bugün

eskisi gibi olabilmek neden bu kadar zor bilmiyorum. ama kesin olan çok zor olduğu. artık aşık olmaktan korkuyorum nedenini de bilmiyorum.
oturdum... düşündüm... sınavı kazanamayan elamana baktım.. yemile bir kez daha halime şükrettim...
security nin tavan yaptığı bir sitede evim var. utanıyorum ama hakikaten var yani. 3 anahtarıda evde unuttum. tişörtü çıkartıp havuza daldım. bir yandan da acaba 10.kata tırmansam mı diye düşünüyorum sözlük. not: kartallar yanlız uçar.
olmak istediğim insanla uzaktan-yakından alakam yok. zamanı geriye sardırıp milattan önceye yani ortaokul 2 ye gitmek istiyorum. hayatıma oradan tekrar başlamak.
insanlara çok değer verip sonra satılıyorum. ve pişman oluyorum. sonra onlar haklı oluyor. nerde hata yaptığımı anlamıyorum.
bi dostumu daha kaybetmiş bulunuyorum sözlük.hayırlı olsun.
düşünmüyor degilim aslında dostum olsaydı saçma sapan şeyler yapıp kaybettirmezdi kendini neyse neyse hiç beyin fırtınasının sırası degil gibi.
Bazen hala onu özlüyorum ya herkese ihanet ediyormuşum gibi geliyor.
özgüvenim olmadığı için sevgilimle buluşmaya çekiniyorum sözlük..
olgun bayanlardan hoşlanıyorum. mesela bugün helen mirren yeni filmindeki cesur sahneleri araştıracağım..
hayatım boyunca başarısız oldum. büyük bir hızla da devam ediyorum başarısızlıklarıma. umarım sonu gelir bunun. * * *
" ölmek için daha kaç güneşi karşıma almam gerek, gidişlerimde ve gelişlerimde?
öleceğim günün üstünden 24 kez geçmeme rağmen rastgelmemesi kader mi?
merdiven yerine kullandığım, tırmanışlarıma katkı sağlayan ağaç kökü, daha ne kadar dayanır bedenime? "

adını sabahlardan soyutladığım gün dönümü, trafik ışıklarında ki ortak cinsiyet logosunun, tuvaletlerde iki logo olarak sunulmasını eleştirdiğimin ilk akşamı. ah bu ne kadar sulu bi' davranış diye düşünmeden, cinsel arzuları vakit geçirmeden aktarmanın en sade hali şimdiler.
şimdiler? sahi kimler?
daha öncelerde de, milyonda bi' ikramiye kazanacağıma dair bana söz veren dönek hayat! felsefe derslerinde daha kaç hipotez çürütmek lazım sana?
lazım aslında sana, bi kupacan kahve, sonradan mentollü bi' sigara ve ciklet.
konuştuklarını sadece kendi duyan insancıklar, aslında çok haklılar, tehlikeliler mi ya da?
başlarını sıkıştırdıkları, yarı çapı az santim eden bir çember. ikinci bir günaydın üzerine.
capri-sun aşklar, yalandan yemin ve harman üstü kavgam.
herkesten daha fazla çevrımdışı arkadaşlarım. hep bir dolara muhtaç iki yol ayrımı ama sonu aynı. hermes gibi.
hestianın kutsayamadığı ezop masalları gibi.
sahi..!
biz üç kişiydik, sesli okuduk ve tanı koyduk vakit geçirmeden.

--spoiler--
vaktiyle bir adamın üç kızı varmış. üçünün de huyları birbirinden ayrıymış.
biri içkiye düşkünmüş, biri eğlenceyi seven bi' yosmaymış. üçüncüsü de çok cimriymiş.
--spoiler--

böyle başlamıştı. farklı sandık ve bir an inandık sokak üstü gün batımında.
farklıydılar ama aynıydılar, orospuydular.
yarısını, yansıyan vitrin görüntüsünde yaşadığımız köşe başları gibi.

biz güldük, öyle bi' güldük ki; o gece sadece hestia ağladı...
nick altı sayfalarca olan yazarları çok kıskanıyorum ben.

edit: dilenci osurugu, iyi ki varsın. bu saatte benim yüzümü güldürdün.
misfits dinlediğimde (aslında genel olarak punk dinlediğimde) sandalyeleri kırıp, camdan insanlara bira şişesi fırlatmak istiyorum sözlük. hıaaaaaaağğğğ paaanksnatded diye bağırmak istiyorum. insanlar bence iki durumda canavara dönüşüyor birincisi düğünlerde hiç beklemediğimiz adamların bile kop kop dans etmesi olayı var ya heh işte düğünlerde canavar çıkıyor insanların içinden diğeri de punk dinleyince. neyse hıaaaaaaaaaaaaaaaağğğğğğ
Eski erkek arkadaşıma ''eski erkek arkadaşım'' demek canımı acıtıyor.
Onu, onlu günleri özlüyorum.
Bazen onur, gurur dinlemeyip, gidip kapısına dayanmak istiyorum.
Pis pis görücüler geliyor.
Bunun iyi yanı: Kahve pişirme konusunda uzmanlaştım.
Annem yaşlandıkça tuhaflaşmaya başlıyor.
Yaşlanmasına dayanamıyorum, ölecek diye çok kurkuyorum.
Çocukken, hergün tanrıdan annemin ölmemesini dilerdim.
Kalabalıkları sevmiyorum, kendimle kalmak istiyorum. Yalnızlığımı özlüyorum.
bilgisine, tecrübesine, okuduğuna, aldığı eğitime ukela bir özgüvenle baskınlık aracı gibi bakan biri olmadım hiç ve asla ben şundan daha bilgiliyim gibi içerde patlamaya ayarlı tek taraflı kıyaslamaya gitedim; ama çok rahat bir edayla ve yarım adım dahi geri atmayacak kararlılıkla şunu söylemek istiyorum:

