bugün

uzun zamandır itiraf yapmıyorum. itirafın köküne ki it-ötetarafa gibi birşey miki neyse: Benim tamamen insanlardan nefret etme gibi bir düşüncem var. Hiçbir insanı sevmediğime karar verdim. Artık tahamül edemediğim için çoğu kişiden uzak duruyorum yalnızlığı seviyorum bana evden bir ay hiç çıkma deseler çıkmam valla o derece nefret ediyorum yaşadığım yerden çevremden düşünmeden konuşan insanlardan sözünün arkasında duramayanlardan tarçın sevenlerden kahve içenlerden zamanında kahve içen birini sevmeyi denedim olmadı.
hiç iyi değilim.. Hayata tutunmam için mucize lazım..
itiraf ediyorum ki genellikle çoğu meseleyi itiraf edemiyorum
1.sınıfta yanımda oturan çocuğun oturduğu yere sakız yapıştıran bendim.
''bütün gece; sabaha kadar,
ya da bir ömür; ölene kadar..''

ehehe ne anladın? doğru söyle.
itiraf ediyorum; en az 3 kez tuvalet giderini sıçarak tıkadım.
aslında pasta yediğim falan yok ama msn listemde ki tüm pasta severlere şuan çikolatalı pasta yediğimi söylüyorum.
hayatımda bazı değişiklikler yapmaktan çok korkuyorum ben. hastayım böyle bir anda radikal kararlar alan insanlara. ben daha facebook'ta zaman tüneline geçemiyorum lan o derece.
sevgililer günü reklamlarının şimdiden dönmeye başladığını görünce kıskandım lan o hediye alanları.
şuan limangoda sevgililer günü kampanyasından kendime sipariş veriyorum. indirim var bari bana yarasın .ühü.
onbeşgün ne demek sensiz geçen bir saniyenin ben aq! haftaya ordayım
yeni olduğumdan mütevellit ankara'da bir zirve yapılsa da gitsem diyorum.
cüzdanımda sadece 15 lira kaldı.
yaziklar olsun herseye.. herseye.. herseye..
bugün beyaz eşyalarımızı aldık. mutfakta vakit geçirecek sensin, nasıl istersen öyle olsun dedim. güle güle aldık, eğlendik. ayrıca elektrik süpürgesini beleşe getirdik. *
çalmayan telefon sürekli neden dibimde oluyor anlamış değilim.
sözlük bugün arkadaşlarım ile buluştum sohbet filan konu konuyu açarken illuminati ya geldi konu pek bilgim yoktu
araştırmamıştım dinleyici oldum
eve gelip ne var ne yok diye bakayım dedim
1-2 saat bir kaç şey okudum klip izledim
etkilenmedim değil daha sonra greyfurt sıkıp içmek için greyfurtu
elime aldım bir de ne göreyim

http://a1201.hizliresim.com/t/s/22l3d.jpg

korktum be sözlük..
itiraf ediyorum sözlük az önce eski sevgilimle ortak arkadaşlarımızın bulunduğu bi internet radyosunda arkadaşlarla yayın yapıp muhabbet ediyoruz. Sevgilim çok ketumdur ayrıldığımızı kimseye söylemediğini biliyorum ve onu çok seviyorum hala. Beraberkende ona asıldığına emin olduğum bi kız var bu grupta yayın esnasında benim sevgilimi sordu o nerde filan fıstık, bende çok sinirlendim ve sanki hiç ayrılmamış gibi davranıp kıza onu sorup durmamasını rahat bırakmasını söyledim hala beraberiz süsü verdim. Velhasıl sözlük o değilde ben bu yalanın gerçek olmasını çok istiyorum sözlük. Gerçek olsun sevgilim yine benim olsun istiyorum.
vedalaştığım arkadaşımla ellerimz ayrılırken ilk gelen dolmuşa binmek için el kaldırdım.
dolmuş durdu. bindim. üzerinde ne yazdığına bakmamıştım bile. kulağımın ağrısından gözüm bir şey görmüyordu zaten. son 3 aydır her gün ayrı bir hastalık vardı bünyemde. hiçbir şeyim olmasa sebepsiz bir mutsuzlukla bakınıyordum etrafa.

