bugün

seviyorum hemde cok. oda beni seviyor en azından bellı edıyor. belkı onunla evlenıcemde umarım bırsey ters gitmez şimdilik bu kadar.
o kadar asosyalimki, the sims social'de bile asosyalim.
4 yere is basvurusu yapip hicbirinin geri donmemesi cok koymustu. Hem yanimda basvuran arkadasimi ariyolardi serefsizler. Lakin bugun kirilan gururum yerini buyuk bi egoya birakti. Amma malim he. Adamlar sanki magazanin muduru yapti beni. Hey yavrum hey.
şuan sırf millet doğum günümü kutlasın diye facebook hesabımı aktifleştirebilirim.
bugün balık yiyelim dedik ve sıradan bi mekana girdik. ben balığa elimle dalınca güldü. yakışıyor sana dedi. iltifatmı etti yoksa hayvan olduğumumu ima etti acaba. *
bok gibi bi doğum günü geçirdim sözlük. tüm sinirlerim tek tek gerildi. aynı sehirde arada 10km mesafe olmayan bi uzaklıkta olan sevgilim 10 dakikalığına bile gelip içten bi doğumgünü kutlaması yerine meyve sepetinden aldığı meyveleri hastaneye göndermesiyle başladı bu iğrenç gün. yalandan sevinmiş yapmak üstüne tuz biber oldu. meyveleri de benden çok insanlara yedirmem bir nebze sinirimi sakinleştirdi sanırım. 2 kişi dışında sevgilinin o gösterişli sürprizi olmasa kimsenin doğumgünümü hatırlayacagı yok be sözlük. sürpriz diyorum lakin hala gercek bi sürpriz yapmayı başarmış bi sevgilim yok. tamam kolay biri değilim ama sürpriz yapmak bu kadar zor olmamalı bi çiçek almak işin kolayına kaçmakmış gibi geliyor bana. her neyse işin itiraf kısmına gelecek olursak sırf sinirlerim tamamen gerilmişken hersey üst üste gelmişken sevgilinin gün içinde 15. kez aramasında artık bıkkınlıkla haksız yere cemkirdim bi de haklı gibi üste çıktım.
kendimden tiksiniyorum sözlük. iğreniyorum böyle, ama kaçacak yerim yok. keşke birisi bana bi araba küfür etse, sövse, hakaret etse, aşağılasa, siktir git bu dünyada ne işin var falan dese. azcık samimiyet azcık realite. nolur lan.
O benim dünyam.
çok mutluyum lan sözlük öyle böyle değil allah belamı versin.yani utanmasam smiley yapıştırmıştım tak diye o derece yani.
benim ekim platoniğinin doğum günüydü bugün.tabi her ne kadar daha önce aramızda geçen konuşmaların toplam süresi saniyelerle ifade edilse de eşek değiliz kızın doğum gününü öğrendik.
bunun yanında ev adresini de öğrenmesem çüküm düşer dedim ve onu da öğrendim şükürler olsun.
derken evine gittim beni görünce çok sevindi meğer o da benden hoşlanıyormuş da aşkını söyleyemiyormuş falan olsaydı ne süper olurdu ama olsun.
ben de birazcık aracı kullanarak hanım kızımızın numarasını almaya muvaffak oldum.
aynı aracı ile de doğum gününü kutladım ve müstakbel platoniğim teşekkür etmiş.
boru mu lan teşekkür etmiş.
an itibariyle ne yapacağımı bilmez haldeyim.
kendimden geçtim sanki avareyim.
bir mesaj atın çok pejmürdeyim.
bazi kisilere bazi dogrulari hala gosteremedigim icin ogretemedigim icin uzgunum. umarim dediklerimi yasayarak ogrenmezler. fakat kacis yok.
leyla ile mecnun'un sezon finali izlediğim andan beri ondan başka bir şey düşünemiyorum.
şu an nargile içip maç özetleri izliyorum. bu saat olmuş hala kalabalık her yer. yaz gelince eve girmek istemiyor insan.
Haribo gibisin,tatlı ama bir o kadar da ayı.
itiraf ediyorum sözlük. sevgilim de sözlükte yazar. ama onu buradan ayarlamadım. sonradan merak edip de yazar oldu.*
ileri de emekli olunca kardeşimle ya bir çiçekçi ya da bir kitapçı açmayı düşünüyordum. kendi kütüphanemi de yine kitapçının içinde oluşturacağım bir kafe de sergileyecektim. gelenler oradan istedikleri gibi kitapları alıp okuyacaklardı. böyle entel bir yer olacaktı işte. derken şimdi kafede arkadaşımla sohbet ederken bir şey daha çıktı ortaya. dedim ki kafe'de insanlar gittikten sonra dev ekranda yine pes oynarız olum. cevap: o yaşta hala oynayacağız yani * evet lan oynayacağız tabi. dedeler de pes oynar ne sandın. *
sözlük internet çok yavaş isyanlardayım, beni anlayabiliyor musun?
insanlar hep bencil ve sınırsız bir egoyla kaplı.
bu hep böyle.
hayatımda yıllardır olupda bi nedenle görüşemediğim insanları özlemiyorum da, bi' an girip sonra yok olanları çok özlüyorum be.
sanki bi durakta karşılaşıp vedalaşmışız gibi..
sanki hiç tanışmamışız gibi..
geçenlerde gene böyle şukudan şukuya atladığım çılgın bir sözlük gezisindeyim. yazar arkadaşlar maaşallah çok güzel şeyler yazmışlar. hemen hepsi de 12,5 yaşında sevişmiş insan. boru mu bu. zaten çocukken sarışınlarmış, gözleri de geceleyin deniz mavisi oluyor. sözlük çok eğlenceli..