ben can ataklı cahilini arka cebimden en az beş kez çıkarırım!!

sıkıştığında yoo hayıırr ben onu kastetmedim diyen,
bilgisi olmadığı mevzularda konu bütünlüğü olmayan bir cümleler yığını içine dalan,
yakın tarihten örnek verme niyeti, çalıştığı gazetelerin manşetlerinden öteye geçemeyen,
hitabeti ve etkileyiciliği sıfırın altında olan,
cem uzanın tenasül uzvunu yaladığı günlerde doğan grubunu firavun ilan etmişliğini unutup bugünlerde bu gruba kölelik yapan bu adam her akşam bir televizyon programına konuk olup konuşulan konunun ekvator mahalinde tur atarak pazarladığı saçmalıklarıyla bir türkiye resmi olma görevi de üstleniyor sağolsun. aydını bu olan bir ülkenin, birilerinin politik ganimeti topladığı bir kritik süreçte konuşacağı şey elbet şike olur.
ilk defa bu kadar çaresizim sözlük ne yapıcam bilmiyorum. nefes bile alamıyorum.
yok yok sözlük. o kadar iğrencim ki sen de yardım edemiyorsun bana.
sözlük hesabımdan çıkış yapıp, okuyucu olarak kendi yazdığım dört giriye olumlu oy verdim. bir daha yapmadım ama hepsi o kadar.
ayrıldığım için çok mutluyum mutluyum nidaları çekiyorum, zıplıyorum hopluyorum özgürüm diye bağırıyorum... ama mutlu değil miyim şuan onu anlayamıyorum, 2. günde de depreşme başlamaz ki canım... yok yok alışkanlık denen şeye bu diyorlar. mutluyum ben mutluyum özgürüm. zaten mutlu değil miyim yoksa sorusu aklıma geldiği an yaptığı tüm öküzlükleri kendime hatırlatıyorum ve rahatlıyorum.

mutluyum özgürüm rahatım yalnızım. 5 yıl sonra şükür olsun!
herkes tatildeyken ben hala ders çalışıyorum. tus'a çalışmak değil, tus'un var olması adamı rahatsız ediyor zaten. okul da daha bitmedi. bir de bizi beğenmiyorlar ya ona fitil oluyorum. sen göbek kaşıyarak tv izlerken ben senin sayamayacağın sayfada kitap okumaya devam ediyorum. sonra benim kazandığım, kazanacağım parayı kıskanıyorsun, benim verdiğim önerileri değil de komşunun götünden uydurduğu şeyi yapıyorsun. bu adamlara gıcık oluyorum işte, çok fena sövüyorum ayrıca, haberleri olsun. itirafım bu.
bir günü daha uyuyarak ve film izleyerek tamamladım.
bugün 3 yıl aradan sonra saçlarıma veda ettim sözlük. üç numara dedikleri şeyden işte.
değişikliği kimse farketmedi.

ya da neyse madem itiraf ediyorum tam olsun.gören bütün arkadaşlarım gülmekten altına sıçtı. saat 1 olmuş hala mesaj atıyorlar arkadaş olmazki böylede, kafatasımın şekline sıçayım. mantar gibi anasını satayım. sanki doğarken doktor çekmiş başımdan bunun bir iki haftası daha var diyip geri bastırmış.
O kadar peşinden koştuğum kızı elde ettikten sonra eskisi kadar yoğun duygularım yok sözlük.Acaba hep uzaktan uzağa mı sevseydim...
alışmak kötü be sözlük. meğer ne iyiymiş hiçbir şeye alışmamayı öğrendiğim zamanlar. altın çağıymış bir nevi. şimdi sürekli kırıcı oluyorum, bi yandan kendimle savaş içindeyken. hayat ne kadar da karmaşık. ama geçecek. güleceğim. geçecek.
şuan doğum günüm 23 oluyorum. korkuyorum abi büyüdüğüm için. kimse yok yanımda. böyle faceden kutlayanlar falan. tüm geçmişim gözlerimin önünde. neden bilmiyorum heyecan yok şuan, üzüntü var geçmişimi kötü bir şekilde yaşamışım hissi var, boşluk var. neden bilemedim.