bugün

insanlara onları sevdiğimi belli ediyorum. sonra kendilerini bulunmaz hint kumaşı sanıyorlar. kimseyi sallamamak isterdim doğrusu. ama yöntemini bilmiyorum.
bazen şerefsizleri adam zannediyorum.Sonra yanıldığımı anlıyorum.ama ben adamdan anlarım modundan bir türlü kurtulamıyorum.
günün ilk entrysini girmek için çaba sarfedeceğim ilk olmazsada ilk ona girerim diye düşünüyorum.
teşekkürler makina.
reklam: https://twitter.com/balkanilkan

- küçükken insanların kanının kola olduğunu düşünürdüm. ta ki düşüp dudağımı patlatıncaya kadar.
- küçükken sigaranın canlı olduğunu, canavar olduğunu, aileme hükmettiğini düşünürdüm.
- küçükken sarışındım. hala sarışınım.
- küçükken kardaki ayak izim bir ömür kaybolmaz sanırdım. betonmuş o.
- küçükken ingilizcenin başka canlıların irtibatı için gerekli olan bir dil sanardım.
- küçükken beni saçlarım yüzünden kız sanarlardı. kadıköy'ün eski esnaflarından çükümü görmeyen adam yok.
- küçükken de bilgisayara yönelmişim. doktorun mesleki yönelim araştırması için.
- küçükken mühendis olmak istiyordum. her mühendis olmak isteyenler gibi şimdi bende öğretmen olacağım.
- küçükken kola'yı şurup sanıyordum çok içmiyordum.
- küçükken kalamıştan geçerken ağır bira kokusundan bayılmışım.
- küçükken bildiğim tek sigara çeştirfıyld layt'tı. annem çok severdi.
- küçükken parmak şıklatamazdım, hala şıklatamıyorum.
- küçükken pipinin büyüyünce itfaiyeci olanlarınki kalacak diğerlerininki kesilecek diye biliyordum.
- küçükken anasınıfındaydım, çıplak bir kız görmüştüm ve onun öleceğini sanmıştım.
- küçükken yağmur'a aşıktım. depremde öldü.
- küçükken ahmet en yakın arkadaşımdı. depremde öldü.
- küçükken başım dönerken zürafam yanımda sanardım. aslında hiç zürafa oyuncağım olmamış.
- küçükken ruhsar'daki yürüyen tayttan korkup kanepe arkasına kafalama atlamıştım.
- küçükken bizim balkona şeker atan amca vardı. başına yıldırım düştü sonra.
- küçükken babamın sigarasını kartopu ile söndürmüştüm. çok mutlu olmuştum.
- küçükken evimizin karşısında park vardı ama hiç gitmedim çünkü parklar tehlikeliydi.
- küçükken dışarıda penguen gibi yürür pıtığ pıtığ derdim.
- küçükken bilgisayarın dünyanın efendisi zannederdim.
- küçükken daha okula gitmeden, okumam vardı yazmam yoktu.
- küçükken bütün kızlar büyüde evlenelim derdi.
- küçükken çirkin zeliş bana aşıktı.
- küçükken dayımın yaratık olduğunu düşünürdüm.
- küçükken bir kızdan daha güzel bir erkekten daha yakışıklıydım. şimdi güzel değilim.
- küçükken allah'a küfretmiştim.
- küçükken annemi seviyordum.
- küçükken babamı da seviyordum.
- küçükken herkesi seviyordum.
- küçükken sadece aterilerimi parçalayan kuzenimi sevmiyordum.
- küçükken kolu havaya kaldırıp indirince mario'nun daha yukarı zıpladığını sanıyordum.
- küçükken masumdum.
- küçükken küçüktüm.

öyle.
dışardaki onlarca abazana rağmen tayt giyip, destekli sütyen takıp dışarı çıkan kezbanları,
şunu yapar mısın denildiğinde "bana emri vaki yapma" diyen kezbanları,
elmalı turta yapmayı bilmeyen yeteneksiz kezbanları,
ayh ben yumurta bile kıramam demesine rağmen iş güç sahibi erkek isteyen kezbanları,
1,60 boyuyla 190'lık erkekleri isteyen(siz gidin 170 boyundaki cücelerle sevişin) kezbanları,
apolitik kezbanları,
polisiye ve aşk romanı dışında kitap okumayan kezbanları,
ilk adım denen zırvayı ortaya atıp bunun sadece erkeklerden gelmesi gerektiğini aklına mıh gibi kazımış olan best of kezbanları
şiddetle ve hiddetle kınıyoruz.