derken, bir entry'e rastladım. o kadar kötü bir entrydi ki yarısında çıktım. ıyyy iğrenç butonuna abanacaktım ki bir de ne göreyim. edit çıktı. meğerse entry benimmiş.

***

işte yukardaki gibi bir hikayeyi yazdıracak hisse ulaştığım gün siktir olup gitmeyi düşünüyorum.
Çok acıkmıştım. 6 dilim ekmek, büyük merhamet düşüncesi ve bolca teşekkür. Saat geç değil benim gibi bir gececil "hayvan" için ama gurulduyor madasına sıçtığımın midesi. Bir bıçak ve gazı kaçmış kola, kapılar kilitli. Bir de sektiğimin sofraların vazgeçilmezi nutella. mecburdum sözlük anlıyorsun değil mi, mecburdum. Yedim. yine olsa, yine yerim.

not: uyandığımda ilk işim önce acıyacağım, sonra pıııy amuğa goyim yazık deyip basacam sektiğimin kendine beğenmişine eksiyi.
tiyatroyu seviyorum be sözlük. oyundan önce moralim fena halde bozukken seyircilerin yorumuyla düzelmek kadar güzel bi duygu yok.
o ozledigim seylerin alayini bir gun unutucam. unutturcaklar. hepsini. teker teker.
çok fazla çekirdek yiyorum, sonum nolacak bilmiyorum. şöyleki yurtdışındayken bunu sadece bi türk bakkaldan tedarik edebiliyordum, bakkal bi ara kapandı, bir ay felan açılmadı, resmen krize girmiştim. çok kötü bir durumdu, allah yaşatmasın kimseye.
ecnebi marketlerde ise sadece çekirdeğin içi satılıyordu, hatırladıkça gülerim hala.*

bir de kahvenin o üçü bir arada olanından yoktu. bir ara bi türkün elinde bi poşet görmüştüm -kahve gördüğüme bu kadar sevineceğim aklıma gelmezdi- koştum sordum, nereden alıyoz bunu diye, türkiyeye gidince alıyorum demişti, yıkılmıştım.
erkekler sütyen bakarsa tehlikeli olabiliyormuş. sanki ibneyiz amk. fantezi için bakıyoruz. ya da sizene amk.
Unutmak icin o kadar ugrastiktan sonra, unuttum diye gozyasi dokuyorum. ama ben kendimi yanlis anlamisim, ben ona olan askimi degil, bagimliligimi birakmak istemistim. askini unuttugun birine maddeye ihtiyac duyar gibi ihtiyac duymak o kadar zor ki.
o kadar caba sarfettim, sana bu kadar yaklastim ve simdi de unuttum. o seni kiskanmaktan, ozlemekten hickiriklara bogulan kiz ben degil miydim? ben senin icin defalarca aglamamis miydim? sana her gun askimi, anlatamadiklarimi yazarak defterler bitirmemis miydim?
kadikoyun anahtarligindan bulmak icin sokak sokak gezdim. ben sonra sacmaladigimi dusunup defalarca unutmaya calistim, unuttum dedim. seni gorunce hepsi gecmisti, simdi neden gecmiyor.
insanlar bana soyledi, unutursan gecer... ben, seni unutunca mutlu olacaktim, her sey bitecekti, tum yaralarim kapanacakti. neden daha mutsuzum? neden hicbir sey sonuclanmadi, eskiden belirsiz bir gelecegin sancisi vardi icimde, simdiyse belirsiz bir zamandayim. keske secebilsem de, sana tekrar asik olsam. kalbim senin...
güncel Önemli Başlıklar