hiç torrent kullanmadım lan. kullanmayı da bilmiyorum. bir de arkadaş ortamındaki muhabbetlere bir katılışım var ki evlere şenlik.
tavla, batak, king, pis yedili vb kart oyunları, okey ve daha nice oyunu bilmiyorum, öğrenmek de istemiyorum. eksikliğini hissetmiyorum desem yalan olur tabi. millet oynarken bakıp birşeyler anlamaya çalışıyormuş gibi yapmak sıkıcı oluyor.
20 yaşıma geldim, lan tabiri caizse eşek kadar hatta at kadar adam oldum, hala bulunduğum ortamlarda " çocuk var şimdi küfür ettirmeyin beni." diyen bey abiler çıkıyor. " kaça gidiyosun sen bakiim? " diye soran yengeler de cabası, utanmasalar agucuk gugucuk yapacaklar neredeyse. üniversitede 2. yılım diyince, "ayy, bende liseye yeni başlamışsındır sandım, ne kadar küçük gösteriyosun." diye kontra yapmaları yok mu, kendimi dağlara taşlara vurasım geliyo sözlük.

edit: az önce yolda beraber yürüdüğüm hiç tanımadığım bi adam yaşımı sordu, 20 dedim. gülerek, "hadi ya, 15 16 gösteriyosun." dedi. bi kamyon, bi tır aradı gözlerim önüne atlamaya.
birini veya bir şeyleri sevdiğimi söylemeye korkuyorum. Kaybederim diye. Aynı mantıkla mutlu olduğumda söylemekten de çekiniyorum.
"Eğer arkasını dönerse ona her şeyi anlatacaktım. Ona sarılacak ve her şeye
son verecektim. Ama dönmedi."
hep dua ediyorum. bana yasattıklarını yasicaksin. Cani yakilanin bedduasıyla allah arasında perde yoktur cunku. Bende izlicem düşmeni. Pismanligini. Kopeklesmeni.
tasarımcı bulamadığımız için,çıkartamadığımız bir sinema dergisin editörlüğünü yapıyorum.sevgiler saygılar..
günde 5 kere ve siyah zıçıyorum. hayırdır inşallah.
evde tek başıma kaldığımda ölü taklidi yapıyorum.
eski sevgilinin kendine oldukça benzeyen ve hatta isimleri arasında da sadece bir harflik fark olan kardeşinin (örn: emine imine) twitter profiline rastladım geçenlerde. zaten çıktığımız zamanlarda da ikisini hep karıştırırdım. bazen eski sevgilime kardeşinin adıyla yanlışlıkla hitap ettiğim oluyordu. unutulan bazı duygular eski sevgili ile değil de kardeşi aracılığıyla yeniden hatırlanması çok acı lan.
"başkasına itiraf ettiğimiz zaman suçumuzu unuturuz, ama diğer kişi genelde unutmaz."
diyesim geldi.
*
Bazı insanlar karşısındaki insanı aptal yerine koyarlar boylelerinin oyunlarini bozmam sadece oturur izlerim ne kadar komik duruma dustuklerine bakarim, aynen böyle devam et.
her vapura binişimde "şimdi biri arkamdan itse nebçim düşerim var ya!" diye düşünmeden edemiyorum.
*tarayıcının sekmeleriyle sek sek sekerekten sıkıntımı gidermeye çalışıyorum. facebookun olduğu sekmeyi tutup sözlüğün bulunduğu sekmeye bırakıyorum. powertürk'ün bulunduğu sayfanın sekmesini tutup twitter'ın bulunduğu sayfanın sekmesine bırakıyorum.

