksınız bu çocukları ' demiş. Tabi hepsi öyle sus pus kalakalmışlar, ve bir ağustos günü ben dünyaya gelmişim.

Annem ise tek kardeş. Daha doğrusu bir küçük kardeşi varmış önceden, hiç göremediğim dayım. Oldukça yakışıklı biriymiş dayım, kasabadaki kızları peşinden koştururmuş adeta. Arkadaşlarına uymuş, okulu bırakmış, operatörlükte iyi para var diyerek. Dayım, ben doğmadan 6 sene önce kepçenin altına kalarak vefat etmiş. Hatta bunun üzüntüsü anneannemi perişan etmiş, bundan dolayı da annem üniversiteyi bırakıp evde anneannemle beraber kalmaya, ona destek olmaya karar vermiş, okulu bırakmış.

Anneannem ise hayatın her türlü acısını yaşamış, buna rağmen hala sapasağlam ayakta kalmayı başaran bi kadın, biricik sevgilim benim. Beni çok sever, çünkü saçlarımla, hal ve hareketlerimle falan dayımın aynısıymışım. Yeri gelir bana sesleneceği zaman vefat eden oğlunun ismiyle seslenir, sonra bi bakarım yatak odasında dayımın resmine bakarak ağlıyordur. Kıyamam ben ona, benim bi tanemdir anneannem, her derdime ortağımdır.

ilk paragrafta belirttiğim üzere, baba tarafından nefret ettiğim için doğru düzgün bi hala/amca sevgisi yaşayamadım ben. Dayım da ben doğmadan vefat ettiğinden, dayı/teyze sevgisi de yaşayamadım hiç. Bu her zaman içimde bi yara olarak kaldı. Halasıyla, amcasıyla alışverişe, futbol maçına giden arkadaşlarımı gördükçe içerlenirim kaderime,haşa, 'ama nolurdu benim de amcalarım biraz insan olsaydı? ' derim. Yahut dayımı görmeyi çok isterdim mesela, bana çok benziyormuş dediklerine göre.

Vesselam, bugün anneannemi ziyaret etmeye gittim yine. (bkz: berberdeki ayna) başlığında da belirttiğim gibi, dün saç tıraşı oldum, ve yine dayımı anımsattım sanırım anneanneme. Her iki lafımızdan birinde dayımdan bahseder oldu yine gözleri dolu dolu oldu, üzülsün istemiyorum o yüzden konuyu dağıtmaya çalışıyordum sürekli. Neyse yemeğimizi yedik oturuyoruz yine, anneannem uzun uzun bana bakmaya başladı ve biraz sonra döktü içini '' ne kadar güzel olmuşsun oğlum, sevgilin falan var mı ? '' Sevgili lafını da nereden öğrendiyse canım benim, sanırım televizyondaki sevgililer günü saçmalıklarından. Yoksa öyle konuşmaz benim anneannem, anadolu kadınıdır. '' Hayır anneanne, yok sevgilim falan, gerek de yok şimdilik '' dedim. Sıcak bi gülümseme kondurdu yine yüzüne, '' allah nasip kısmet etse de bi de evlendiğini görebilsem keşke, ama zor... '' dedi. içim burkuldu tabi, ne dediğimi bilmeden '' görürsün tabi anneanne, daha gençsin sen '' dedim. O an aslında büyük bi pot kırdığımın farkında dahi değildim. Anneannem yine manalı manalı baktı, o güçlü ama bir o kadar hissiyatlı tavrını takındı: '' Fatih.. bak sana bi şey diyeyim. gençsin diyorsun ama... hani dayın? ''

Bi şey diyemedim o an, kilitlendim kaldım. Gözlerim dolu dolu oldu, ama özür dahi dileyemedim. Anneannem yine dayımla ilgili yaşanmışlıkları anlattı, bu sefer ben de ağladım ama göstermedim yüzümü ona, o da benden kaçırıyordu gözyaşlarını. O da ağladığını görmemi istemez çünkü, üzülürüm ben, bilir. Ama saklayamaz da işte.

Tüm gün aklımdan çıkartamadım bu konuşmayı. insanın; günlük dertlerini, yokluk sandığı küçük maddiyatları, hepsini atası geliyor çöpe, böylesine acı tecrübeleri edindikçe ve dinledikçe. Ama insanız işte ve o kadar aciz,o kadar sefil yaratıklarız ki hayattan çıkarttığımız dersler sürekli olmuyor. Unutuveriyoruz bildiklerimizi hayatın akıp giden temposu içinde. Uyuveriyoruz, kim bilir belki de ''hayatın gerçek kuralları''na. Ve bunları duyunca da, bilmem kaçımız utanıyor acaba dert ettiği saçmalıklardan? Ne olursa olsun, eğer bugün yatmadan önce bi şey dileme hakkım olsaydı, hayatımı kendi emeğimle ve doğrularımla yaşarken bugün anneannemle aramızda geçen konuşmanın da sürekli bana hatırlatılmasını dilerdim. Çünkü hayat,''genç'' ve yahut ''çocuk'' dediklerimizin bile aramızdan ansızın ayrılabileceği kadar acı sürprizlerle dolu olabiliyor.