ah zall ahh. keşke eksi verenleri göstertseydin de sözlükteki kezbanların kim olduğunu bu entry sayesinde görebilseydik.
edit: topsunuz olm.
kitap okumak başka bir dünya sözlük.
sigarayı bırakan beynime sıçıyım ben. o kadar zamandır içmiyorum boşa gitmesin diye içmiyorum sırf. Malmym ne.
3 sene zarfında memento filmini 21,fight club filmini 14 kere izledim sözlük. ikisinden de bi gram sıkılmadım.

biraz sıkıntı var zannedersem bende...
bugün öğrendim ki bilmeden büyük bir olay atlatmış, iftiranın kıyısından dönmüşüm. şöyle k okulumuzda ki öğretmen arkadaşlardan biri eşiyle birkaç gün önce sorun yaşamış ve memleketine dönmüştü. kızı ailesi alıp götürmüşlerdi.eşi aldatıldığını düşünüyormuş,adam hayır sorunu ben biliyordum eşiyle güven sorunu yaşadığını da biliyordum ama sadece o kadar sanıyordum... adam eşinin kendini aldattığını sandığı kişiyi öğrenmek için epey zor kullanmış. olaya hakim şahısların söylediklerine göre boynuna bıçağı dayamış ve isim istemiş. kız yok kimse falan demiş ama herif iyice diretmiş, sonrada şüphelendiği kişilerin sayısını ikiye indirmiş. demiş ki söyle şu mu bu mu. kız demiş ki şu. orada şu değilde bu dese sıçtık yani bildiğin manyak bir adamın hedefi olacaktık. hayır okula iki gündür yazıda ki ''şu'' kişisi gelmeyince sordum nerede bu adam diye, ben sorunca birkaç arkadaş gülerek izin almış gitmiş dedi. olayın detayları geldi. geldi gelmesine de o adamın da suçu yok hiç bir şey yaşanmamış aldatma falan olmamış ama bizim ruh hastası kız isimlerden birini seçmiş. yani o an a demeyip b dese...
zaman çok hızlı geçiyor ama. geçmiş hatta.
1 yıl önce ben bugünleri hatırlıyorum da, yine aynı sahne vardı. oda karman çorman, bir toplanma havası, bir yılın bitişi.. kamp hazırlıkları, ardından kampa gidiş, su gibi geçmesi derken.. gözümün önüne geçmiş zamanların gelmesi hiç de güzel değil ama. özledim mi? tabi ki hayır çünkü bu yıl daha mutluydum. daha mutlu olmak nasıl da güzel ama,daha huzurlu ,daha güçlü zaman zaman.

Sonrası,iyilik, güzellik.

Bir de, cemal süreyayi çok özledim. Onu okuyan lostlandsı , daha çok dizeler bulanı. Bazen bir kitabına denk geldiğimde içimin burkuldugu günler de oldu, bir siirini okuyunca gözlerimin doldugu da..
Şimdi ise şiirden uzak ama asla kopuk değil, ama okuyunca hissiz bir insana bakıyorum. Şiir yoksa duygu da yok, his de yok,hissettirdikleri de.

Bakalım nasıl tekrar dönerim,gömülüp giderim siire, ona.. Gidiyordum zira,uzaklarda olunur şiirde,ortamdan kopma var.