kısacası sekmelere köşe kaptırmaca gibi bişey oynatırıyorum sıkıntıdan. siz de yapın birebir can sıkıntısına, valla. *
bu sabrımın nereden geldiğini kestirebiliyorum az çok.
hiç bir zaman her şeyim mükemmel olmadı ve umursamazlığımla geçiştirdim yıpratmadım kendimi. yine geçicek bu sıkıntı. bu bahar benim de yüzüme güler mi demeyip, hiç bir şey beklemeyip kupkuru yaşamaya devam edeceğim.
hepsi bitecek, uyuyunca hepsi geçicek.
hiç bir şey beklemezseniz hayal kırıklığına da uğramazsınız. yorulmayan var mı düşünüp durmaktan?
yeter, bıraktım kendimi ne olacaksa olsun. kimle nerde ne yapıyor demeyip, benimle kurduğu hayalleri hangi sesi büzüşesiceyle yaptığını bilmeyip (gözüme sokmazsa tabii ne kadar mutlu olduğunu) devam edicem hayatıma.
tüm kalbi kırılmışlara selam olsun.
kozmetik ürünleri satılan yerlerde çalışanlar kıçımızın dibinde gezmese, bizde kendimizi hırsız gibi hissetmesek ne güzel olur.
parfüm sıkıp yanımdan geçen kızlara bayılıyorum fakat onlara inat öksürüyorum.
bu sözlükte götünü kesmek istediğim çok yazar var.
bazen bizim muhabbet kuşunun yanında otuzbir çekiyorum.*fakat her zaman kuşun fuck yeah baby gibi sözcükler öğrenmesinden korkuyorum. ulan öyle bir şey söylese kuşa kıyıp öldüremem de aile bireyleri sorunca da utançtan yere gömülürüm.
canımı iste bir an bile tereddüt etmem. ömrüm yoluna feda olsun. sen bana yeter ki öyle bak. gözlerinden kalbime akan aşkla değil bir ömür, birkaç ömürlük yaşarım ben. seninle geçirdiğim bir anı bir ömür sayarım ben.

Allah'ım beni sensiz bırakmasın cemsbg.
dün bi telefon üzerine, bizim kankayla maça gitmek üzere sözleştik, malum tribüncü lazım diye hemen koyuldum yola,
velhasım evlerine giderken çalılı bir yoldan geçtim 2 kişinin yan yana zor sığacağı genişlikte yoldu. bir türbanlı kızımız duvara yaslanmış sağa solu kesiyordu belli ki arayışlardaydı, derken hızla kankayı almaya koyuldum, dikkatte etmiyorum hani kızın ne işi var orda falan filan diye, derken aldım bizim elemanı koptuk geri dönüyoruz duraklara, aynı yoldan geçiyoruz dar olandan, bi baktım kız hala orada, gözümün içine bakıyor, şaşırdım affalladım derken tam yanından geçtiğim sırada "Pardon bi sigaranız var mı" demez mi, önce bi afalladım, noluyo, hassiktir ya kaç yaşında bu derken, çıkarttım verdim bi dal sigara, bastık yolumuza.
bizim eleman hemen zıpladı, "la oğlum neden verdin, kaç yaşında bu la" diye hafiften sitem etti. haklısın da moruk dedim, kız zaten arayışlarda, biz vermesek başkasından isteyecek, biri bu kıza ya sigara vericek, yada başka şeyler vericek. En azından sigarasını verdik be dedim.
dedim de bütün gece bu kızın, o yüzü aklımdan çıkmadı,bi tuhaf oldum yahu, bizim orda bunlara körpe derler, yazık yani,yazık.
bugün sabah sınıfdan 10 - 15 kişi pikniğe gittik. halil mangalı yakarken biz 4 kişi voleybol oynuyorduk. sonra yanımıza 8 kişilik bi grup geldi oturdular 2 erkek 6 kız ve onu gördüm. kızın bana ilk bakışından anlamıştım aramızda bişeyler olacağını. aradan 5 dakika geçmeden yanımıza geldiler ve beraber voleybol oynamak istediklerini söylediler. voleybol oynamaya başladık. yavaş yavaş yorulmalar başlamış ve 10 kişi oynadığımız voleybol topluluğu 5 kişiye kadar düşmüştü. artık daha da yakınlaşmış ve şakalşmalar başlamış , adını öğrenmiştim. sedaydı adı. artık seda da yorulmuştu vevoleybol oynamayı bıraktık. yemekleri yedik ve hala gözüm sedayı arıyordu.
biraz sakinleşiyim devam edecem.
bu gün doğum günüm. facebook'ta gizli zaten. sahte iyi ki doğdun mesajları almadım, ama yakın dostlarım da hatırlamadı. günün bitimine altı saat kaldı, yok bi' hareket. çok yalnızım lan sözlük. yazardaşlar, benim gibi bahtsız yok.
hakettiğim bu değil. bunu biliyorum ama olmuyor.
Trollerden ne kadar nefret etsemde komik olanlara artı basıyorum.