bugün

aşık oldum lan sözlük. iki gündür (özellikle dün) çok mutlu uyuyorum, bunun tek sebebi sensin sevgilim. Dudaklarının kokusu hala üzerimde. Bugün bir saate yanındayım dedim Ama gelemedim tekrar özür diliyorum ama benim suçum yok be canım anlattım bunu sana. Ve yarın yanında olamayacağım için de çok üzgünüm. Her an aklımdasın ve seni çok özleyeceğim. Günlerdir Hayatımdaki tek güzel şeysin seni gerçekten çok seviyorum.
insanlara verdiğiniz değerin boşa çıkması kadar kötü bir şey yok sanırım. "yapma" diyorum kendime. "madem onlar sana değer vermiyor, sen de onlara verme" diyorum, olmuyor. sorun bende mi, insanlarda mı bilmiyorum.

hepiniz aynı bokun lacivertisiniz.
hiç durmadan yürürdüm yolumuz olsa.
*Sırada ki şarkımız Levent Yüksel'den ''Senin Allah'ın yok mu?'' bütün ateistlere gelsin.
*Dikkat çekmeye çalışmak bir hastalıktır ve adı da HPD’dir.
*itiraf ediyorum: belki biraz hpd'liyim.
ne zaman hastaneye düşseniz ya da başınıza bir şey gelse tanıdığınız, tanımadığınız sürüyle akraba toplanır başınıza. ben bunu hiç anlamıyorum. nedir bu insanlardaki "kötü gün insanı"olma merakı? zaten sayılı güzel günleri olan insanlarız. güzel zamanlarımızda birlikte olamadıktan sonra napim ben kötü gün insanını?
dışarıya çıkmayı hiç sevmiyorum sözlük. ön bahçem ve arka bahçem bana yetiyor. canımın istemediği hiç birşeyi yapmıyorum. kılımı dahi kıpırdatmıyorum ama bugün çıkmam gerekti ve çıktım. yol boyu şarkı dinlerken düşündüğüm şeylerin arasında herkes neden tuhaf bir şekilde hareket ediyor sorunsalını düşünmekle geçti. sonra tekrardan benim bu halde olmamın sorumluluğunu ona yükledim ve eve doğru yola koyuldum. iyi miyim? hayır.
kan kardeşim dediğim insan böyle baya karizmatik, uzun felan biri. Neyse işte çocuğa bisürü kız yavşadı felan istese amına koyardı hepsinin. Bunun hiç umrunda olmadı benim sevgilim oldu bunun olmadı. Geçenlerde twitterdan bi kızla tanışmış. Görücen heyecandan havalara uçuyor. Atsızcı-türkçüymüş kız. E bizimkide ülkücü. Tencere-kapak misali cuk oturdu herşey.

Allah sonlarını hayırlı etsin. Çok seviniyorum kardeşim senin adına.
ahmet kaya dinlemeden gece uyuyamıyorum sözlük. parasızlıkta bir yandan, istediğim müzik albümünü bile alamıyorum amına koyayım. ramazan da geldi sınav çalışmasını da bıraktım. ben gittikçe boku yemeğe doğru gidiyorum galiba kafam çok karışık.
Içimde acıyan bir şeyler var. Zaman geçiyor. Ne azalıyor, ne çoğalıyor, atamıyorumda. Sanki yavaş yavaş öldürüyor.
sana biraz içim ısındı aslında. o bakışların, o kafanı öne eğip pijamanla sakin sakin yürümen, utangaç gibi davranman falan. ben sana bittim. keşke tanışabilseydik...
müslüman uyuma.

asdkjlsa. diyeceklerim bu kadar hakim bey.
şimdiden sahuru özledim. demek harbiden kaybedince anlıyor insan.
karadenizde olmak istiyorum, onun hafif soğuk gecelerinde, serpiştiren yağmurla, çatısı sac olan bir evde mesela. sac olmalı çünkü yağmurun sesini ancak öyle duyabilirim. sonra soba yanmalı bir yandan, çıt çıt eden odunun sesini duymalı, tavana yansıyan yansımasını görmeliyim, sevdiceğim olsaydı o da yanımda olsun isterdim. evet basit şeyler bunlar ama mutlu ediyorsa ne önemi var?
OruÇ tuttuğum halde yemek başlıklarını upluyorum.
Geçen ramazan her susadığımda su içiyordum.
Can sıkıntısından ölüyorum, içsem çarpılırmıyım, aa 10dan sonra alkol yasağı yürürlüğe girdimiki. Zaten bu saatte açık bakkalda yoktur en iyisi her zamanki gibi uyumak galiba.
yeni bir diziye başlamak istiyorum.
polisiye ve aşk olmayan.
doctor who gibi mesela.
ya a house m.d. gibi.
ama hiç bir seçeneğim yok.
sigarayı bıraktığım zaman, tüm sözlüklerdeki sigarayı bırakmak vb. başlıkları okuyorum, müthiş zevk alıyorum. bu akşam da sırf o başlıkları zevkli zevkli okumak için sigara almadan geldim eve. acaba ben de kendine acı çektirmeyi seven o hedelerden miyim?
lys sınavında şıkları salladım.
Acıktım!!! (Ve evet biraz erken olduğunun ben de farkındayım)
Sırf dışarı da sigara içemediğim için, evden dışarı çıkmıyorum.
liseye geçiş sınavında kopya çekmiştim. keşke çekmeseydim diyorum. o okuldan nefret ediyordum.
Ofiste kullanmak için ya da süs olsun diye bir sürü renkli kurşun kalem alıyorum ve hepsini her gün saçımda unutup eve getiriyorum ertesi gün kalemi yerine koyuyorum ve sonra yine eve getiriyorum çok saçma yahu.
sabah işe giderken eğer radyoda ''bu sabahların bir anlamı olmalı'' çalıyorsa o işene varana kadar yolda yürürken kendimi klip çekiminde gibi hissediyorum. sanki yaşıyorum şarkıyı, öyle böyle değil.
eğer belli bir iş yapıyorsanız o işle ilgili sorulacak bütün sorulara hazır olmanız gerekir. örneğin sürücü kursu işletiyosunuz orda benim bilmediğim istenen evragın ne olduğunu bana açıklamak zorundasınız. ben de bilemedim ki şimdi siz bunları götürün böyle işte diye baştan savmak nedir be çok sinir yaptım.
güncel Önemli Başlıklar