bugün

--spoiler--
insan hiç görmediği birini özleyebilir mi?
düşünün, kaç kişi geçti hayatınızdan?
düşünün, siz kaçını sevdiniz?

bazen ayak altına alınan duyguları yaşarken, bazen hislerinizle bulutların üstünde yaşarsınız ayağınızın altına aldığınız şeyleri. hani hayatınızdan geçen kişi sayısı, sevdiğiniz kişi sayısına eşit değildir. belki de bu yüzden hep kısaydı dertlerinizden uzak kaldığınız anlar. evet dertleriniz! bir yunan tanrısı olan atlas gibi dünyayı sırtınızda taşıdığınızı bile düşündürebilecek şeyler. beyninizdeki huzursuzluk tohumları. ne tuhaftır değil mi biriyle birlikteyken bu huzursuzluklardan soyutlamanız kendinizi, hiç yokmuşcasına. onlar hala beyninizde, belki kıvrımlarınız kemirmeye devam ediyor fakat siz yok sayıyorsunuz istemsiz bir şekilde. hayatınıza giren kişi beyninizde bir kahraman niteliğinde. nasıl olsa sizi her gün eriten şeylerden koruyor.

bir sürü huzursuzluğunuz var. bunlar yaşadığınız şeyler veya kendi yarattığınız şeyler. bunların, sizi başka kişilerin 'karamsar' diye nitelendirebilecek derecede çok olduğunu düşünün, bu kadar bir sıkılmışlık var üstünüzde veya yalnızlık. yaşıyorsunuz ama yaşadığınız her günün dünden beter. bugünün ise sadece yarından güzel olduğunun farkındasınız. her rüzgar estiğinde, deniz dalgalandığında ölümün sizi çağırdığını düşünüyorsunuz ama sadece yarın neler olacağını merak ettiğiniz için bu çağrılara cevap vermiyorsunuz. şaka gibi değil mi? insanın "kamera nerede?" diye sorası geliyor bazen farkındayım. kimbilir belki de tanrı bizimle dalga geçiyordur. işte tam bu anda çıkar kahramanız. pelerini veya vücut hatlarını belli eden taytı yoktur. sadece normal bir insandır. kendi bile farkında değildir sizin için bir kahraman olduğunu. varlığının bile huzur verdiği insanlar işte. ne tuhaftır böyle bir insanın hayatınıza girmesi ve sizi başka bir dünyaya sürüklemesi. hayatımıza giren insanların hepsi bu tuhaflıklara sebep olmuyor. sanırım sebep olanların da değerini bilemiyoruz. hayır hayır! bunu onlara gösteremiyoruz.

çok becereksiziz be abi. bu küçük bir çocuğun bir eşya kırma masumluğunda bir şey değil ki her ne kadar amacımız birini kırmak olmasa da. elimiz yüzümüz utanca boyanıyor bazen. kimbilir belki de bu yüzden suçluların bir maskesi veya yüzünü kapatan makyajı vardır.

bizden adam olmaz azizim, en iyisi ölmek. aşık da ne güzel söylemiş baksana: "benim sadık yarim kara topraktır." bizim ihanet edemediğimiz tek yar topraktır. onun kadar sarıp sarmalayan, koruyan olamaz nasıl olsa. hem terk etme veya terk edilme ihtimali de yoktur. sonsuz bir mutluluğun seni beklediğini düşünsene. mükemmel bir şey olsa gerek düşünecek bir sürü şeyin olmasına rağmen senin düşünememen. toprağa kavuşmak için yaşıyoruz zaten.

insan hiç tanımadığı birini sevebilir mi?

hayat da zaten çok tuhaf değil mi? vapurlar falan...
--spoiler--

kaynak: http://uc-noktam.blogspot.com/2012/04/olamaz-m.html
olabilir.