Bu hislerimi döktüğüm uzun yazıyı buraya kadar okuyan varsa, kendilerine teşekkürü borç bilirim. Zaman kaybı olarak niteleyen arkadaşlar da olursa, onlardan da özür dilemek boynumun borcu yine. Hakkınızı helal edin.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...

Üstü kalsın...

Cemal Süreya
herkesin annesi kendine güzeldir iyidir de yahu anneme bakıyorumda bir insan ancak bu kadar olur onun gibi bi anneyi haketmem mümkün değil belki ama o okadar iyi bir evlat olmamızı hak ediyor ki .
uyumsuz orospu, kaşarlık yapmasa ölecek, sadece inat şu yaptığı, kafayı yiyeceğim.
inanılmaz derecede canım sıkılmakta.muhabbet etmek isteyen sözlükdaşlardan birisi mesaj atsa da iki sohbetin belini kırsak diyorum.
"ağlamadan
Dillerim dolaşmadan
Yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
Şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
Üzerime yüreğimden başka muska takmadan
Konuşmak istiyorum"

ismet Özel - mazot

Seni sevmiyorum büşra. En önce bunu söylemek istedim. Çünkü konuşacak kimse bulamadım. Kime anlatsam üzülme diyor. Ulan üzülmüyorum ki konuşmak istiyorum sadece.

Beni biliyorsun, sevsem terketmezdim seni, 1 yıl oluyor. Bedduaların dün gibi kulaklarımda. Çok şükür tutmadı hiçbiri. Bense hakkımı helal etmiştim.

Ve sen biriyle nişanlanalı bir hafta oluyor. Artık koymuyor buna da şükür. Mutluyum şu an hem senin için hem kendim için. Neden? Çünkü uzaktan da olsa akrabamsın ve müslüman olmanla zaten kardeşimsin. Mutluluğunu elbette isterim. Ama asıl mesele, senin başkasıyla mutlu olman demek, bana dönme ihtimalinin olmaması demek. Hakkımı helal etmem hatta şu an mutluluğun için dua etmem bu yüzden.

Ulan insan başkasıyla nişanlanan eski sevgilisinin onunla mutlu olması için dua eder mi? diyor şeytan. Beddua etsem tutar mı bilmiyorum. Ama bildiğim şu, benim senle mutlu olduğum günlerin sayısı on beşi geçmez o kadar ay boyunca.

Gönderdiğim ve gelmeyen bir mektup için iki hafta aralıksız kavga ettik. Tek bir sabah günaydın mesajı atmadığım için "aklında kim vardı da mesaj atmadın?" dedin. Mesajlaşırken beş dakika geç yazsam "benden başka kimle konuşuyorsun?". Senden önce sevgilim olmasa da sevdiklerim oldu ve şiirlerim sanki bu konuda tuttuğum günlük gibi tarih belirtirdi. Sen de bu konuyu açar dururdun, sanki senden önce başkasını sevmiş olmak seni aldatmakmış gibi. Sınıftaki kızlardan not istememe bile kızarken başka erkeklerle arkadaşlık yapmadın mı sohbet etmedin mi? Ne var bunda sadece on dakika oturduk demiştin. Üstelik ben o gün adresi yanlış yazdığım için geri dönen mektubu almak için sivas kazan ben kepçe gezmiştim. Kıştı üstelik, kar çok değildi ama ulaşım yine zordu. Ve sen diyordun ki "ne var bunda? Azıcık oturduk sonra kalktık" ilk değildi başka erkeklerle konuştuğun daha önce uyarmama ve kızmama rağmen.

Ne var bunda büşra? Eşarp yerine şal takıyorsan ve boynun ensen sürekli açılıyorsa ne var bunda? Pardesü giymeye bir türlü ikna edemediysem ve sen hala dar pantolonlar süslü tunikler giyiyorsan, bu giyim tesettüre uygun değilse ne var bunda? Zina olduğunu söylediğim halde her Allahın günü öpüşmekten bahsediyorsan ve teklif ediyorsan ne olmuş ki? Senin için yapmadığım hiçbir şey kalmamışken, "bence sen beni sevmiyorsun" diyorsan, sultanım diye çağırdığım orospu büşra ne var bunda?

