bugün

tahammül edemediğim ama tahammül etmek zorunda kaldıgım insanları,
hayali olarak onların aaağzını buuuurnunu kırıyorum.RAHATLIYORUM:)HAHAHA
bu aralar tavırlarım aynen şu: nalet fransız mürebbiyesi.
kendimden sıkıldım.
düşünüyorum da nasıl bir sevgiliyim lan ben? yanımda dünyalar güzeli bir kız var ve saat 12. onu götürecek bir yer bulamıyorum. evet adam gibi oturacağımız, eğleneceğimiz bir yer bilmiyorum. sevgiliyle gidilecek yer bilmiyorum lan! 12 de eve bırakıyorum kızı. ne koyuyor var ya, evde ne kadar kötü hissediyor kendini ve bana çaktırmıyor bu durumu, kendi kendini üzüyor bana yansıtmıyor. ve benim kendime güvenim gitgide azalıyor. en azından rahatça oturulacak yerler bilsem ne kadar bağlanacak bana biliyorum. çok basit şeyler bekliyor benden ve ben onları bile yapamıyorum.
tuvalette mesajlaşmak gibi bir fantezim var sözlük, hatta bazen internete giriyorum filan...

acayip bir zevk alıyorum bu durumdan lan, yeminle...

orda harcadığım zamanı bile değerlendiriyorum resmen ah bu been!
''sıkmalık portakal'' lafı duyunca bir hoş oluyorum.
insanın içinde patlayan şeylere ukte denir, haci versende anlamassın anlasan acır zaten....
arabamın torpidosunun en ücra yerinde karışık müslüm gürses cd si var.
bu aralar, tam "binlerce dansöz var" ruh halindeyim sözlük..bi' gün kati suretle reddettiğim bi şeye ertesi gün ılımlı bakabiliyorum.
mesela twitter hakkında çok kesin önyargılarım vardı ama şu an; "aslında o kadar da fena değil ya,açsam mı ki" diyorum..bu en basit hali tabii..
kendimle o kadar çelişiyorum ki hangisi benim anlamadım.en nefret ettiği insan tipi tutarsızlık olan ben, tam olarak bu insan özelliklerini kendimde görüyorum.
işte hayat; benim dengemi bozdun bravoo!
bastırmam gereken duygularım var. duvarlara vurmaktan incittiğim bir elim var. sinirden ve gururdan ağrıyan bir başım var. pişman olmadığım ama yaparken hiç mutlu olmadığım şeyler var. beni zorunlu bırakılan şeyler var. ne düşüneceğimi , ne hissedeceğimi bilen bir insan yok benimle. ben karşıdakinin hislerini anlayabilip , kendi hislerine önem verilmeyen biriyim. çoğu zaman iyi niyetli , sırtınızı yaslayabileceğiniz biriydim ben. herkes sandığım , destek olmaya çalıştığım çok şey olmadı benim , bir şey oldu. bütün iyi niyetimi verdiğim bir şey oldu. tüm kötü düşüncelerden sıyrılıp masum olduğum tek şey vardı benim. bugün bunu kirlettiler. her şeyimi kirlettiler. iyi niyetin nasıl suistimal olacağını gördüm. duygularımın beş para etmediğini öğrendim. dönüşü olmayan şeyleri öğrendim. duygularımı bastırmayı öğrendim. kirlenmeyi öğrendim. öldürdüler bugün içimdeki iyi niyetleri. ben öldürdüm. sen öldürdün ama hala onurum var. onurum var benim. her şeyden önemli ve kaldıramayacağım şeyler var. affedemeyeceğim şeyler. unutamayacağım şeyler. bugün hepsini öldürdüm. ben de kirlendim her şey gibi. kötü niyetli biri olmayı öğrendim. yeni bakış açıma hoş geldiniz.
ev arkadaşımı kıskanıyorum. evet kıskanıyorum sınıf arkadaşlarından.
şimdiye kadar hiç kurtlar vadisi , muhteşem yüzyıl , behzat ç izlemedim.ama super baba , bızımkıler , perıhan abla , leyla ıle mecnun hayranıyım o ayrı.
Beyaz turp yedikten sonra geğirmeyi çok seviyorum.
yolda yürürken triplere giriyorum. sanki bir filmin içindeymişim gibi davranıyorum. o an kafamda aksiyon/gerilim filmi varsa hızlı hızlı yürüyorum, gözlerim kısık, biraz sinirli, her an bir manyaklık yapabilirmiş gibi..

psikoloji ile ilgili film de çekiyorum kafamda. yavaş yavaş yürüyorum. gözler yorgun, düşünceli, insanın içe dönüşü var. bazen bitmiş, umutsuz halde..

bazen de amelie gibi oluyorum, * * böyle bir güleryüzlülük, pozitiflik, herkese yardım etme isteği, hava ne güzel lay lay lay şeklinde. bu hareketlerimi belirleyen şeyler ise; hava ve o günkü moralim.

iş hayatı, stres derken kafayı yedik. nelerle uğraşıyorum, teallaam !
yolda müzik dinleyerek yürürken kendimi klip çekiyormuşum gibi hissediyorum. sonra bu düşünceme gülüyorum.
bekarken ilk defa görüp beğendiğim hatunların üstünde ne var diye çok dikkat ederdim; olur da sevgili olursak, ilk tanıştığımızda üzerimde ne vardı soruna cevap vererek tam 12'den vururdum.
bugüne kadar açtığım başlıkların altına girilen entrylerin sayısı 2yi geçmedi. biri zaten bendendi.
görsel

işbu entride ilk önce yukarıdaki resmin açılıp öyle okunması önemle rica olunur.

malazlar kibriti bilirsiniz sözlük. 90'lı yıllarda kullanılan efsane paketini de hatırlayan hatırlar, hatırlamayan ise yukarıdaki resimden kopya çekebilir. işte ben bu malazlar yazısındaki koskoca "m" harfini okumayıp yıllarca bu kibritin markasını "alazlar" bildim.

çok yazık ettim çocukluğuma.
sözlü*k kendime yaratıcı bir nick buamıyorum. yaratıcılığımı kullanamadığım tek şey bu.
itiraf ediyorum:
Çevremdeki bütün insanlara artık alkol kullanmıyorum diyorum ama herkes gittikten sonra içmeye devam ediyorum.
dışarıda bir kedi şu anda orgazm oluyormuş gibi sesler çıkarıyor. *
martta gelmedi hayırdır.
bu ülkede sıradan, normal vatandaşların ziyadesiyle ezildiğini dolayısıyla da ezik olduğunu düşünüyorum.
saçma sapan konulara sahip rüyalar görüyorum. sabahları gülerek uyanmamı sağlıyor. artık nasıl bir bilinçaltım varsa...
sevgili ablacığım;
sen duşa girmeden önce tuvaleti kullanıp seni muhteşem kokuların içinde duş almaya mecbur bırakmaktan gerçekten müthiş bir keyif alıyorum. şuan bunu yazarken bile çok mutluyum. sevgiler.
*bi daha kimseye borç vermicem.
*okul tatil oldu, final ertelendi diye üzülen tek gerizekalı benim.
*benim canım fena halde kahve istiyor.
*yarın yine karnımı doyurmaya param yok.
*ya banane açım ben ya!
iblis'e hayranım.