"uzaklarda,oracıkta ,öbür kıtadaydın ,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.."c.süreya.
kafam yandı sözlük.
bugün 500 lirayı vermeyecektim o alete.
sadece 24 saat mutlu olabilmek için neler vermezdim ya bir insan sürekli mutsuz olabilir mi yapmayın amk bende insanım.
alkole ciddi ciddi alıştım. günlerdir düzenli olarak içiyorum. abim gibi alkolik olmaktan korkuyorum. ayrıca hiç göbeğim yoktur bira göbeğim olsun istemiyorum.
itiraf ediyorum polisin gezi parkındaki müdahalelerine sonuna kadar destek verdim...
Bugün benim doğum günüm sözlük. insan bi mesaj atar zall. sevgili keskin sirke kupune zarar dogum günün kutlu olsun diye. Böyle seyleri atlama lütfen.
Neyse o degil de en stresli ve sıkıcı dogum günüm olacak galiba. icimde hic neşe yok. Halbuki ben dogum günlerini severdim be sözlük.
Bir gün yoğun bakımdayım, hasta 35 yaşında erkek. Kendi kendine konuşuyor,gittim yanina. kimle konuşuyorsun diye sordum. Konuşmayı bıraktım sarılıyor birisine. Alişle dedi herif bana.Aliş kim,kaç yaşında dediğimde ' oğlum benim 15 yaşında,tanışsanıza' dedi,sazanım ya atladım merhaba aliş çok tatlısın falan dedim. Arkadaşımda oğlunu ne kadar da seviyormuş baksana diye atıldı. Hemşireler sağolsunlar Alişin daha sonradan kim olduğunu öğrendik. Meğersem münasip olmayan bir yerleriymiş.
her şeye rağmen gibi cümleler kuran ruhum artık takatsiz olacak ki diyemiyor sadece istiyor.
vedalardan nefret ediyorum. daha paylaşacak çok şeyiniz olduğunu bildiğiniz insanlara veda etmek kastım. aynı şehirde olmak başka bir şey. yani biliyorsun senin yaşadığın şehirde. bir şekilde karşılaşırsın ne biliyim yanına gidersin istediğin zaman. ama başka şehirde olmak kötü. istediğin zaman göremiyorsun. kanka olur sevgili olur geçmişte kalan bir sevdicek olur, farketmez. ve en çok ayrılırken birleşiliyor.
kaç yıl önce bitmiş olsa da ilişkimiz hala aklıma geliyor sözlük. nefret ediyorum böyle olmasından.
+ ulan var ya.. buraya çok güzel şeyler yazacaktım, bugün dehşet ötesi bir olay geldi başıma, onu anlatacaktım, elimde müthiş bir malzeme vardı. ama gel gör ki ödevlerle uğraşıyorum, buna zamanım yok. ee sözlükte ne arıyorum lan ben o zaman??!

+ ulan var ya.. çok malım, hem de çok. her şeyi, bütün sınavları, bütün ödevleri son dakikaya bırakmak zorunda mıyım ben ulan? al işte, yine her zamanki gibi dötüm sıkıştı. son 24 saat ve dolu ödevim var ve yapacak başka işlerim de var. okul bitti, millet viskisini yudumlayıp denizde ninjavari taklalar atarak sürrealizmin dibine vururken ben mal mal şeylerle uğraşıyorum. ulan hitler, keşke biraz daha yaşayaydın, beni de yakıp öyle göçeydin şu fanî dünyadan.

+ulan var ya.. malım işte, daha fazla yüzleştirmeyin beni mallığımla! özet: malım. bitti! kızlar * bekler, hadi behlül kaçar.
bugün gezmeyle, sohbetle ve angry bird ile piç ettiğim günün gerekli çalışmasını yarın yapmak zorundayım..
bir de nişanlısı bana savaş açan bir kuzenim var. kız, kuzenin facebook hesabında beni engellemişti, ben de yeni hesabımdan kuzenimi ekleyip bütün fotoğraflarını beğendim. o herif benim kuzenim, kıskanacak birşey olmadığını anlayamadı, beynini yoklukta kaybetmiş hatun.

itiraf mı?
iki yaz önce,
aynı kuzenimin nişanlısını,
sahte bir hesap açıp "gizli romantik aşık" numarasıyla delirten, depresyonlara getiren hatta nişanı bozduracak kadar kafasını karıştıran bendim.
pişman mıyım? hayır.

pişman olduğum şey şu,
benim sahte hesap oyunu tam istediğim kadar yıkıcı boyutlara ulaşmışken "kötülüğümü dizginleyememe" korkusuyla hesapları silip vazgeçmiştim oyundan.
keşke vazgeçmeseydim. buna biraz pişmanım.
ingilizce sıfatlar konusu var ya sözlük hani başbakan bile belki bilir bunları. ben o konuların bulunduğu ingilizce dersinden kaldım. inanamadım. bu kadar olmaz. bu kadar bir hocanın gözünü ibnelik bürümez.
uzun uzun yazıyorum; kimse okumuyor. sallanmama derdi değil aslında. etrafımdaki insanlara içime kapalıymış hissi vermeye başladım sanırım. blogumdan tut twitterıma kadar düşük bir çenem var. hayatımda önem verdiğim insanlara veya hiç tanımadığım birisine içimi anca dökebiliyorum. topluluk içerisinde konu ilgilenmediğim birşeyse anlatana pislik muamelesi yapabiliyorum bazen.

sik gibi bir adam oldum. tatile ihtiyacım var.
sozluk itiraf ediyorum ne zaman bu basligi gorsem itiraf edicek bi sey bulamiyorum.