Benim sana ne kusurumu sayabilirsin? Yüzük almadı çiçek almadı diyebilirsin. Bazen çabuk kızardı dersin belki. Lan derdi "deme" dediğim halde dersin. Geceleri uykusu erken gelirdi doya doya mesajlaşamazdık dersin. Her gece saat üçte, sanki alarmı kurulmuş saat gibi kavga çıkarmanı ne yapacağız? Beni bir gece çok aşırı üzdükten sonra, sabah sana intiharı düşündüğümü söylediğimde "bu yaşta normal" demiştin. Ulan ben seni pdr öğrencisi olarak görüp psikolojik tahlil mi istiyorum yoksa sevgilim olarak görüp destek olmanı mı bekliyorum? Yoksa sevdiğini iddia ettiğin insanın muhtemel ölümü bu kadar mı önemsiz senin için?

Helal ettim. Açık-gizli, bildiğim-bilmediğim ne varsa helal ettim. Madem onunla mutsuzluğun bana geri dönmen demektir değil dua etmek ben senin hayrına hatim bile indiririm.

Nikahsız her türlü ilişki zinadır. El ele tutuşmak bile zina, dokunmayı sen düşün. Yanağından öpmek dahi zina. öpüşmeyi sen düşün. yanına oturmak dahi zina, birlikte uyumayı sen düşün. Üstelik bunlar küçük zina, büyük zinanın cezası cehennemi düşün!

Bir şey yazdıktan sonra red kit gibi hissederim kendimi. Sanki söylemem gereken her şeyi söylemişim ve atımı günbatımına doğru sürdüğüm sahne gelmiş. Halbuki güneş çoktan batmıştır ve ben söylemem gerekenlerin çeyreğini bile söyleyemedim.

Milli görüşçüyüm. Senin gibi cemaatçinin biriyle evlenecek değilim rabbim korusun. Cihat şuuru olan bir hanımla, annemi razı ettikten sonra, neden olmasın?

Bir kadın ki, şekerin çayda eridiği gibi ben onda erimeliyim. Bir kadın ki sabunun kiri temizlediği gibi kendinden önce ne varsa silip atmalı. Bir kadın ki soba gibi, içinde ben yanmalıyım ve üzerinde ben pişmeliyim.

Var mı? Bilmem. Şaire sorun:

Yok senin vasfettiğin dilber bu şehr içre nedim
Bir peri-suret görünmüş, bir hayal olmuş sana.
aşk yok anladım. ama sevgi baki.
Kaldır o engelleri söyleyeceklerim var.
ayrılalı bir sene oldu nerdeyse, birimiz adım atsa diğeri de gelecek , ama karşılıklı ah bu gurur hep bir gurur.
insanın canını en çok acıtan şey,bütün samimiyetiyle kurduğu cümlelerin masal etkisi yarattı muamelesine maruz kalmasıdır.
sigara icerken "npysn" mesaji atan arkadasa "balkonda kendimi zehirliyorum" cevabini vermemle arkadasin telesa kapilip ailemi aramasinin uzerinden 1 ay gecti.
Zamanın birinde ailecek evde oturuluyor, anne çayın yanına su böreği yapmak için mutfakta, kömürlükten kömür getirme sırası küçük kardeşte olduğu için o kömürlükte, vergi iadesi fişleri için uğraşan yakın gözlüklerini takmış baba sobanın arkasındaki masanın başında ve ben de az sonra sobanın üzerinde kavuracağım fındıkları kırmakla meşgulüm. Yarım saatte bir kontrol edip camını elimle silip temizlendi sandığım cep telefonum yok o zamanlar, yediğim yemekleri, gittiğim mekanları anında çekip paylaşacak(!...) teknolojim de yok o sıra zaten, tek kaygım, kavrulmuş fındıkların tamamını Reha Muhtar'ın sevimsiz sesinin bir an önce bitip Kemal Sunal'ın Ortadirek Şaban filminin başlamasına denk getirebilme endişem, sana tokat gibi vuran farkındalıklarının hiçbirinin farkında olmadığın o güzel zamanlara dönebilmek var şimdi, keşke o yaşlara geri dönebilsem, keşke lan.
bu sözlüğe sadece birine ulaşmak için kaydoldum.
milyarlarca insanın aynı şeklde yaşaması sıkıcı geliyor cennette günah yoksa sıkıcı olmaz mı hayat millete çok kısa geliyor ama benim için gayet uzun yarın ölsem lan bu kadar mıydı demem şimdi patlattığım mısırlar yandı mutfaktan koku geliyor allah belanı vermesin sözlük.
az önce bir sözlük yazarına kimseyle yatmadım diyerek yalan söyledim.
en beğenilen entrylerimin 4'ü zlatan ibrahimovic.
edit: bu sizin probleminiz
büdüt: en kötü oylanan entryim de artık ibrahimovicle ilgili sağolun
Lumia telefonda wifi ile bağlıyken her işi yapabiliyorken internet paketimle whatsapp, skype kullanamıyorum, bu başlık her gün sayfalarca yazıldığı için yazmak istedim; yardım eden çıkar diye.
belki doğru değil ama burnundan kıl aldırmayan biriyim.
Şu resimdeki kıza baktığımda içim içimi yedi sözlük, yalnızım.

görsel
güncel Önemli Başlıklar