sonra hızla giden dolmuşun seyrine bıraktım kendimi, öylece bakıyordum. birden fark ettim, buralar benim gözlerime yasak yerlerdi. önce köşeyi döndü dolmuş, bir büfe vardı biraz ilerde. adı mavi büfeydi. önünden iki kişi geçiyordu. bir kadın , bir erkek, erkeğin üzerinde beyaz bir bluz vardı kızın üzerinde pembe çiçekli bir etek. ikisi de yaz havası gibi giyinmişlerdi, eleleydiler. dehşetle fark ettim , kız bana benziyordu, adam ise sendin.
bunlar bizdik. gülerek yürüyorduk işte, hala oradaydık. gözlerim doldu. başımı önüme eğdim... birkaç dakika sonra fark ettim ki; dişlerimi ve ellerimi sıkıyorum. başımı kaldırdım tekrar, yine bir flashback geçti gözümün önünden, aynı iki kişi yürüyordu, yürüyordu. konuşuyorlardı. elele. ilerledi dolmuş , bir lokantanın önünden geçti, yine lokanta önünde iki garson duruyordu, bu kez üzerlerinde parkaları vardı. yine eğdim başımı, yabancı suretlerde yüzün vardı. hala yüzün vardı herkeste, her şeyde bana bakan gözlerini görüyordum... ama o dolmuşun içindeki adamın sesi de sana benziyordu. nasıl oluyordu?
indim orada. oradan aylardır geçemezken böyle hazince geldiğime göre yüzleşmeli miydim seninle , yaşadıklarımla, gidişinle...
tam da 3 ay biteli 6 gün olmuşken.
yürüdüm sonra kaldığımız yere doğru yavaş yavaş... sen varmışsın gibi, seninle konuşarak.

-bu akşam yemeğini burada yemeyelim bence, başbaşa olalım sana sarılıp, kokuna doyabileceğim bir yerde olalım. sevgilim et yiyemiyorum biliyorsun.

+........

-ben kaldırımda olunca boyum senin boyuna daha çok yaklaşıyor değil mi? keşke bu kadar uzun olsaydım. ben kısa değilim. sen çok uzunsun.

+............

nihayet otele vardım. baktım. baktım baktım...
oradaydık yine ikimiz kapıdan içeri girdik.
birkaç dakika baktım öylece bize.
acaba o da bitecek mi diye düşündüm.
kendimi kıskandım biliyor musun?
sonra o bavulları taşşıyan adam çıktı dışarı gülümsedi.
-merhaba dedi.
-merhaba dedim. ben de geçiyordum buradan.
-yine bekleriz dedi.
güldüm...
ben de dedim...
ben de bekliyorum.
sonra geri döndüm.
kendi ayak izlerimi bulamadığımdan senin ayak izlerini izleyerek döndüm şehre.**
sen orada kaldın. beni gönderdin zorla. gitmek istemeden ayrıldım oradan. burnumda kokun vardı. senin bileğindeki bilekliği gördüm yere bakarak yürürken. eğildim aldım. benim pembe tüylü küpem de elimdeydi.
ve ceyhun yılmazın şiir kitabı. yavaşça çantama koydum hepsini. bilekliğin dışında. bilekliğin elimdeydi hala... kokun burnumda. ben yürüdüm.
sonra sen ; arkadan adımı bağırdın.
kendin gibi. sadece senin seslendiğin hali ile.
öyle de kaldı adım zaten.
karda yürürken çocuk gibi eğleniyorum. evet normalde kartopu oynarken çocuk gibi eğlenir insanlar. karda yürürken de garip bir huzur hissederler. ben niye eğleniyorum lan.
alın size bomba gibi bi itiraf; ilkokul 7. sınıfa kadar altıma yapardım sözlük. tamam o kadar da bomba değildi, neyse babam ve annem beni nerdeyse her gece uykudan uyandırmaya çalışırlardı. fakat hiperaktivitenin de etkisiyle gece uyanmakta sıkıntı çekerdim. hatta bir seferinde babam artık bu işten bıktığı için bi gece zorla uyandırmak istemiş zorla uyandırmış ama ben hatırlamıyorum, bilinçaltım devrede iken tuvalete götürmüş * baya bi kızmış hadi çişini yap! diye.. ben de o an uykulu bir haldeyken bir anda kahkaha atmaya başlamışım. tabi babam da uykudaki bi insana zorla bişey yaptırmaya çalıştığını farkederek delirdiğimi düşünmüş bir anda yüz ifadesi hafif korku kıvamında değişmiş
görsel +
halini almış,
ve tamam oğlum yapmasanda olur hadi yatağına git diyerek başımı okşamış.. sabah annem anlattıktan sonra yine kahkaha atmıştım. çünkü çocuklarının potansiyel bi tiyatrocu olduklarından haberleri yoktu.
kendime bir tarz yapacağım ama hala karar veremedim. tereddütlerdeyim.
itiraf ediyorum alkol kullanmak çok hoşuma gidiyor.
özlüyorum. alısamadım yokluguna. sanki hala hayatta gibi üzülmek gelmiyor icimden. hiç gitmemiş sanki. sanki butun bu merasim baskası icindi.
cumartesi yeni bir hayat başlıyor lan !

akıllı olsun herkez.

bak z ile yazdım. eksilenecekse o sebeple eksilensin. ya da eksilerseniz ona yoracağım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar